Sabahtan beri Jimin'i bizimle basketbol maçına gelmesi için ikna etmeye çalışıyordum. Teneffüslerde hemen yanıbaşına gidiyor benden bıkana kadar konuşuyor, derslerde ise öğretmen tahtaya döndüğünü gözümü ayırmadan Jimin'e en ciddi bakışlarımı göndermeye çalışıyordum. Son teneffüse kadar Chae'de benimle beraber ısrar ederken sonlara doğru Jimin'e bakıp "Ahh yeter be fazla naz aşık usandırır." dedikten sonra Jimin'in omzuna vurup, Bambam ile beraber kantine gitmişlerdi.
"Jimin, çok eğlenceli olacak söz veriyorum. Biliyorsun Chae, Jaebum'u desteklemek için orada olacak ve ne Jisoo ne de Jennie geliyor. Bizimle beraber gelmelisin." Okulumuzun basketbol maçına gitmemiz için ısrarımı sürdürürken Jimin benden tarafa bile bakmıyordu. "Jungkook, seni o maça götürdüğümü duyarsa keser beni Lali sen bile kurtaramazsın." Cümlesinin üstüne gözlerimi devirdim. Okula gelişimin üstünden haftalar geçmişti ve bu süre zarfında insanların Jungkook meselesini unutmasını ve bana bu konuda yüklenmemelerini istemiştim. Ama herkes Jungkook'u kırmaktan o kadar korkuyordu ki kazayı geçiren ben miyim yoksa o mu ayırt edemiyordum.
"Jimin ben her türlü o maça gideceğim Chae'la ve senin de gelmeni istiyorum. Üstelik Jungkook konusunda en çok sen destek olmuştun bana o benim arkadaşımsa sen de arkadaşımsın demiştin şimdi bu tavırlar ne?" Gerçekten sabrımı zorladığını anlaması lazımdı. "Lali İnan bana her gün içerek kapına dayansa sen de iki düşünüp bir hareket edersin. Jungkook'un hassas konususun ve zaman ilerledikçe bir şeyler düzelir diye beklerken o iyice dağıttı." Bana içten konuştuğunu biliyordum Jimin uyandığımdan beri bana olan desteğini bir an çekmemişti.
Sıkıntıyla nefes verip zilin çalmasıyla sırama yaslanıp yere bakmayı sürdürdüm. Chae'in koridordaki kahkahası sınıfa kadar gelince gözlerim onu aradı. O ve Bambam sınıftan içeri girince onları görmek biraz olsun moralimi düzeltti. Chae gelip yanımdaki yerine otururken, Bambam masamızın üstüne oturup yanağımdan bir makas aldı. Elindeki benim için aldığı kahveyi masaya koyup. "Güzelliğin kahvesi de hazır. Başka bir isteğiniz var mı Manoban hazretleri?" Dedi saçlarımı karıştırırken. Elini kendimden uzaklaştırmaya çalışırken Chae halimize gülüp kahvelerin dökülmemesi için kendininkini ve benimkini tutuyordu. "Benden uzak dur yeter Bambi." Diye onu masadan ittim. Öğretmenin gelmesiyle gülerek ayağa kalkıp Jimin'in yanındaki yerine geçti.
Jimin kararsızmış gibi bize bakarken bir anda ayağa kalkıp hızlı adımlarla yanıma geldi ve yanımda çömelip yüzlerimizi aynı hizaya getirdi. Chae'nin de kendini duyması için onu dürttükten sonra "Sizinle ben de maça geliyorum. Gitmeden önce beni bekleyin bir işim var." Dedi. Söyledikleri üzerine Chae ile ellerimizi çırpıp Jimin için tezahürat yaptık. Jimin gülüp homurdanıp yerine geçerken, Bambam "Şimdi de benim için Bambi Başkan çok yaşa. Bambi başkan çok yaşa." Diye gözlerini kapatmış bir şekilde kendi kendine tezahürat yaparken onun bu acınası halini görmemek için hepimiz önümüzü döndük. Kahvemi içerken arkadan Bambam'ın, Jimin'e vurup söylenmelerini duyduğumda Chae ile göz göze geldik ve gülme isteğimi bastıramadım. Kahvemin boğazıma kaçmasıyla iki büklüm olup öksürmeye başladım. Chae müdahale etmeye çalışırken daha çok gülmeye başladı ve sırtıma vurması bile narin bir okşamaya döndü.
Bambam abartı hareketlerle yanıma gelip "Şimdi ölemezsin Lali, yeni ölümden dönmüştün gözümün önünde olmaz." Deyip o da sırtıma vurmak yerine gözlerini kapatıp yere oturduğunda. Öğretmen müdahale edip ilk önce elindeki sopayla Bambam'ın dizine vurup onu yerine oturttururken, benim sırtıma vurup kahvemi de benden uzaklaştırdı. Gözlerimdeki gülmekten oluşan yaşları silip yerimde dikleştiğimde öğretmen önümdeki ve Chae'nin elindeki kahveyi alıp çöpe attığında söylenerek masasına koyduğu kitabı alıp orojenez hareketleri anlatmaya devam etti. Ders boyunca hala ara ara Chae ile göz göze gelip gülmemizi bastırmaya çalışırken zor da olsa öğretmenin sinirli ve bıkmış bakışlarıyla derse odaklanabilmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Perfect For You| liskook
FanfictionBenim sevgilim neşelidir, cenazedeki kıkırdayandır, insanların bunu hoş karşılamadığını bilendir. O kendini unuttuğunda hatırlatmam için tanrı beni görevlendirdi. *Liskook hayran kurgusudur. *22.01.19