"Anne daha iyiyim hem kızlar da okulda benimle olacaklar." Jisoo'nun seni aratmayacağına eminim." Annemi okula geri dönmeye ikna etmeye çalışıyordum ama o beni duymamazlıktan gelip yanımdan ayrıldı. Dönem başlayalı bir ayı geçmişti, kızlar benim yüzümden uzun süre devamsızlık yapsalar da bu hafta okula gitmeye başlamışlardı okuldan sonra üçü de beni görmeye geliyor nefes aldırmayan öğretmenlerden, kızlar tuvaletinde öğrendikleri dedikodulardan ve basketbol takımın yakışıklı oyuncularından bahsediyorlardı.
Hiçbir şeyi kaçırmamam için bunu yaptıklarını biliyordum ama ben yerimden sayarken hayatın devam ettiğini görmek paniğe kapılmama sebep oldu. Dün akşam kızlara mesaj atıp sabah beni almaya gelmelerini söylemek için aradım. Bunun üstüne Jennie'yle Chae sevinç çığlıkları atarken Jisoo daha erken olduğunu söylenip durdu ama kızların ısrarı sonucu zor da olsa kabul etti. Üstelik her an yanıbaşımda olacaklardı ne sorun olabilirdi ki?
Kenimi daha iyi hissediyordum ve bir şeyleri normal hissetmeye ihtiyacım vardı ama annemi ikna etme işi Jisoo'dan bile zordu. Dün gece söylediğim de beni başımdan savmış, sabahtan beri de yalvartıyordu. Yine de üniformamı giyip, maskaramla parlatıcımı sürmüş, çantama birkaç defter atıp mutfağa inmiştim. Kendime ekmek kızartırken sabahtan beri benden kaçan annem yanıma geldi. "Lisa bir kere de beni dinlesen ne olur? Hep kendi bildiğini okuyacaksın değil mi?" Derken gözlerini gözlerime dikmişti. Bu bakışın bile şu zamana kadar beni durduramadığını biliyordu. Her zaman kendi bildiğimi bile okumuştum. "Anne kızlar beni alacak ve tüm gün yanımda olacaklar sonra da eve beni onlar bırakacak. Herkes durumumdan haberdar ellerinden geleni yapacaklardır." Ekmeğime çikolata sürüp hazla yemeye çalışırken bakışlarımı annemden çekip saate bakmıştım.
Sanki içime doğmuş gibi kapı zilimiz çaldı ve son lokmamı atıp sandalyemden kalkmadan önce annem hızlı adımlarla kapıya ilerledi. Muhtemelen kızların beynini ekşitecekti belki de Jisoo kendine katılan birini bulduğu için beni zorla odama kilitlerdi. Yine de çantamı alıp kapıya doğru yürümeye başladım Jennie'nin sesi geliyordu. "Sana teyze söz veriyorum gözümü bir an olsun üstünden ayırmayacağım. Evde durmak ona da yaramıyor görüyoruz ne kadar çabuk hayata devam ederse o kadar iyi. Lütfen gelsin lütfen..." Jennie yalvarırken kapı eşiğinde bekledim. Chae, Jennie'nin önüne geçip annemin ellerine yapıştı. "Hem derslerinden de geri kalmaz belki okula gelmek Jungkook'u görmek hafızasına da yardımcı olur." dedi.
Bu açıklaması gözlerimi devirmeme sebep oldu daha okula dönmek istememin sebebini bile tam anlayamamış benim tanımadığım insanlarla arkadaş olup onları benimsemiş arkadaşlara sahiptim. İçimden sebepsiz bir kıskançlık geçti ve tekrar çok şey kaçırmış gibi hissettim. Herkes birbirini tanıyordu ama benim için koca bir boşluktu. Annem derince bir iç çekti ve Jisoo'ya dönüp "Kızım sana emanet Jisoo." Dedi ellerimi çırpıp aralarına katıldım, annemin yanaklarını sulu birer öpücük kondurdum. "İzin vereceğini biliyordum güzel annem." Dedim ve kızları da koluma takıp annemin başka tembihlerini duymamazlıktan gelip onlar dışarı sürükledim. Jisoo, "Lali yavaş ol." Diye söylenip beni yavaşlatmaya çalışıyordu.
Okul yürüyüş mesafesindeydi eskiden Kai ilk önce Jennie'yi alır beraber Baekhyun ve Jisoo'yu almaya giderlerdi. Bambam'la karşılıklı oturuyorduk dördü bize gelir en son da Chae'yi alıp okula giderdik. Bugün Chae benim için yolu iki kez yürümesi gerekmişti. Sanırım kızlar bugün diğerlerine beraber yürümek istediğimizi söylemişlerdi dediklerine göre çocuklar bizi okulda bekliyordu. Jennie, Kai'nin onun için yaptığı hafta sonu süprizinden bahsederken ona aldığı kolyeyi de elinde tutuyordu. Hepimiz dört gözle onu dinlerken yolun nasıl geçtiğini anlamamıştık.
Okulun önünde Baekhyun, Kai ve Bambam'ın yanında o da vardı. Arkadaşı Taehyung'un yanında duruyordu. Benim için bu yeni ortama alışmam zor olacaktı. İlk önce o fark etti geldiğimizi daha sonra yerinde dikleşince yanındaki Taehyung'da bizi fark etti ve arkası bize dönük olan Bambam ve Kai'ye işaret etti. Kai, bizi görür görmez hızla yanımıza adımladı ve Jennie'nin yanağına bir öpücük kondurdu. Daha sonra Jennie ile aramıza geçip bir kolunu ona diğer kolunu bana atıp "Grubun küçük bebeği de teşrif edebilmiş." Dedi. Jennie benimle uğraşmaması gerektiğini söylerken ben Jisoo'ya kalsa daha bir aya okula gelemeyeceğimden söyleniyordum.
Diğerlerinin yanına ulaştığımız da Jisoo, "Ne var sanki haksız mıyım?" Diye sitem etti ve sonunda tanıdık bir şeyler gözüme ilişti, Baekhyun bu fırsatı kaçırmayıp "Konuyu bilmiyorum ama kesinlikle haksızsın J." Deyip otuz iki dişini gösterecek şekilde sırıttı. "Baekhyun yine sabah sinirlerimi bozmaya and içmiş gibisin." Dedikten sonra elinin tersiyle Baekhyun'un alnına vurdu. Bunun üzerine Baekhyun şirin görünmeye çalışıp Jisoo'nun yanına yanaşmaya çalıştı. "Olur mu Jisoo abla sakın beni omuzları arası Kore-Rusya olan enişteme söyleme." Jisoo'nun önünde diz çöktü. Herkes onların bu haline gülerken "Enişte derken?" Sohbete dahil oldum kimse bana daha kafasını bile çevirmemişken o cümlemin ilk saniyesinde beni yanıtladı. "Jin'den bahsediyor." Fark etmiştim ki o olayla ilgilenmemişti bile geldiğimizden beri bana bakıyordu. Gözlerimiz buluşunca tekrar nefesini tuttuğunu hissettim. Bunu eskiden de yapıyor muydu yoksa yanımdaki gerginliğinin sebebi gerçekten onu hatırlayamamdan mı kaynaklanıyordu?
Gözlerimi ondan çekip Jisoo'ya yönelttim. "Demek beni basketboldaki yakışıklı oyuncularla oyalıyordun asıl anlatman gerekenlere anlatmadın öyle mi?" Dedikten sonra yapabildiğim kadar kızgın görünmeye çalıştım ama birkaç saniye sonra kahkahayı basacağımdan eminden. Demek Jin enişte... Eğer Jisoo 'Sonunda Lisa uyudu istediğim kadar sevgili yapabilirim' dememişse Jin, Jisoo'nun ilk sevgilisiydi. Jisoo daha ağzını açıp bana cevap bile verememişken Jungkook çatık kaşlarıyla Jisoo'ya döndü. "Demek basketboldaki yakışıklı oyuncular öyle mi?" Jisoo bu sefer ona döndü, "Ne var kızlar da en az benim kadar onlardan bahsetti üstelik konuyu Jennie açmıştı." Deyip üstündeki baskıyı Jennie'ye attı. Baekhyun, "Ooo karışır burası." Deyip ellerini çırpıp kahkaha attı. Kai, Jennie'ye dönüp "Üstelik okulun en yakışıklısı yanındayken. Bir bak bana sence de ben en doğru tercih değil miyim?" Jennie'nin tam karşısına dikildi. Jennie ise "Öfff git şurdan Kai." Dedikten sonra elini tutup tekrar onu yanına çekti.
Beni dikkate almaları için ellerimi gözlerinin önünden geçirdim en son Jisoo'da durup "Hey enişteden bahsediyorduk." Dedim. Taehyung arkamızda bir yere odaklanıp "Kendisi de teşrif etti." Dedi. Geriye dönüp baktığımızda Jin koşar adımlarla buraya geliyordu aramıza katıldığında "Lalalisaa sonunda geldin. Bunların asık suratını görmekten bıkmıştım." Deyip gözlerini bizimkilerin üstünde gezdirdi en son Jungkook'ta durup ona göz kırptı. Baekhyun dalga geçmek için fırsat bulduğunu yüzündeki muzurluktan anlamıştım. "O zaman senin yüzünün asılma vakti Jin abi. Bunlar basketbolculardan bahsediyorlarmış kendi aralarında özellikle Jisoo her gün ayıla bayıla Lali'ye anlatıyormuş." Dedi. Jin boğuluyormuş gibi sesler çıkarken iyice oyununu dramatize etti Jisoo'ya dönüp "Sen sen güzel kadın okulun en yakışıklısının yanında olduğunu bilmiyor musun?" Bunun üzerine Taehyung "Abi niye herkes aynı tepkiyi veriyor okulda benim de olduğumu biliyorsunuz değil mi? Daha fazla aranızda kalamam." Dedikten sonra Bambam'ın omzuna kolunu atıp yürümeye başladı.
Hepimiz onların arkasından gitmeye başlamışken, Jin olayı sonradan fark edermiş gibi "Lisa'ya beraber olduğumuzu hani ikimiz söyleyecektik." Deyip Jisoo'yu durdurdu. "Yüksek zeka Baekhyun söyledi zaten daha kızla ben bile konuşamadım." Dedi. Chae ile kol kola onların yanından geçerken, "Bana anlatacağınız çoook şey var." Diye vurgularken Jisoo'ya dirsek attım. Onu zar zor anlamıştım yine de duymuştum gözlerini yere dikip "Sana anlatacağımız çok şey var. Hatırlaman gereken çok şey var..." Diye mırıldandı cümlesinin sonuna doğru sesi iyice kısıldı. Kelimeler ağzından çıkar çıkmaz yüzüm asılmıştı.
Uyuyup uyandığımı ve hayatımın bu süre zarfında değiştiği tekrar yüzüme vuruldu. Jungkook'un umutsuz mırıldanmasını bir tek ben duymamıştım Kai ve Jennie onun yanından geçerken omzunu sıvazlayıp yanlarında yürümesini sağladılar. Benim ruh halimi fark eden Chae ise dikkatimi başka yöne dağıtmaya çalıştı yanımızdan geçen insanların dedikodularından bahsediyordu ama biliyorduk. Bir kaza geçirmiştim ve eskisi gibi her şeyin devam edemeyeceğini biliyorduk. Kazanın suçlusu ben değildim ve hatırlayamadığım için itham edilen kişi ben olmamalıydım yine de içimdeki ses 'Keşke hatırlasam ve tüm bilinmezlik dağılsa' diye bana seslendi. Hayatım değişse de ona uyum sağlama vaktiydi okul binasına adımımı atarken bu yanımdaki insanların yabancı olmadıklarını sadece hatırlayamadığımı defalarca kendime hatırlattım.
Onun mesafesi hariç diğer herkes bana normal davranıyordu onların gözünde sadece kırılmış ama devam etmiştim onun gözünde ise her an tekrar kırılabilirdim. Kaza sırasında onun yanındaydım içimden istemesem de her an kırılacakmış gibi bakmasının sebebinin her şeyin yanında yaşandığı için olduğunu biliyordum. Dinlemek istemediğim hikayemin altında ezilmekten ve onu kendimle beraber ezmekten korkuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Perfect For You| liskook
FanfictionBenim sevgilim neşelidir, cenazedeki kıkırdayandır, insanların bunu hoş karşılamadığını bilendir. O kendini unuttuğunda hatırlatmam için tanrı beni görevlendirdi. *Liskook hayran kurgusudur. *22.01.19