KÜLLERİNDEN DOĞMAK...

1.2K 28 6
                                    

    2 Yıl Önce 13/12/2017 Antalya

    Sabah Çetin, yine beni kaldırmak için altıncı kere ararken yine ve yeniden meşgule attım.Bu sefer daha beş dakika geçmeden arayınca açmak zorunda kaldım.Uykulu bir sesle "günaydın," dedim."Sonunda uyandın Şeyma,hadi giyin okula geç kalıyoruz en fazla on dakikaya oradayım."deyip yüzüme kapadı.

    Bende hemen yataktan fırladığım gibi banyoya gittim.Banyo yapacak vaktim olmadığımdan, hızlıca saçımı taradım.Siyah kot pantolonumu, haki yeşili kazağımı ve siyah kot ceketimi giydikten sonra hafif bir makyaj yaptım.

    Aşağı indikten yaklaşık iki dakika sonra Çetin'in arabası bizim evin sokağına girdi. Çetin zengin bir ailenin çocuğuydu,ve bunu sadece arabasına bakarak anlayabilirsiniz.O daha arabandan inmeden ben binince sinirlenip kaşlarını çattı "Ben inip kapını açacaktım niye dan diye biniyorsun," dedi.Benim bunlara alışkın olmadığımı bininci defa söyletmek zorunda kalsa bile sakin, ama bir o kadarda imalı bir ses tonuyla "Benim bu tür şeylere alışkın olmadığımı en iyi sen biliyorsun AÇ AYICIĞIM" dedim. Ona aç ayıcığım demek hem çok hoşuma gidiyor,hem de gözlerinin yumuşamasını sağlıyordu.

    Neredeyse okula varmak üzere olmamıza rağmen çok konuşmadık,ve bu benim hiç hoşuma gitmedi. *kesin bir boklar olacak * İçime bir kurt düştü, bunu üzereni karamsar bakan gözlerimle dalgın dalgın dışarıyı izlerken Çetin bir anda "Şeyma ben senden ayrılmak istiyorum!" dedi. *NE NE NE NASIL YA?*iç sesim şaşkınlıktan yıkılırken gözlerim fal taşı gibi açıldı.Ben ona boş boş bakınca tek kaşını kaldırdı, ve bu işler çocuk oyuncağıymış gibi konuşmaya başladı."Ne oldu? Sonsuza kadar sevgili olamazdık herhalde" dedi.Gözlerim dolunca, içimdeki öfke daha da ateşlendi,"HEMEN SAĞA ÇEK!" diye bağırdım.Bağırmamı beklemiyor olacak ki şaşkınlık ve birazda korkuyla arabayı hemen sağa kırdı.Bende hemen aşağı inip camları patlatacak kadar sert bir şekilde kapıyı çarptım.

    Okula vardığımda, müdürün yanına çağırdığını söylediler.Kapıyı çaldım, ama içeriden cevap gelmesini beklemeden içeri girdim.İçeride sadece müdürümüz Ahmet Bey değil Çetin'in babası Zeynel Amca da beni bekliyordu."Gel kızım seninle bir şey konuşmak istiyoruz," dedi.*Ne var yine ya* "Buyurun hocam önemli bir şey mi oldu?" dedim, sakin, içten ama bir o kadar saygılı sesimle. Cevabı müdürden beklerden Zeynel Amcadan gelmesi beni biraz şaşırttı." Bak kızım, oğlum senin okuldan gitmeni ,ve senden şikayetçi olduğunu söyledi."dedi ,ve o an gözümden bir dalma yaş akıp gitti.Daha fazla orada kalamayacağımı bildiğimden hiç bir şey demeden çıktım odadan.

    Okulda artık bir işim kalmadığından dışarı çıktım.Eve doğru yürümeye devam ederken bir yandan da annemi aramaya çalışıyordum.*tabi göz yaşlarından telefonu kullanamadığını hiç saymıyorum canım.*İç sesim yine beni azarlarken sonunda annemi araya bilmiştim."Alo annecim.Ben şimdi dışarıdayım da arabayla önce kardeşimi sonra babam ve seni alsam, belki gezeriz ha ne dersin?" dedim konuşmasına izin vermeden."Babana sor kızım eğer tamam derse gelir alırsın." dedi .*Ah bu kadın yine babana sor diyor ya.*

     Arabamı aldıktan sonra ilk yaptığım şey kardeşim Alp'i almaya gitmek oldu.Alp benden üç yaş daha küçük ortaokulda okuyor, orta boylu kıvırcık saçlara ve zümrüt yeşili gözlere sahip çok yakışıklı bir çocuktu.*Evet ,evet kardeşin olmasa evleneceğin kişi olur...*Radyoyu açtığımda karşıma çıkan şarkıyla yoluma devam ettiğim sırada şarkı o kadar sarmıştı ki neredeyse okulun olduğu sokağın dönüşünü kaçırıyordum. Radyoda kanalları tek tek geçerken karşıma hayatım boyunca dinlesem de sıkılmayacağım şarkılardan biri  çıktı. 

Tenin almış beyazlığını aydan,

Saçlarının rengi geceden.

Bundan geceye sevdam.

    Şarkıyı dinlemeyi bırakıp Alp'i beklemeye başladım.Yaklaşık beş dakika sonra arabaya doğru yürümeye başladı,kapıyı açıp bindiğinde suratı 'ben aşırı derecede mutluyum' diye bağırıyordu. "Ne oldu Alp? Bu gün yine etrafına negatif enerji saçıyorsun." dedim. Ben arabayı çalıştırırken sanki beni duymamış gibi telefonuyla oynamaya devam edince, bende omuz silkip annemle babamın iş yerine doğru sürdüm.Annemin çalıştığı iş yerinde babam patrondu. Annemle o şirkette tanıştıkları için annem sonradan o şirketi bırakamamış, tıpkı babamı bırakamadığı gibi.

    Annemle babamı almak için arabayı şirketin önüne yanaştırıp babamı aradım, şaşırtıcı şekilde daha ilk çalışta açtı."Vay! Babacığım sen telefonu bu kadar erken açar mıydın?" deyip ufak bir kahkaha attım."Hadi annemi alda aşağı in biz geldik." dedim.Babamın bir şey demesini beklemeden hemen telefonu kapadım.Babamla annemi yaklaşık on beş dakika boyunca bekledik.Ne de olsa yirmi katlı bir iş yerinden bahsediyoruz inmesi zordur herhalde.Babam ön kapıyı açınca kardeşim yüzü asık bir şekilde arkaya annemin yanına geçti.

    Yolda nereye gideceğimizi kararlaştırırken çok sorun olmasa da *tabi tabi hiç sorun olmadı*. Başkalarının iç sesi güzel şeyler söyler benim ki hep beni azarlıyor ya.Neyse biraz kavgadan sonra Markantalya'ya  gitmeye karar verdik. Hiç bir sıkıntı olmadan yola devam ederken bir anda karşımıza bir araba çıkmasıyla her şey değişti bir gün daha ne kadar kötü gidebilir diye düşünürken başıma bunların gelmesi... tesadüf olamaz. 

    Hayatım her zaman ki gibi giderken bir anda her şey bitti.Ben de kül oldum.    

Zümrüdü ANKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin