five

840 43 16
                                    

Kampüste ağacın dibine oturmuş umutsuz fakülte kadınları olarak notları karıştırıyor ve bir gün sonraki sınav için çalışıyorduk.

Aslında bu benim için çok yeniydi çünkü genelde sınava girmeden bir gün önce değil bir saat önce çalışırdım. Aslında çalışmaktan çok bir mucize olmasını ya da görsel hafızamın bu kağıdı beynime işlemesini bekler çoğu zaman kâğıtlara bön bön bakardım. Tabi o sınavlardan üstün kopya yeteneğim sayesinde geçmiştim , görsel hafızam değil yani.

A4 kağıtları ile boğuşurken çimenlerde uzattığım ayaklarımı incelemeye başladım, daha sonra bir kaç karınca, sonra tüm kampüs. Yani kısacası ders çalışmak haricinde her şeyi yaptım.

Artık konsantrem tamamen bozulmuştu. Kağıtları Alison'a  fırlatıp gerindim. "Sıkıldım hadi bir yerlere gidelim." Diye mırıldandığımda Alison gözlüklerinin üzerinden bana baktı. "Çalışır mısın sonra kopya çekeceğim derken 3 gün şaşı geziyorsun."

Gözlerimi devirip bu sefer Angelina'ya yanaştım. "Pişt" dediğim anda gözlerini bana sabitledi. Ona bakışlarımla burdan gitmek istediğimi anlatıyordum. Anlıyordu ve o da istiyordu ama pişmanlık duyacağını biliyordu. Yarın ki sınavda bana küfür edecekti. " Angelina." Diye mırıldandım. "Tamam lanet olası gidelim!" Diye karşılık verince ellerim ile alkış yaptım. Zaten alkış elle yapılıyordu. Yani ayakla da yapılırdı ama her neyse.

Oturduğum yerden uyuşan popom sayesinde Lola teyze gibi kalkarken Rachel beni dürttü. " Zayn bu tarafa geliyor."

İçimi kaplayan heyecana yenik düşüp hızla kalktım. Belimden gelen katır kutur sesler korkmama sebep olmuştu. " Buraya gelmiyordur o ileride Monica vardır." Diye söylenirken "Hey Alaska." Onun sesiyle ismimi ilk kez duydum.

Neyse ki arkam dönüktü çünkü şuan ki suratımı görse 'aman Tanrım' diyip kaçardı.

Kızların tek tek gözüne bakarken hala önümü dönememiştim. "Bir kaç dakika konuşabilir miyiz?"

Sesi tekrar duyulduğunda kendime geldim. Angelina gözlerini pörtletmiş bana uzaylı gibi bakıyordu. Şu garip anı umursamayarak ona döndüm. "Tabii." Diye yanıtladığımda gülümsedi ve biz, ikimiz, ben ve Zayn, Zayn ve ben kampüste yürümeye başladık.

"Senden bir iyilik isteyeceğim. Bir kaç kişiye bahsettim bana senin bu konuda yetenekli olduğun söylendi."

İlgi çeken konuşmasını dinlerken aklımda iki soru vardı ' bana oyun mu yapıyordu?' , ' ona yazanın ben olduğumu öğrenmiş miydi?'

" Önce ismini söylesen?" Diye sordum. İçimden hunharca kahkaha atıyordum. Annesinin kızlık soyadına kadar biliyordum oysaki. Bu sadece havalı bir şekilde 'seni tanımıyorum' demek oluyordu.

Elini ensesine atıp güldü. " Pardon çok düşüncesizim. İsmim Zayn." Kibarca konuştuğunda beni tanımadığını anlamıştım. İçimin yağları erirken daha rahat bir tavıra büründüm. "Pekala Zayn. Dinliyorum."

Bir banka oturduk ve bana; ona birinin yazdığını fakat bir türlü bulamadığını ve arkadaşının benim üstün Stalker yeteneğimden bahsettiğini bu yüzden bana geldiğini ve daha bir çok gereksiz ayrıntıyı anlatmıştı.

Yani bana beni anlatmıştı. Harika! Üstelik bana kendi numaramı da vermiş ve benim numaramı da istemişti. Double Harika!

"Eh şey instagramdan eklerim ben seni ordan konuşuruz. Numaram bozuk benim." Diye bir savunma yapıp kendimi beter duruma düşürmüştüm. Garip gözlerle beni süzdükten sonra sadece " Ne?" Diyebildi.

" Yani hattım bozuldu bende daha yenisini çıkaramadım. Yani bozuldu derken çip kırıldı böyle kenarı çıktı. Anlarsın ya. Herkesin başına gelir bu. Çipler çok dandik. Operatörüm ile  kavga ettim biliyor musun? 2019 da çip kırılıyor olacak iş mi?"

Saçmalamam üzerine "anladım" diyerek  ayağa kalktı. " Ben gideyim takip edersin beni. Görüşmek üzre. Haber bekliyorum." Diyerek resmen yanımdan kaçtığında, heyecan yaptığım için aklımın bir köşesine evde kendimi dövmeyi not ettim.

Kızlar teşkilat gibi yanıma üşüşürken tek yaptığım oturmaktı. Aslında insanlar şuan oturduğumu sanıyordu. Ben şuan yıkılıyordum. " Ne dedi?" ,"ne oldu?", " ne konuştunuz?"

Kızlar hep bir ağızdan konuşmaya devam ederken mental olarak yıkılmaya devam ettim fakat bir ara hangi tarafa yıkılacağıma karar veremedim ve dudaklarımdan tek bir kelime döküldü. "Sıçtık."

Bu bölümde çok texting olmadı ama olsundu arada böyle de yazmak lazım çok texting de baya yavan olur hikaye bence. 

Ulan be Osmanlı bile böyle yıkılmadı....

Neyse şuraya bir Alaska temsili bırakayım; 


Nslanalansl

SASSY / ZaylenaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin