LEZA L' | 1. Bölüm: Kurucu.

19.4K 690 1.3K
                                    

1. Bölüm: Kurucu.

"Dur! Dur! Dur, ne olursun dur!"

"İmdat! Yardım edin!"

"Dur artık! Yardım edin ne olur!"

"İzem! İzem, yardım et! Lütfen, yardım et!"

Terden sırılsıklam bir şekilde yataktan doğruldum. Titreyen ellerim terli saçlarımı bulduğunda ard arda sayamayacağım kadar çok yutkunmuştum. Gözlerim sımsıkı kapalıydı. Farkına biraz geç varmıştım ama deli gibi titriyordum.

Gördüğüm kabusun etkisinden çıkamazken komidinin üzerindeki saate kaydı gözlerim. Henüz gün doğmamıştı fakat Tuna çoktan gitmiş olmalıydı. Yüzümü sıvazlayıp yataktan yavaşça kalktım. Adımlarım sarsaktı çünkü hala dizlerim titriyordu.

Derin bir nefes alıp banyoya girdim. Aynaya bir kez olsun bakmadan soyunduğumda bir yandan da suyu ayarlamıştım. Hızlı ve sıcak bir duş alıp havluma sarındım.

Psikolojimin yerinde olmadığı bir dönemden geçiyordum. Kafamda özellikle geçmiş olmak suretiyle dünya kadar şey dönüyordu. Sürekli baştan sona aynı şeyleri düşünmekten kabuslar görüyordum.

Fakat sırası değildi. Hiç değildi. İki oyunum kalmıştı ve ben bu bataklıktan kurtulmak için dinç olmalıydım. Aklım başımda olmalıydım.

Üzerimi hızlıca giyinip saçlarımı kuruttuktan sonra telefonumu aldım elime. Birkaç saat sonra yeni bir oyun oynayacaktım. Ne kadar zor olacağını tahmin edebiliyordum çünkü buradan kaçmak, kurtulmak öyle kolay değildi.

Burası Leza'ydı. Cehennemdi. Karanlıktı.

Burada kimsesizler yaşardı, unutmayanlar ama unutulanlar.

Düz saçlarımı sıkıca toplayıp odadan çıktığımda ev sessizdi. Tahmin ettiğim gibi Tuna çoktan çıkmıştı. Mutfağa girip dolaptan çıkardığım soğuk suyu içtim ardından uzun çizmelerimi giyip evden çıktım.

Yağmur yağıyordu.

Yağmur yağıyordu, şimşek çakıyordu, gök her seferinde daha şiddetli gürlüyordu. İnsanlar korkup kaçışıyordu. Ben ise nedensiz bir zevkle izliyordum.

İçten içe gülerken hemen karşı kaldırımdan bana doğru gelen Onur'u gördüm. Islanmıştı, hatta sırılsıklam olmuştu. Görüntüsüne ifadesiz bir şekilde bakarken dudaklarına içten bir gülümseme yerleştirip belimi kavradı. "Günaydın, güzelim." Hiçbir şey söylemeden başımı salladım.

"Hava buz gibi daha sıkı giyinseydin, hasta olacaksın." Dedi kısa dar eteğime bakarken. Sesi sert çıkmıştı. Omuz silkip ilerlemeye başladığımda belimi çoktan bırakmış yürümeye başlamıştı. Yan yana yavaş adımlarla yürürken bana baktığını biliyordum.

Yağmur ve hafif rüzgar yüzünden topladığım saçlarım yanaklarıma hızla yapıştı, ellerimi yanağıma koyup geriye ittim. Başım ağrıyacaktı. Önüme bakmaya devam edip çizmelerimin etrafa sıçrattığı birikintilerin görüntüsünü izledim. Onur yanında ben yokmuşçasına hızlıca ilerlemeye başladı.

LEZA | LABİRENT +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin