MELEKLERİN EMANETİ - Doğu Serisi IV - FİNAL

9.BÖLÜM - AYAKLAR ALTINDA: SÜRÜNÜYORUM

Uzun bir ara oldu =) ama çok güldüğüm bir bölüm hazırladım =)

----------------------------------------
“Ne bir sevenim var!
Ne seven bir kalbim!
Ellerim bağrımda perişan kaldım!
Bir gün değil sana,
Hergün yalvardım!
Ayaklar altında SÜRÜNÜYORUM!” diye bağırdı Yavuz! “Sürünüyorum lan!”

“Bağırma lan kulağımın dibinde,” diye çıkıştı ona Uraz.
“Hayır abi, haltı yiyen sensin, karısı hamile olup, tribine yandım demeyen sensin, o tribi bir yerlerime sokan Kader. Ben bu işten hiçbir şey anlamadım. Hayır nerede bir halt işledim onu da çözemedim.”

“Gerizekalısın da ondan.” Yerinden kalkıp, salonda dört dönmeye başladı. “Yok yani arkadaş tam tavlayacakken bok vardı o filme girecek. Gel eve, odanda kadına gir-“

“Höst!” diye bağırdı Yavuz yüzünü buruşturarak. “Ya valla sizin iğrenç yatak odası fantezileriniz hiç ilgi alanım değil. Ben sevgilimi almaya gidiyorum,” deyip yerinden kalktığı an durdu, “Lan bu kızın evi nerede?”
“Yürü birlikte gidelim bari.”

Tam çıkacakken telefonuna baktı ve “Dur Kader hikaye paylaşmış!” diyerek durdurdu adamı.
Hemen açtı.

KaderUluhan: “Biraz takılalım, sonra geçer hevesin.
Seni şuradan alalım, anca gidersin yiğidim!”

“Bu ne lan?”
Uraz okuduğu şeyle kahkaha atıyordu. “Kız seni süründürecek. Yemin ederim inim inim inletecek.”
“Sen kendi karının paylaştığına bak.”
Uraz hemen Hira’nın hikayesine tıkladı. “O soyadı da değişmemiş,” diye homurdandı.

Hirakorlu: “Şimdi yokluğuma sarılıp uyuyabilirsin.
Sen beni bu gidişle anca rüyanda görebilirsin.
Yok yani neyineydi güvenin?
Ben giderken gayet de havalıydı bir yerlerin.”

Yavuz başını eğmiş, o da okurken. Birden bilmiş bir tavırla konuştu. “Kıçından bahsediyor.”
Uraz kardeşine ters ters baktı, “Yapma ya! Bende başka kalkan yerlerimden bahsediyor sanıyordum. İyi ki hatırlattın.”

“Cık,” yaptı Yavuz, “Orayı reklam etmez. Ama kıçının azıcık kalkık olduğu da doğru şimdi. Bir cool havalar, bir o benim peşimde pozları. Kız haklı.”
“Yavuz elimde kalacaksın. Ben onun peşinden koştuğumu gizlemedim.”

“Ama ona sevdiğini de söylemiyorsun.”
Uraz kafasını kaşıdı. “Ne bileyim ya, önce beni sevsin istiyorum.”
Yavuz güldü, “Lan kız sırılsıklam aşık sana, kör müsün sen?”
“Senden fazla değil. Sen yıllardır burnunun ucundakini görememişsin. Bana diyene bak.”

“Hadi gidelim en iyisi.”
“Ama burada bizi çağırdıklarına dair bir söz yok. Resmen siktirin gidin hayatımızdan demişler. Şimdi gitsek azıcık yüzsüzlük olmayacak mı?”
“Okumadık, görmedik deriz.”

“Lan genel kültür yoksunu, orada göz işaretinin altında kabak gibi ismimiz çıkacak.”
“Ee ne yapalım bizde mi bir şeyler paylaşalım?”

“Şimdi ‘Aramazsan arama’dan girer, unuttuğum boyundan posundan çıkardım ama...”
“Yemez diye yapamıyorsun,” dedi Yavuz alay ederek.

Uraz kafasını kaşıdı ve lafları ağzında geveledi. “Yok, ondan değil de... saygısızlık olmasın diye şey etmiyorum ben.”
Yavuz başını salladı, “Yav he he ondan.”

***

“Hira az ağır oldu benim ki sanki. Seninki daha yumuşak.”
Hira ellerini beline koydu, “Seni bıraksam ‘Gel gel gel çok çaresizim’ şarkısını paylaşacaktın Kader. Az biraz cool ol.”