Atarlı Şirine

3.6K 86 28
                                    

Kaldığım yurtta en yakın arkadaşımla sohbet ederken koltukta uyuyakalmıştım. Doğal olarak her yanım ağrıyarak uyanmıştım. Sohbet ederken ikimizin birden nasıl uyuya kaldığına şaşırıyordum.

Bugün cumartesi ve hayalim öğlene kadar uyumaktı ancak yurt yönetimi ne hikmetse cumartesi sabahı tüm öğrencileri konferans salonuna çağırmıştı. Şaşkın ve meraklıydım çünkü daha önce böyle bir durumla karşılaşmamıştım.

Liseden beri en yakın arkadaşım olan Merve ile birlikte kalıyorduk yurtta. Üniversitede birlikte okumak hayalimizdi ve bunu başarmıştık. Beraber yaşamak ailemizin ve içten içe bizim de korktuğumuz gibi bizi birbirimizden uzaklaştırmamış aksine daha da yakınlaştırmıştı. Aslında ikimizin ailesinin maddi durumu da bizi eve çıkaracak kadar iyiydi. Ama bir yurtta kalmanın daha güvenli olduğu konusunda ortak bir karara varmışlardı. Biz de kabul etmiştik. Hem böylesi iyi de olmuştu. Yemek ve bulaşık gibi dertlerimiz yoktu.

Merve'yi uyandırmak için olan çabalarım sonuç vermeyince daha kötücül ve kesin bir yola başvurdum. Merve'nin adını bile duymaya dayanamadığı meyve olan şeftaliyi onu sinir etmek için kullanmaktan asla çekinmezdim.

Merve'den gizli olarak aldığım şeftali aromalı spreyi yüzüne sıktığımda yüzünü buruşturarak uyandı. Midesinin bulandığını farkettiğimde birazcık pişman olsam da iş işten geçmişti. Koşarak tuvale gidip kapıyı kapadığında gelen sesler yüzümü buruşturmama yetti.

İntikamı fena olacaktı.

Biliyordum.

Sağlam bir trip atacaktı.

Bunu da biliyordum.

Tuvaletten çıkan Merve düşünce denizinden çıkıp ona bakmamı sağladı. Yüzüme bakmadan giyinmeye başladı. Şu an üzerine gitmenin mantıklı olmadığına karar verip ben de giyinmeye başladım.

Hazırlandıktan sonra sabah kahvemizi almak için kantine doğru yol aldık. Yaptığım türlü türlü şaklabanlıkla ve dilediğim bir sürü özürle kendimi affettirebilmiştim.

Kahvemi aldıktan sonra yüzüm Merve'ye dönük bir halde geri geri yürümeye başladım. Çok geçmeden birine çarptım ve kahvem üzerime döküldü. Sessiz bir inilti döküldü dudaklarımdan ve arkamı dönüp özür dilemeye yeltendim. Özür dileyecektim dilemesine ancak çarptığın kişi benden önce davranıp bana ''Dikkat etsene kızım!'' diye bağırdığında mahcubiyetim kayboldu ve sinirlendim. Çarpışmanın etkisiyle onun da içtiği su üzerine dökülmüştü.

''Kim olduğunu zannediyordun sen, bana bir daha bağırmayı dene de o zaman gör ben senin üzerine neler döküyorum!''

Ufak bir kahkaha attıktan sonra gülüp ''Nasıl da öz güvenli şuna bak, tam bir Atarlı Şirine.'' diyerek üzerimdeki mavi kazağa gönderme yaptı. Sonra da arkasında sinirleri tepesinde bir ben bırakıp gitti.


Aşk Mı Bu ? #düzenleniyor#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin