Eğitimlerin üzerinden bir kaç hafta geçmişti ve Çetin güçlerimizi kontrol etmeyi öğretmişti, en azından sinirlenince nasıl davranmam gerektiğini biliyordum.
Bu sürede Ares ile düşümdüğümden daha iyi anlaşmıştık. Kendi düşünceleri vardı. Ve bu hoşuma gidiyordu. Işık topluluğuyla o günden sonra karşılaşmamıştık. Orman çok sessizdi.
Şu an kutsal daire şeklindeki masada oturmuş ne yapacağımızı düşünüyorduk. Eninde sonunda lider olduğumu öğreneceklerdi ama ne işlerine yarayacaktı.
"Belki Sinem denen kız seni kaçırıcaktır. Ne de olsa yakışıklı çocuksun."
Ateş'in dediği şeye göz devirip, "Liderin ben olduğumu bilmiyor ki."
O sırada Ada gözlerini kocaman açıp, "Ha bilseydi sıkıntı yok yani." Ateş' e bittin oğlum bakışı atıp Ada'ya, "Ne alakası var Ada, onu kastetmemiştim."O da omuz silkip Nazlı ile konuşmaya başladı. Buranın havası beni geriyordu. Tufan' a dönüp, "Ben hava almaya çıkıyorum." kafasını sallayıp, "Dikkatli ol!" dedi. Gülümseyip ayağa kalktım ve kapıya doğru yürüdüm.
Bahçeye çıktığımda Ares evin gölgesinin olduğu bir yere yatmış diğerlerini gözetliyordu. Diğerleri ise birbirlerini kovalıyordu. Ares'in yanına doğru ilerleyip tek dizimin üzerinde çöktüm," Ben biraz hava almaya çıkıyorum. Gelmek ister misin?" dedim. K 99onuşmaya başladı ve,
"Tabiki geleceğim, unuttun mu ben senin bir süreliğine bakıcınım."
Deyip ayağa kalktı. İçimden kurt bile bana laf soktu diye geçirirken Ares'in alaycı bakışlarıyla karşılaşınca bu konuda düşünmeyi biraktım.
Ormanda sessizce yürüyorduk. Ares sessizliğe ihtiyacım olduğunu bildiği için hiç konuşmuyordu.
Bayağı ilerlemiştik. Artık geri dönmemiz gerekiyordu Ares'e dönüp tam dönelim diyecekken arkamdan büyük bir ses geldi. Ardından Ares'in sesini duydum,
"Bunlar onlar ve daha fazlalar ne yapacağız"
İlk kez sesi bu kadar endişeli çıkıyordu. Ama ben ne yapacağımı biliyordum.
"Ares dediğim şeyleri sorgulamadan yap. Git ve saklan onlar gidene kadar da çıkma." dedim. Mavi gözleri sinirlendiğinin habercisiyi,
"Delirdin mi sen?"
Sinirle, "Dediğimi yap." dedim. Arkasını dönüp gitmeden önce son kez bana baktı ve koşarak uzaklaştı.
Gözden kaybolmuştu ama ben hala gittiği yere bakıyordum. Arkamdan ayak sesleri duymaya başlayınca yüzümede sert bir ifade ile yavaş yavaş arkamı döndüm.
Tam karşımda birbirinin aynı iki adam duruyordu. Birisi Bora idi kaşının üzerindeki izden hemen anlamıştım. Diğeri ise Timur olmalıydı.
Bora bir adım öne çıkıp, "Bak gerçek liderimiz şimdi ne yapacaksın merakla bekliyor olacağım." dedi ama benim gözlerim önde duran iki kurttaydı.
Tanımadığım bir ses, "Ne o hayran kaldın sanki." konuşan kişiye bakmak için kafamı kaldırdığımda konuşmaya devam etti, "Benim adım Timur. Ama zaten sen bunu biliyordun öyle değil mi Poyraz Ege PARLAR."
Sert sesi beni biraz olsun şaşırtmıştı Ayrıca Bora gibi bakmıyordu. Daha sert ve daha sinirli bakıyordu. Sinem konuşmaya başladı, "şu an etrafın sarılı ve ne kurtun ne de arkadaşların yanında yok. Şimdi ne yapacaksın. Bence bizi zorlamadan liderin kim olduğunu söyle. Sen değilsin onu anladık zaten."
Alaycı bir sırıtma ile ona dönüp, "Belki benim belki değilim garantisi var mı?" bu onları sinirlendirmişti. Ben Sinem'in cevap vermesini beklerken Timur sözü devraldı,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ORMANIN FISILTISI
FantasíaOna bakarken bir anda bana doğru bir şey fırlatıp "Lider sensin." dedi ben de gözlerimi kocaman açıp "Ne! Hayır, ben lider olmak istediğimi söylemedim." dedim. O ise alayla "Zaten sana soran olmadı." dediğinde ise artık ne düşüneceğimi ve ne hissede...