Esra K.'dan..
Elimde soğumuş çayımla, hiç görmediğim yüzünü hayal ediyorum. Ses tonunun tınısını düşlüyorum. Hiç görüp hissedemeyeceğim şeylerin varlığını düşlüyorum. Her günümde yaptığım tek şey; Oturup seni düşlemek, elimdeki soğumuş çayla birlikte. Isıtıyorum, ısıtıyorum yeniden içme bahanesiyle, aklıma düşüveriyorsun.. Çay soğuyor. Aynı elimdeki soğumuş çaya benziyor yüreğim. Geliyorsun ısıtıyorsun, dokunuyorsun yüreğime, aklım gidiyor, ödüm kopuyor bırakırsın beni diye. Gidiyorsun soğuyorum. Şu ortalığı yakan Ağustos ayında ben üşüyorum.
Her yeni bir bestede, her Süreya'nın, Cansever'in, Uyar'ın şiirlerinde ben seni arıyorum, ısınıyorum. Sonra sen yine gidiyorsun, yapacak bir şey yok alışıyorum. Söylesene adam? Bir kadının her mısrasına nail olmak nasıl bir duygu? Sen bunu hak edecek hiçbir şey yapmadın oysa ki. Sadece ben sevdim seni. Her şeyi ben yapmışım baksana. Seni seven ben, adına şiirler yazan ben, Ağustosta üşüyen, adını duydukça ağlayan ben... Aklım gitti, fikrim gitti sevgilim. Aklım senin sahillerinde kaldı sevgilim, senin kıyılarında kaldı. Ve arka fonda bir Mabel Matiz. Gidelim buralardan diyor. Başka söze ne hacet, daha nasıl güzel tarif edilebilir ki. Gidelim buralardan. Götür beni kıyılarına..
sev beni.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eftelya
Non-Fiction"Her şeyin farkındayım ama hala ona sarılarak titreye titreye onun kollarında ağlamak istiyorum başımı dizlerime koyup değil." Esra K.