Gözleri açtığımda bütün güzelliğiyle yanımda uyuyan Jongin'i görmüştüm. Yine gördüğüm diğer halüsinasyonlardan biri diye düşündüm. Güzel yüzünü izleyip ellerimi ipeksi saçlarına daldırdım. O kadar gerçek ve o kadar sıcaktı ki! Bu rüyadan uyanmak istemiyordum. Her gün her saniye onu rüyalarımda görüyordum ama ilk defa bu kadar gerçekçi geliyordu. Saçlarını okşarken yavaşça kıpırdandı ve gözlerindeki çapakları ince parmaklarıyla temizleyip esnedi ve bana döndü.
"Chanyeol tanrım uyanmışsın." Tanrım lütfen! Öleceğimi biliyorum ama beni Jongin'le sınama. Çektiğim acının iki katını çekmeye razıyım ama onunla sınama! "Chanyeol sevgilim?"
"J-Jongin." dedim sesim günlerdir konuşmadığımdan çatlamış ve yeni uyandığımdan dolayı boğuk çıkmıştı.
"Efendim bebeğim. Buradayım artık yanındayım." Sen gerçeksin. Sen gerçeksin Jongin. Benimlesin yanımdasın. Rüya değilsin. "Bir yerin mi ağrıyor? Hemen doktoru çağırıyorum." Ayağa kalkmaya çalıştığında elimle kolunu tutup onu durdurdum ve aynı anda acıyla birlikle inleyerek geri bıraktım. "Özür dilerim sevgilim çok özür dilerim."
Jongin hemen odadan çıkıp doktorla birlikte geri döndü. Doktor beni muayene edip bandajlarımı değiştirdi. Hala inanamıyordum. Öleceğimi, onu tamamen kaybedeceğimi düşünüyordum. Ama şimdi buradayım ve etrafta küçük bir çocuk gibi dolanan sevgilim tarafından iyileştiriliyorum. Bedenim, kalbim ve ruhum onu gördüğüne o kadar sevindi ki şuan ölsem acı çekmeyeceğimi biliyorum.
Doktor muayenesini tamamladıktan sonra gitti. Jongin kahvaltımı getirtip kendi elleriyle yedirmeye başladı. "Bana her şeyi anlatmanı istiyorum." dedi ekmeğe sürdüğü balı dudaklarımın arasına koyarak.
"Anlatacağım bebeğim ama önce Bay Lee'ye ne olduğunu öğrenmek istiyorum."
"Büyükannem tutuklandığını söyledi. Mahkemede yargılanacak ama yaşından dolayı fazla bir ceza almayacağı söyleniyor. Bense bir daha oradan çıkmasını istemiyorum."
"Şşştt! Bebeğim geçti hepsi geçti. Artık yanındayım."
"Chanyeol...ne oldu? En başında anlat bana lütfen!" Elini tutup dudaklarıma götürdüm ve gözlerimi kapatıp hala rüyada olup olmadığımı ölçmeye çalıştım.
"Sen saraya gelmeden önce büyükhanımla konuşmuştum. Saraydan ve görevimden ayrılmayı istediğimi söylemiştim. Ailem öldükten sonra daha fazla burada kalmak istemedim. Büyükhanım bana son bir görev vereceğini söyledi, bana senden bahsetti. Ben, seni zaten biliyordum. Son görevim olarak kabul ettim. Çünkü yaşasaydı babam da bunu yapacaktı."
"B-baban beni biliyor muydu?" Oturduğu yerde kıpırdandı ve telaşlı bir gülümseme edindi. Ailem yaşasa onu çok severdi.
"Biliyordu sevgilim çok uzun zamandır seni biliyordu." Omuzlarımı dikleştirdim ve konuşmaya devam ettim. "Özgürlük istiyordum Jongin. Her anımı her dakikamı kontrol etmelerinden yorulmuştum."
Jongin rahatsız olduğumu anlaşmış olacak ki sırtımdaki yastığı sabitledi ve dizlerini karnına çekip ellerini bacaklarına sardı.
"Bana söyleyebilirdin." dedi kırgınlığını gizlemeye çalışmadan.
"Bir çözüm yolu bulmaya çalıştım. Ama hiçbir sonuç elde edemedim. Sana söylemek istemedim bebeğim. Seni üzmek istemedim ama sanırım düşündüğümden daha da fazla üzdüm. Her ne kadar en başından böyle olmasını istemesem de sana hayır diyemedim. Seni kullandığımı düşünme sana deliler gibi aşığım senin için ölürüm."
"Ne-neredeyse ölüyordun Chanyeol." Söylerken bile sesi titriyordu. Tanrım onu bu kadar korkuttuğum için kendimden nefret ediyordum.
"Sevgilim, hayır hayır ben iyiyim bana hiçbir şey olmadı olmayacakta." Kollarından tutup onu kendime çektim ve yanıma uzanmasını sağladım. Saçlarından gelen o muhteşem kokuyu ciğerlerime çektim. Kokusunu, tenini ona ait olan her şeyi çok özlemiştim. O gün karnımdan ve bacağımdan vurulmuştum hala yaralarım tazeydi ama ona kavuşmak bütün acılarıma son vermişti. "Bebeğim sana her şeyi anlatacağım beni sakince dinlemeni istiyorum." Kafasını salları ve elimi ellerinin arasına alıp dudaklarına götürdü. "Hastanedeyken Bay Lee'nin adamı Bay Lee'nin benimle görüşmek istediğini ve onu takip etmem gerektiğini söyledi. Bu benim için de iyi olacaktı sonunda onunla yüzleşebilecektim. Çünkü uzun zamandır onun gerçekleri bildiğini yani ikimizi bildiğini biliyordum. Büyükhanıma neden söylemediğini merak ediyordum. Arabama bindim ve önümdeki aracı takip ettim. Şehrin dışında büyük bir depoya götürdüler beni. Depo terk edilmiş ve ıssızdı. İçeri girdiğimde Bay Lee ve beraber büyüdüğümüz mesai arkadaşım Jung Sun'dan başka kimse yoktu. Bay Lee her şeyi bildiğini ve eğer senden ayrılmazsam çok kötü şeyler olacağını söyledi. Açıkça beni tehdit ediyordu. Bende ona bildiğim şeyler olduğunu ve bunları büyükhanıma anlatacağımı söyledim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Last Prince
FanfictionYazan: Nina Türü: Romantik - (Yaoi) Karakterler: Jongin, Chanyeol, Sehun, Tao ve diğer EXO üyeleri. Kim Jongin 19 yaşında sıradan bir üniversite öğrencisiydi. Fakat sıradan olamayacak bir hayata adım atmak üzereydi. Aşk ne zamandan beri sıradandı...