Gif teki Poyraz. Çok tatlı değilmi😍😍
Poyraz son kez aynadan kendine bakıp yatağına yatmıştı.
Saçlarının şu anki hali ona hiç hoş gelmiyordu. Ama şu da bir gerçekti ki masmavi gözlerini açığa çıkarmıştı. Zaten dikkat çeken genç şimdi daha çok dikkat çekecekti.
Ve şu an kendi evinde olmayı her şeyden daha çok istiyordu.
Kehribar gözlü adam sırtında sadağı elinde yayı ile ağaçların arasında yürüyordu. O kolyeyi herkesten önce bulmalıydı. Zaten yüzüğü kaybetmişti, bunuda kaybedemezdi.
Kolyeyi bulup saklamalıydı aksi taktirde gücü en temiz kalbi bile karartabilirdi. Bunu birinci elden deneyimlemişti.
Ama bir yandanda bırakmak istiyordu. Üstüne kum atmak. Ne yazık ki istediğimiz her şey gömülü kalamıyordu. Gerçekler her zaman açığa çıkmayı bekliyordu.
Ve bu açığa çıkmasını beklediği son şeydi. Daha kurtarması gereken bir çocuk daha vardı. Onu bulması gerekiyordu. Aksi taktirde Timur'un onu yaşatacağını düşünmüyordu.
Oğlanın bildiği şeyler paha biçilemezdi.
Birde Poyraz vardı tabi yanlışlıkla vurduğu çocuk. Olanlardan haberi bile yoktu. Gerçi kimin vardı ki!
Adam bunları düşünürken arkasından gelen çıtırtı ile bir anda durup etrafına kulak kabarttı.
Yavaşça kendi etrafında dönerken çoktan bir ok alıp yayına yerleştirmişti bile.
Tam o sırada bir anda yapraklar sallanmaya başladı. Büyük bir uğultuyla rüzgar eserken kehribar gözlü bunun neyin gelişi olduğunu anlamıştı.
Onu tehdit gibi görmemesi için oku gezinden çıkardı ve sırtına geri koydu. Ardından beklemeye başladı. Bir süre sonra ağaçların arasından masmavi gösterişli tüyleri ve gözleri ile Ares çıkageldi.
Bir süre öylece ona baktıktan sonra ona doğru yürümeye başladı. Adam onu karşılamak için eğilmişti bile.
Tüylerini okşarken mırıldanarak, "Kolye nerede Ares?" diye sordu. Ama Ares bir süre ona boş boş baktıktan sonra arkasını dönüp ilerlemeye başlamıştı.
Adam derin bir nefes alıp verdikten sora tekrar önüne dödü ve ilerlemeye devam etti.
Poyraz önündeki haritaya en az iki saattir göz gezdiriyordu.
Diğerlerinden biraz uzak kalmak istemişti. Tabi bunun bir sebebide onu her gördüklerinde dalga geçmeleriydi.
Evde yine odaları karıştırırken aynı kırmızı oda gibi birde mavi oda bulmuştu. O odanın duvarlarında ise kocaman haritalar vardı. Birinin ormanın haritası olduğunu düşünüyordu. Ama diğer ikisini anlayamamıştı. Sanki bir yapı gibiydi.
Derince bir of çektikten sonra haritalara arkasını dönüp duvarın tamamını kaplayan percerenin önünden dışarıyı izlemeye başladı. Nefes alamıyor gibi hissediyordu. Bunalmıştı artık.
Neden gelmişti ki buraya. Keşke farklı bir yere gitselerdi. Şu bir kaç günde sıkılmış hissediyordu.
Tekrar tüm duvarı kaplayan haritaya döndü. Üzerinde yazan hiç bir şeyi anlamıyordu. Farklı bir dilde yazılmış gibiydi. Gözlerini kısıp iyice incelemeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ORMANIN FISILTISI
FantasíaOna bakarken bir anda bana doğru bir şey fırlatıp "Lider sensin." dedi ben de gözlerimi kocaman açıp "Ne! Hayır, ben lider olmak istediğimi söylemedim." dedim. O ise alayla "Zaten sana soran olmadı." dediğinde ise artık ne düşüneceğimi ve ne hissede...