SASSY / Zaylena

twentyeight

Yüzüme gelen suyla rahatsız olarak gözlerimi açtığımda kendimi küvetin içinde bulmuştum. Bu bir süre beni olanları düşünmeye sürüklerken içinde bulunduğum küvetten çıkıp havluya sarıldım. Buruş buruş olan bedenim hemen dikkatimi çekince kaşlarım çatıldı. Dün gece ne olmuştu? Zayn ile mesajlaştıktan sonra onu engelleyip duşa girmiştim ve sonra duşta uyuyakalıp salak bir rüya görmüştüm.

O kadar gerçekçiydi ki uyandığımda bir an olsun dün gerçekten öyle bir olay yaşandığını bile düşünmüştüm ama tabiki onu engelledikten sonra evime falan gelmemişti ve birbirimizi sevdiğimizi söylememiştik. Aptal gibi hissediyordum.

Banyodan çıkıp salona geçince koltukta uyuyan Angi ve Rachel'ı görüp gözlerimi devirdim. Dün beni nasıl sattıkları aklıma gelmişti ve biraz sinirlerim bozulmuştu. Sehpanın üzerinde duran sudan bir yudum alarak saate baktım ve dehşete düştüm. Devamsızlığı sınırda olan dersim bu gündü ve ben eğer böyle oyalanmaya devam edersem geç kalacaktım.

***

Hızla okulun içinde sınıfa doğru ilerlerken çarptığım bir kaç kişiden özür dileyerek sınıfın kapısını yavaşça açtım ve ders anlatırken kendinden geçen bay Somer'a gözükmeden sınıfa girdip hemen boş sıralardan birine oturup çoktan başlamış olan dersi sanki başından beri buradaymış gibi dinlemeye başladım. Yanımda oturan Harry'i bile sonradan fark etmiştim. "Hey."

Mırıldanmamın ardından kafasını uyumak için koyduğu sıradan kaldırdı ve bana baktı. Yüzündeki somurtuk ifade hemen yerini heyecana bırakmıştı. "Dün ne oldu?"

Kaşlarımı çattım. "Asıl sana sormalı?"

Kısaca tahtaya göz atıp etrafına bakındıktan sonra bana eğildi. " Dün Zayn senin peşinden geldikten sonra içeri girdi ama çok kısa durup işi olduğunu söyledi ve çıktı, bende sana geldi sanmıştım."

"Hayır, mesaj attı ama engelledim." Diye açıklama yapıp bize dikkatle bakan Bay Somer'a gülümsedim. "Sevgilisine sorsaydınız. Sonuçta kızla takılırken beni unuttunuz."

Kıskançlık ses tonumdan bile anlaşılıyordu. Bu seferki düşmanım Monica gibi şeytan olmadığından beni epey zorlayacakmış gibi geliyordu fakat ben daha bu savaşa girip girmeyeceğimi bile bilmiyordum. "Saçmalama Alaska, herkes sarhoştu."

Sinirle nefesimi dışarı verip önüme gelen yoklama kağıdına imzamı attım. "Tabi." Diye mırıldandım.

Bir süre ikimiz de ağzımızı açmadan öylece durduk sonra ise Bay Somer dersi bitirdiğini açıkladı. Sıranın üzerine koyduğum çantamı alarak ayaklandım.

Aceleyle girdiğim sınıfta etrafa göz atma fırsatım olamamıştı bu yüzden sınıfta orta sırada oturan Maze dikkatimi yeni çekiyordu. O bizim okulda mıydı yani? Peki ben bunu nasıl bilmezdim.

Yanımda yürüyen Harry ile sınıftan çıkarken gözlerimi Maze denen kızdan alamıyordum. Ancak göz göze geldiğimizde bana sıcak bir gülümseme göndermesiyle gözlerimi kaçırdım. Bu kız kesinlikle bana girdiğim her türlü savaşı kaybettirebilirdi. "Hey."

Bana seslenmesi umursamadan çabuk çabuk yürümeye başladığımda Harry olanlara anlam verememiş gibi bana bakıyordu. Biri Harry ve beni kolumdan tutunca dönmek zorunda kaldım ve tekrar göz göz geldik. "Neden beni görmezden geliyorsun?"

Tüm samimiyeti ile sorarken kolumu ellerinin arasından kurtarıp yüzüne hiçte samimi olmayan bir tavırla baktım. "Seni sevmediğim için?"

Harry şaşkınlıkla ikimize baktı. Maze kaşlarını çatmıştı. "Zayn güven sorunlarından bahsetmişti ama hiç bu kadar fazla olacağını düşünmemiştim. Sana bir şey yapmadım böyle davranmaya gerek yok sonuçta artık sürekli birlikteyiz."