3-BKN

817 40 8
                                    

Arkadaşlar  şimdi diyeceksiniz bu kadar bekledik bu kadarcık mı yazdın? Ama inanın bunu da şimdi yazdım, vakit bulamıyorum diyeceğim klişe olacak ama cidden bir ygs-lys mağduru iseniz beni anlarsınız. Her neyse lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin bu da bir emektir. Dipnot: Bölümü Hannibal'ın bir bölümünden esinlenerek yazdım. Fark edip çaldın diye yorumları görmek istemem.  Ayrıca mekanlar hayal ürünüdür.

‘’Ölüm mü 4 harfli basit bir kelime hepinize göre. Öldürmek mi 8 harfli bir ruh rahatlaması bana göre.’’

Sancak üssü, 12.Merkez/2 gün sonra

 Gökhan baş komiserin verdiği talimatla onu aşağıda bekliyordum. Yeni bir baş komiser… Ona hiç güvenmese de işi gereği katlanmak zorundaydı. Kötü bir adam değildi. Şimdilik. 4 kişilerdi. Gökhan ,baş komiser, yeni psikolojik danışman/profil çıkarma uzmanı ve yeni bir dedektif. Bu zamana kadar büyük olaylar olmamıştı. Fakat Gökhan’a gelen bu notlar içindeki  şüpheleri ve korkuları açığa çıkarmıştı. Bunlardan arkadaşlarına söz etmedi. Çünkü hala güven konusunda eksiklik yaşamaktaydı. Ayrıca aradan iki gün geçmişti ve notlar artık yoktu. Bunun bir şaka olabileceğine inandırdı kendini. Merkezde toplantı odasındalardı. Geyik muhabbeti dönüyordu. Yeni baş komiserin adı Erdem’di. Dedektifin adı Emre, psikolojik danışman ise Eylül’dü. Eylül… Gökhan kızın ismini ilk duyduğunda kalbinde o gümbürtülü çarpıntıyı hissetti. Bu ismi hep duyduğunda aynı şey olurdu. Eylül… Sanki bir ruh ile yaşıyordu. Karısının ruhu. Yeni birini sevse karısını aldatmış olacağına inanıyordu. Gözleri yine Eylül’e dalmıştı. Minik bir burnu ve yeşil gözleriyle karısının profilinden uzak bir profil çiziyordu. Eylül ona döndüğünde gülümsedi. Gökhan’da karşılık verdi. Henüz yaşlanmış sayılmazdı ve karısının başka bedende de olsa yanına döneceğine inanıyordu. Gökhan düşüncelerine dalmış, diğerleri derin bir muhabbet içindeyken sessizliği sağlayan Gökhan’ın telefon sesiydi. Arayan inceleme ekibinden yakın arkadaşı Cihan’dı:

-Alo?

-…

-Neyi görmem gerek?

-…

Gökhan’ın gözleri karşısında bir ruh görmüşçesine açıldı. Erdem Gökhan’ı birkaç defa sallayarak kendine getirdi. Gökhan:

-Yeniden mi? Olamaz!

Falez Sahili/5 gün önce/Katil

 Derince nefesi içine çekti ve geri verdi. Hayat böyle değildi. Aldığı hiçbir şeyi geri vermezdi. Hep daha fazlasını isterdi. Onu sinirlendiren buydu. Duygularını belli etmezdi hiçbir zaman. Hava oldukça serindi. Burası zaten ıssız bir sahildi bu havada kimse olmazdı burada. Yine de işini sağlam kayaya bağlamak için etrafı kolaçan etmiş ve incelemişti, kimsenin olmadığına kanaat getirince işe koyuldu. Arkasındaki eli/kolu ve ağzı bağlı adamın çırpınışlarını duyuyordu. Balık denizden çıktı, diye düşündü. Son çırpınışlar. Omzunun üstünden ona doğru baktı. Gülümseyerek kafasını salladı:

-Boşuna, dedi.

 Bir süre daha uzaklara baktı. Ne düşünüyordu? Önüne döndü. Adama doğru. Kurbanının adını biliyordu. Diğer 15 kurbanın adını bildiği gibi. 7 cesedi 10 sene evvel babasının gömdüğü yerden çıkardı. İş yarım kalmamalı, bu prensibine aykırı.  Ceset parçalarını  birbirine bağlarken diğer yandan son kurbanıyla konuşuyordu:

-Bedenlerin kopmuş parçalarındaki huzur…  Vücutları özenle seçiyorum, son kurbanımın bunları görmesini istiyorum. Tasarımımı görmeni istiyorum. Bu benim huzurum, bu benim eserim ve bu benim mirasım! Dedikten sonra işini hızlıca bitirdi. 15 kurbandan alınan kopmuş parçaları bağlayarak bir direk oluşturmuştu. Son işi son kurban… Gözünü kan bulamışçasına ona doğru hırlayarak ilerledi. Üzerine çıktı. Bıçağı tam kalbine soktu ve gözlerinin içine bakarak can çekişini, son nefesini verişini izledi. Alt taraf adeta kan gölüne dönmüşken yarım kalan işine geri döndü.

 

Falez sahili/ Günümüz/ Saat 16:40

Olay yerine gelen önce uğradıkları şokla yerlerinde dikilip totem direğine bakakaldılar. Gökhan’da diğerleri gibi totem direğini görünce şoka uğradı. Paramparça ceset parçaları ve birbirlerine geçmiş kafalar ve en yukarıda yeni bir cesedin yeni yeni kurumaya başlayan kanı. Sol tarafta kurumuş büyük bir kan gölü. Manzara dehşetti. İnceleme ekibi fotoğrafları çekmeyi bitirmiş olacaklar ki ceset parçalarını indirmeye başlamışlardı. Gökhan eline eldivenleri geçirmiş ceset parçalarını inceleyerek torbalara koyuyor ve ekibe veriyordu. Bu sırada sanki etrafındaki herkes yok olmuş gibiydi. Sol tarafında en üstteki son kurbanı canlandırdı. Elinde bir ip ve ceset parçalarını bağlarken gördü kendini, daha sonra elindeki bıçağını adamın üzerine atlayarak kalbine sapladığını gördü. Bir an için zaman kavramını yitirdi. Yanındakinin ona seslendiğini bile ancak 5 dakika sonra fark edebildi. Bu da neydi şimdi? Yanındaki kişiye döndüğünde sanki onu tanımıyormuş gibi baktı. Elindeki kopmuş kol parçasını torbaya koyarak arabaya ilerledi. Eldivenleri çıkarıp attı. Kaputa yaslanarak olanları düşünmeye başladı ve uzaklara  daldı.

Bir Katilin Notları 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin