11. Bölüm "Çiçek"

119 14 35
                                    

Selam! Uzun bir aradan sonra yine beraberiz. Lütfen o güzel yorumlarınızı esirgemeyin benden. İyi okumalar.

...

sla_aslaan bigeeNur 'a ithafen... ♥️

...

Kıtır'ın yanında dolaşıyor, arada kendimi zorlasam da dayanamayıp bazı çikolatalardan alıp yiyordum. Aslında yememem gerekiyordu. Fakat çok lezzetliydi! Yemeden duramıyordum maalesef.

Elimden bir tane çikolata düştüğünde yerden çikolatayı almak için eğildim. Yere eğilirken önümde bir çift ayak durduğunda hemen kafamı kaldırarak karşımdaki kişiye baktım. Ama gözlerim o kişinin gözleriyle buluştuğunda sanki hayatım film şeridi gibi önümden geçmeye başladı. Çok garip ve ürkütücüydü. Başım dönmüş bir şekilde arkama döndüm. Bayılacak gibiydim.


"Safir..."

Sesim güçlükle çıktığında yanımdan bir rüzgarın geçtiğini hissettim. Midem bulanırken yere yığılmıştım bile...

...

Ağır göz kapaklarım aralanmayı reddedercesine tüm ağırlığını sergiliyordu bana karşı. Oysa benim güçsüz bedenim buna hiç karşılık veremiyordu.

Yanımda Astro ve Safir konuşuyordu. Bir yerde yatıyordum. Sanırım burası yatağımdı.

"Safir bence dayanamayacak. Siren hayat enerjisini çok fazla emmiş. Onu hemen öpmek zorundasın. Yoksa ölecek!"

Ölmek mi? Hayır... Ölmek istemiyordum! Başka bir yolu olamaz mıydı? Hiç mi? Gözlerimden yaşların aktığını hissettim. Ölmek daha doğru gelmişti birden bire. Yıllardır kurduğum hayallerime ihanet edecekmiş gibi hissediyordum kendimi. Hayallerime... Ahsen'le dolu olan hayallerime...

"Hayır Astro, elbette ölmesine izin vermeyeceğim. Onu tekrar kaybedemem."

Tekrar mı? Safir'le daha önce tanıştığımı hatırlamıyordum.

"Safir her ne yapacaksan çabuk ol çünkü çok az zaman kaldı."

Safir, derin bir nefes aldı. Ayağa kalktığını hissetmiştim. Adımlarını duymaya başladığımda kalp atışlarım hızlandı. Gerçekten başka bir yolu yok muydu?

Yatağın kenarına doğru oturduğunda büyük elini saçlarımda hissettim.

"Özür dilerim."

Sesi hüzün dolu bir okyanustu sanki. Ya da derin, çok çok derin... Sonsuzluk kadar derin...

Elini bu sefer yanağımda hissettim. Neden bu kadar huzurlu hissediyordum? Ya da neden sanki bu anı daha önce yaşamış gibi bir hissiyat vardı üzerimde?

Nefesini dudaklarımda hissettim, sonra da dudaklarını dudaklarımda...

Vücudumda garip bir şey dolaşmaya başladı sanki. O şey dolaştıkça enerji ile doluyor, hayata geri dönüyordum. Bana hayatın yıllardır vermediği sevgi, kan damarlarımdan akıyor, tatlı bir oksijen ciğerlerime doluyordu.

"Ne olur, beni tekrar bırakma Makbule. Lütfen..."

O an, gözlerimi aniden açtığımda masmavi gözlerle karşılaştım. Gözlerimin içinde kalan yaşlar gözlerimin kenarından süzülürken, derin bir nefes aldım önce.

Safir, ağlıyordu. Zaman Bekçileri ağlar mıydı? Yüzünde kocaman bir gülümseme belirdi sonra.

"Bir asır sonraki çiçekler soluncaya dek beni bırakma."

Zaman ÇiçeğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin