0.8

526 54 2
                                    

"Jimin çok yoruldum üstelik neden sen asmıyorsun?" Jimin ile beraber okulun panolarını düzenleme işini kabul ettiğime inanamıyorum. Eminim ki Yoongi abiyi bile memnun etmek daha kolaydı. "Lali biraz daha sağa kaydı- hayır fazla oldu daha sola." Sinirli bir şekilde nefes verdiğim de sabır diledim. Chae ve Bambam kendilerine ait olan bu kattaki bütün panoları düzenlemişken Taehyung ve Baekhyun'a yardım etmek için üst kata çıkmışlardı. Biz ise hala ilk panodaydık ve bizi bekleyen en az üç pano daha vardı.

Jimin'in tekrar bir şey demesine izin vermeden elimdeki kağıdı panoya iğneledim ve nasıl göründüğüne bakmak için birkaç adım geriye gittim. "Bence kötü görünmüyor." Diye hevesli bir şekilde Jimin'e bakarken o bir bizim panomuza bir de Chae ve Bambam'ın hazırladığı panolara bakıp tartıyordu. "Haklısın fena olamamış." Dedikten sonra rahat bir şekilde nefes alabilmiştim. Kendisi yaptığım işten memnun olmadığı yetmezmiş gibi gelip kendi de yapmıyordu ve sabrım taşmak üzereydi neyse ki ilk görevimizi bitirmiştik.

"Yardıma ihtiyacınız var gibi gözüküyor." Jungkook yanımıza kocaman bir gülümsemeyle geldiğinde sonunda Jimin'in değerlisini kaldıramayıp yapamadığı işlerin ucundan bir başkası tutacağı için mutluydum. "Yukarıdan geliyorum neredeyse herkes bitirmek üzere ben de Yoongi abiyi satıp size yardıma geleyim dedim." Diye açıklamasını sadece bana bakarak yaparken Jimin araya girdi "Yoongi abiyi o boyla panoları düzenlemesi için yalnız mı bıraktın?" Deyip sadece kendi söylediğine gülerken omuzundan tutup "Boy konusunda başkalarına laf atmaya hakkın yok Chimchim." Dedikten sonra yüzünün düşüşünü seyrettim. Jungkook bana ortak olup "Acaba sen de Yoongi abinin yanına mı gitsen belki üst üste çıkar asarsınız." Deyip kendine vurmaması için sevimli bir gülümseyi Jimin'e yolladı.

Şakasının altında git ve bizi yalnız bırak mesajını anlamıştım ama Jimin bizi takmamayı seçermiş gibi hala bir bizim panomuza bir de Chae ve Bambam'ın panosuna bakıyordu. Jungkook Jimin'i dürttükten sonra kaşlarıyla merdiveni gösterdi. "Ayy aman gidiyorum be." Dedikten sonra elindeki kağıtları Jungkook'un göğsüne yapıştırıp arkasını bile dönmeden hızlı adımlarla merdivene gitti. Onun arkasından hala gülerken birkaç adım sonraki panonun önüne geldim. Jungkook arkamdan yaklaşırken elindeki kağıtları düzenledi ve hangilerini asacağımızı seçmem için bana uzattı. Aralarından seçerken hala bakışlarını üstümde hissediyordum.

Elindeki beğendiğim yazıları ve resimleri aldıktan sonra panonun yanına gittim ve kafamdaki düzene göre yerleştirmeye başladım. Elimdeki kağıtları düşmemesi için dikkatli tutmaya çalışırken aynı zamanda asmakta zorlanıyordum. Jimin'den işimizin başından beri yardım görmemeye o kadar alışmıştım ki Jungkook'tan yardım istemeyi unutmuştum. Seçtiğim kağıdı iğnelemeye çalışırken elimdeki kağıtların kaymaya başladığını hissettim ve bir anlık refleksle iğneyi ve seçtiğim kağıdı bıraktım.

Jungkook durumumu fark ettiği gibi yanıbaşımda bitmişti ve arkamda durup iğnelemeye çalıştığım kağıdı bir eliyle tutarken diğer eli kaymaması için uğraştığım kağıtları toparlamama yardım ediyordu. Sıcak nefesini boynumun arkasında hissettiğim gibi kaskatı kesildim ve bir an yaptığım işi bile unuttum. Elimdeki kağıtları toparladıktan sonra Jungkook panonun bir köşesinden aldığı iğneyle kağıdı tutturdu. Bu süre zarfında hareket bile edemezken sadece göz ucumla yaptığını seyretmiştim. Sadece yakınımda bulunması, nefesini hissetmem ve kollarımızın birbirine çarpması bile irademi bu derece kaybettirdiyse geçmişte onunla nasıl sevgili olduğumu tahmin bile edemiyordum.

"İşte oldu." İşini hallettikten sonra birkaç adım geri gitti ve bana nefes alabileceğim alanı sağlamış oldu. Gergince gülümsedim ve ben de onun yanına doğru birkaç adım geri gittim. Elimdeki kağıtları eşit bir şekilde ayırdım ve yarısını ona uzattım. "En iyisi beraber asalım." Diye ona gergin bir gülümseme gönderdim. Başıyla beni onayladıktan sonra panonun bir ucunu ben bir ucunu o tamamen doldurabilmiştik ve bu işlem Jimin ve benim yapmamız gereken bütün panolar boyunca devam etti. Bazen ellerimiz birbirine çarpıyor bazense aramızdaki mesafe bir anda bitiyordu. O anlar nefesimi tutup göz ucuyla Jungkook'u izliyor ve yaptığım işe odaklanamıyordum. Benden daha rahat gözükmesine rağmen bazı anlarda elindeki kağıdı bile asmakta zorlandığını fark etmiştim. Ellerinin titrediğini görebiliyordum ve içten içte bu durumumuza gülüyordum. Eminim ki çocuklar olsa bu halimizle dalga geçmeden duramazlardı.

Perfect For You| liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin