SASSY / Zaylena

thirtytwo

"Alaska."

Biri beni sarsıyordu. "Alaska."

Şuan o birini öldürmek istiyordum. Gözlerimi zorlukla açtığımda ilk önce her şey bulanıktı ama daha sonra netleşmeye başladı. Başımda dikilen Jacquen'i fark edince etrafıma bakındım. Dün gece hemen aklıma gelmişti. Tanrım Jack'in öldüğü sahnede salya sümük ağlamaya başlamıştım ve gerisi yoktu.

Yattığım yerden doğrulup gerindim. "Ah, belim."

Sızlanıp belimi ovduğumda suratımı buruşturdum. Koltukta uyuyakalmıştım ve üzerimde cips kırıntıları vardı. Gözlerim yavaşça Jacquen'e çıktı. Sanırım o da benim gibi uyuyakalmıştı çünkü yeni uyandığı çok belliydi. "BÖLÜYORUM AMA..."

Duyduğum ses ile yerimden sıçramam bir olmuştu. Oturduğum koltuktan kalkıp sesin sahibine döndüm. Yani Zayn'e. "Ne işin var senin burada ?"

Kapının eşiğine dayanmış sert bakışlarını bana yollarken neden geldiğini ve  burayı nasıl bulduğunu anlayamamıştım. "Seni almaya geldim."

Kaşlarım alayla havalandı. Küçük bir kahkaha attığımda Jacquen bir bana bir Zayn'e bakıyordu. "Alaska bir sorun mu var?"

Elimi jacquen'in geniş ve çıplak omzuna (bilerek) koydum. " Sorun yok."

"Bekliyorum, yolda neler olduğunu anlatırım." Zayn sinir bozucu bir şekilde konuşup giderken derin bir nefes aldım. "Tanrım!"

"Neler oluyor?" Anlamaz gözlerle bana bakan Jacquen'in yanağına dünkü samimiyetimize ve friend Zone kısmına güvenerek bir öpücük kondurdum. "Şimdi gitmeliyim, sonra seni ararım!"

Hızlı adımlarla odasına gidip kıyafetlerimi değiştirdim.

***

Arabaya girdiğim andan itibaren ağzını açmayan ve bir açıklama bile yapmayan Zayn'e öldürücü bakışlarımı atarken derin bir nefes alıp tanrıdan sabır diledim. Sessizlik beni baya germişti. "Eee anlat artık!"

Beni cevaplamak yerine bir soru yöneltti. "Ne yaptınız ?"

Dudaklarımdan 'hah.' diye bir nida döküldüğünde sinirle, bana bakmasa bile ona baktım. "Sen kızlarla yalnız kalınca napıyorsan biz de onu yaptık."

Zayn'in kızlarla kart oynayıp Titanik izlemediğine %100 emindim tabi ama kudurması bana keyif veriyordu. "Zor bir geceydi o zaman."

Gözlerimi devirdim. "İnanır mısın ağladım bile!"

Araba birden durunca bana kızacağını veya sinirleneceğini düşünmüştüm ama o sakince suratıma baktı ve "Geldik." dedi.

Kafamı camdan dışarı çevirdiğimde Soho'ya geldiğimizi görmüştüm. Cidden beni sadece klasik buluşmalardan biri olduğu için mi almıştı. "Şaka mısın sen? Önemli bir şey olduğunu sanmıştım."

Beni takmadan arabadan inince mecburen bende inmek zorunda kaldım. Ağır adımlarla soho'nun girişine doğru ilerlerken önümde olan Zayn arada dönüp bana bakıyordu. Gerizekalı.

Soho'nun cam kapısını itip içeri girdi ve benim girmem için tuttu. Şaşkınlıkla ona baktım. Ne ara bu kadar centilmen olmuştu bu.

Kızların olduğu masayı ilk bakışta görmüştüm. Zaten içerisi her zaman dolu olmuyordu. Kendimi boş sandalyelerden birine atıp kollarımı birbirine kavuşturdum. " Bu muydu yani? Bunun için mi uyandırıldım?"

Tek tek hepsinin yüzünde sinirli bakışlarımı gezdirdim. Çocukça bir davranıştı ama uyandırılmaktan her zaman nefret ederdim. "Planlara senin de dahil olmanı istedik."