Chae başımda dikilip dakikalarca beni ikna etmeye çalışırken onu kırmamaya özen göstersem de sabrım bitmek üzereydi. Bu durumumuzla ilgili hiçbir suçu olmasa da, beni neredeyse her gün çağırmaktan vazgeçmeyen tek kişi olmuştu. "En azından ben seninle kalayım, beraber döneriz eve. İstersen bir şeyler yemeğe gidebiliriz. Sadece senle ben."
Gözlerimi ona diktiğimde, Jimin yanımızdan geçti. Birkaç adım attıktan sonra, omuzlarını düşürüp yanımıza geldi. Elini Chae'nin omzuna koyarken bize doğru eğildi. "Lalisa iki hafta oldu. Daha ne kadar bizden uzak duracaksın? Jennie çok kötü durumda ve senin de ondan farkın yok. Hepimiz defalarca seninle konuşmaya çalıştık, biraz bizi dinlemeye çalışsan."
Arkadaşlarımı çok özlemiştim ama ben onların yokluğunu iki haftadır değil, okula tekrar başladığımdan beri çekiyordum. Bu süreçte sabahları erkenden okula kendim gelip, ders zili çalana kadar herkesten uzak bir noktada durmuştum. Teneffüslerde farklı kişilerle takılıyor, bizimkilerden biri yanıma geldiğinde ortamdan ayrılmayıp, konuşulan konulara ortak olsam da, onunla birebir konuşmuyordum. Çıkışlarda ise bir süre okulun kütüphanesinde durup zaman geçiriyordum.
Jennie birkaç kere yanıma gelmiş, sadece bu geçen zamanı hiç olmamış varsaymamızı ve tekrar başlamamızı istemişti. Davranışlarımı yargılamayacaktı, istediğimi yapabilirdim. Ama buna rağmen iki haftalık süreçte Jackson ile de konuşmamıştım. Birkaç kere sabahları erken geldiğimi görünce yanıma adımlamış tekrar çalışmasına yardım edip edemeyeceğimi sormuştu. Onun yanından sürekli ders çalışma bahanesiyle ayrılsam da Jungkook'un radarına defalarca takılmıştım.
O hep oradaydı, herkes gibi yanıma gelmesini beklesem de iki hafta boyunca bir kere bile benimle iletişime geçmeye çalışmadı. Ama gözleri her zaman takip ediyordu. Benim gibi okula erken gelmeye başlamış, teneffüslerde Jimin'i görme bahanesiyle sınıfımıza gelmiş ve çıkışta ben eve dönerken onu birkaç kere evimin yolunun üstündeki kafelerde veya bir bankta otururken görmüştüm.
Yanındaki kızı bu süreçte hiç yanında görmesem de, aynı sınıfta olduklarını biliyordum. Görmediğim herhangi bir an da yanında olabilirdi. Düşüncelere dalmışken Chae'nin dürtmesiyle gözlerimi tekrar onlara diktim.
"Ders çalışmam lazım, kütüphanede olacağım." Chae yenilgiyle omuzları çökerken, Jimin kafasını iki yana sallayıp sınıftan çıkmıştı. "Bir şeye ihtiyacın olursa ara beni." Chae bana buruk bir gülümseme gönderip yanımdan ayrılmıştı. Onu kırdığım için kesinlikle ben de üzülüyordum ama Chae'nin yanımda olmasını bekleyip, onu diğerlerinden uzaklaştıramazdım.
Onların ardından ben de kütüphaneye gitmek için hazırlandım ama düşüncelerimi dağıtacak ve derse odaklanmamı sağlayacak bir kahvenin iyi gelebileceğini düşünüp, adımlarımı kantine yönelttim. Çantam sağ kolumda gevşekçe dururken, oldukça uyuşuk bir şekilde merdivenleri çıkıyordum. Her kattaki pencerelerden yüzüme Güneş vururken ona aldanmamam gerektiğini düşündüm. Güneşe rağmen hava çok soğuktu ve bir an önce havaların ısınmasını bekliyordum.
Düşüncelere dalmışken kolum bir el tarafından sarıldı, çatık kaşlarımla sahibine bakarken, Jungkook beni çekiştirerek boş bir sınıfa götürdü. Kapıyı açar açmaz beni eliyle hafifçe ittirdi ve kendisinde sınıfa girdikten sonra büyük bir gümbürtüyle kapıyı kapattı. Bu benim korkup yerimden sekmemi sağladığında, Jungkook sırtı kapıya yaslanmış bir şekilde gözleri kapalı sık sık nefes alıp veriyordu.
Onun için endişelensem mi yoksa beni zorla buraya getirdiği için ona bağırsam mı karar veremezken sessizliğimi bozmadım. Gözlerini yavaş bir şekilde açtı ve birkaç adımda yanıma ulaştı. Önümde dikilirken, kafasını iki yana salladı. "Benden ne istiyorsun Lalisa?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Perfect For You| liskook
FanfictionBenim sevgilim neşelidir, cenazedeki kıkırdayandır, insanların bunu hoş karşılamadığını bilendir. O kendini unuttuğunda hatırlatmam için tanrı beni görevlendirdi. *Liskook hayran kurgusudur. *22.01.19