1.BÖLÜM- SENİ KENDİME SAKLADIM

16.5K 1.1K 158
                                    

20 YIL ÖNCE

Masadaki makası cebine atıp, sakladı ve var gücü ile bağırmaya devam etti. “Sünnet olmam!” küçük çocuk babasının ellerinde çırpınıyordu.
“Oğlum bak Uraz abin hiç ağladı mı?”

“Banane ya. O büyük.” Deyip, babasının ellerinden son anda kurtulup, koşmaya başladı. Bir köşede saklandı. Peşine takılanlar başka yöne dönünce gülümsedi ve tarlaya doğru koştu. Tarladaki ağaca yaklaşırken, bir kadının inlemelerini duydu. O tarafa koştu. Ağacın dibinde hamile bir kadın gördü, kadına korku ile baktı. “Hasta mısınız?” dedi çocuk.

“Do-doğuruyorum. Yardım et.”
“Ama ben ne yapabilirim ki?” çocuğun dudakları titriyordu.
“Elimi tutabilirsin.” Dedi kadın ve tekrar bağırarak ıkındı.
“Ben babamları çağırayım.”

“Hayır kimseyi çağırma. Biz... Yani çocuğumun babası ile köyden kaçtık. Peşimdeler. Beni de bebeğimi de öldürecekler. Ne olur, kimseyi çağırma. Bebeğimin babasını öldürdüler. Ben zor kurtuldum.”

Çocuk yabancı gelen cümleleri anlamaya çalışıyordu. O da kaçıyordu. Kadının elini sıkıca tuttu. Ve kadının dediklerini yaptı. Dakikalar geçtikçe kadın daha çok bağırıyordu. Çocuk korkmaya başladı. Ve bir ağlama sesi duydu... Minik gözler, eller ve ayaklar... Çocuk gülümsedi.

“Başardık evlat.” Dedi kadın gülümseyerek.
Bebek doğunca kadın nefes nefeseydi.
Çocuk da bebeğe baktı. “Çok çirkinmiş.” Dedi.

Kadın son kalan gücü ile gülümsedi. “Kordonu kesecek bir şey bul.” Çocuk cebindeki makası hatırladı ve çıkardı. Kadın “Şunu kes.” Dedi. Çocuk denileni yaptı. Kadın çocuğa baktı. Sünnet pelerinini gördü. “Onu çıkar.” Diye pelerinini gösterdi. Yine denileni yaptı. Kadın gülümseyerek bebeği kucağına kundaklayıp aldı ve bebeğe baktı. “Kızmış.” Dedi. Sonra çocuğa baktı. “Adın ne?” artık gücü tükenmişti. Zar zor konuşuyordu.

“Yavuz. Adım Yavuz.” Dedi çocuk.
“Yavuz. Ne güzel bir isim. Yavuz kızım sana emanet. Adını Kader koy, sen onun kaderini değiştir, kaderi güzellikle dolsun ve onu koru oğlum, ona iyi bak,” dedi ve beş dakika daha kızını sardı, ardından kadının gözleri kapandı. Elindeki bebek kucağına düştü.

Çocuk dehşetle kadına baktı ve düşen bebeği kucağına aldı.
“Teyze! Teyze! Uyan. Hayır. Teyze...” diye bağırdı. Elinde bebekle öylece kaldı.

Köye doğru yürüdü. Eve girdiğinde herkes kanlı pelerini ve Yavuz’un kanlı ellerini görünce dehşete düşse de, Yavuz yaklaştıkça elinde ağlayan bebeği gördüler. Babası “Bu ne?” diyebildi zar zor.

“Kader çok aç baba. Annesi öldü. Onu korumalıyım baba. Onu bana emanet ettiler.”
“Kim?” dedi annesi.
“Melekler...” dedi gülerek. “O artık bizim küçük meleğimiz.”

O günden sonra Kader evin maskotu, meleklerin emaneti olmuştu. Herkes, özellikle de Yavuz onun üzerine titriyordu. Onunla oyunlar oynuyor, saatlerce masal anlatıyor, kucağında yatırıyordu. Kader onun küçük bebeği, neşesiydi. En önemlisi Kaderiydi...

...

“Hadi söyle Ya-vuz!”
“A-vuz.”
Sinirle nefesini verdi. “Hayır Kader. Avuz değil, Yavuz.”
“Avuz,” dedi küçük kız kıkırdayarak.
Uraz içeri girdi. Kader ellerini çırptı. “Ab-bi," diye çığlık atarak sevgisini gösterdi.
Uraz gülümsedi. “Hayır Kadercim, biliyorum beni daha çok seviyorsun ama beni daha çok sevince Yavuz abin benden nefret ediyor.”

MELEKLERİN EMANETİ - Doğu Serisi IV - FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin