fourteen

731 36 20
                                    

"İşte tam karşıda. Hadi kızım göreyim seni!" Angi'nin beni gazlaması ile nefesimi sesli bir şekilde dışarı verdim.

Elimdeki kitapları her an düşürecekmişim gibi tutarak bankların arasından gülerek geçen Harry'nin tarafına doğru hızla yürümeye başladım.

Tam yanından geçerken hafifçe ona çarpıp kendimi yere atarken gerçekten sakatlanmamak için oldukça dikkat ettim.

Kitaplarım elimden fırladı ve yere düştü. Tabi bende. "Ah! Bileğim."

Suratıma acı çeker bir ifade yerleştirdim. Harry endişe ile yanıma eğildi. "İyi misin ?"

Gözlerimi doldurmayı bile başarmıştım. Ne oyunculuk ama!
"Off kitaplarım dağıldı." Yerimde sızlandığımda Harry çabucak kitaplarımı topladı.

"Bileğin mi burkuldu? Bir bakayım." Eli çıplak bileğimi kavradı ve muayene eder gibi bileğimde gezindi. Kafamı olumlu anlamda salladım. "Sana yardım edeyim."

Bu sefer belimi kavradı ve beni yerden kaldırmak için destek oldu. Yerden kalkarken oldukça zorlanıyormuş gibi yaptım.

Bir kolunda kitaplarım bir kolunda da ben vardım. Gelen geçen gözlerini belertmiş bizi izliyordu. "Çok özür  dilerim." Diye mırıldandım.

Gamzelerini göstererek güldü. "Sorun değil." Diyerek karşılık verdi. Kendimi onun ellerimden kurtarıp yürümeye çalıştım ama başaramadım. Tabi o öyle sanıyordu. "Ah, çok acıyor."

Bu sırada oyuna arkadaşım ve suç ortağım Angi ortak oldu. "Aman Tanrım Alaska! İyi misin?"

Gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdım. O kadar komik bir surat ifadesi vardı ki! " Sanırım bileğim incindi bilmiyorum."

"Seni nasıl taşıyacağım şimdi ben. Hay aksi, derse de geç kalıyorsun!"  Diye sızlandığında kurtarıcımız Harry araya girdi.

"Sen kitapları tut ben onu sınıfa götürürüm." Sırıttım ve içimden 'tam istediğim gibi!' dedim.

Harry elindeki kitapları Angi'nin eline bıraktı sonra da belimi kavrayarak bir kolunu bacaklarımın altına geçirip beni kucağın aldı.

Okulun kapısına doğru yürümeye başladığında tüm kızların kıskanç bakışları üzerimdeydi.

Sonuçta Zayn'in en yakın arkadaşı namı değer çapkın yakışıklımız Harry Styles beni okula kucağında sokuyordu.

Harry Angi'nin yönlendirmesi ile beni sınıfa taşırken duvara yaşlanmış ve Monica ile konuşan Zayn şaşkınca bize baktı.

Biz geçip gidene kadar gözlerini bizden çekemedi ve bende ona bir hediye verdim. Yani orta parmağımı.

Kaşları çatılırken sinirli suratı beni eğlendirmişti. Ne de olsa onunla olan oyunumuza sevgilini arkadaşını eklemiştim.

Ayaklarım yerle buluştuğunda kendime gelerek Angi'nin koluna girdim. "Çok teşekkürler, adını bilmediğim çocuk." Diyerek Harry'e sıcak bir gülümseme gönderdim. Tabiki de onu tanıyordum. Bu sadece oyunun bir parçasıydı.

Şuan tam olarak bana bir şeyler demesi gerekiyordu. "Önemli değil, adım Harry ve bu arada  hatamı telafi etmek isterim."

Tam olarak bunun gibi bir şey. Dudağımı hafifçe ısırıp gözlerimi kaçırdım. "Bir kahve içersek belki telafi olur."

Çapkınca sırttı. Tam ondan beklediğim gibi. "O zaman dersinden sonra seni burda beklerim."

Kafamı onaylar anlamda sallayıp Angi'nin yardımı ile sınıfa girdim. Derin bir nefes verdim. "Kızım sen oyuncu musun?" Angi gülerek kendini sıraya atarken bende gülerek yanına oturdum. "Napayım yapmam gerekeni yapıyorum."

SASSY / ZaylenaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin