🔹 B. 13🔹Sahte Doktor

45 4 1
                                    

Yoonginin evine geldiğimizde durduk ve arabadan indik. Ama benim başım yine çok kötüydü. Biraz afalladım ve ayağımın yerden kesildiğini hissettim. Yoongi beni kucağına almış eve doğru götürüyordu.

Ve ben otele boş yere para ödüyorum hala. Yoonginin evinde kalıyorum ve kullanmadığım bir otele para veriyorum. Evet çok saçma biliyorum. Herneyse ben böyle zihnimde kendimle konuşurken yoongi kapıyı açmış, beni koltuğa yaptırmıştı bile. Kendisinde üzerini değiştirmeye gitmişti.

Bende uzanarak olanları düşünüyordum. Evet. Ölücem. Sanırım, sanırım ailem, arkadaşlarım falan umrumda değilde gerçekte olanları kabul etme zamanı gelmişti. Evet yoongi ye aşıktım, hemde deliler gibi. Ona yakın olmak kalp atışlarını hızlandırıyordu. Yoonginin ayak seslerini duyunca doğruldum ve ona doğru baktım

"Nereye gidiyorsun?"

"işim var"

"beni otele bırak"

"olmaz"

"sebep?"

"öyle istiyorum"

"sen gidersen bende kaçarım"

"kaçamazsın"

"görürsün"

"adam diktim kapıya. Hem kaçsanda bulurum seni ve cezasına katlanırsın"

Yoongi evden çıktı ve kapının önüne 4 tane falan adam dikti. Öfff neyse bende oturup kitap okuyayım bari.

Yoongi ağzından;
Vakit kaybetmeden doktorun yanına gittim. Ama doktor odasında yoktu. Oturup onu beklemeye başladım. 3 saat falan geçmişti ama hala gelmemişti. İçeri bir hizmetli kadın girmesiyle ayağa kalktım ve kadına bağırıp çağırmaya başladım.

"doktor nerede? Niye hala gelmedi bu adam? Çağırın şu orospu eniğinin. Ribi in durumu kötüleşiyor."

"efendim sabredin birazdan gelicek"

Adam içeri girince hizmetliye dışarı çıkmasını söyledi. Doktoru sorgu yağmuruna boğuyordum adeta. Ama dedikleri hiç inandırıcı gelmiyordu. Ribi ölemezdi. Hem tek doktorla olmaz ki bu işler. Başka doktorlarda danışmak lazım. Ribi in beyin röngenini falan alıp birsürü doktor gezdim. Tabi ilk doktorda uyarmıştım. Eğer bir aksilik çıkarsa ölürsün diye. Sabah 8 falan olmuştu ve benim korede aramadığım Birtane bile doktor kalmamıştı.

Eve de gitmek istemiyordum. Bir gidersem 2 gün uyurum şimdi ben. Ne yapalım ribiye bakmam gerek. Eve gittiğimde ribiyi odada bulamadım. Her odaya baktım ama yoktu işte. Sonra biraz oturup mantıklı a düşünmek için kanepeye oturucaktım ve salona bir baktım, bir de ne göreyim ribi hanım kafasında bir kitapla uyuya kalmış. Hmm

Biraz dinlemeliyim. Çok yoruldum. Odaya çıkıp yatıcaktım ki aklıma daha da güzel bir fikir geldi. Ribiyi kucağıma aldım ve odaya taşıdım. Yarı çıplak bir şekilde yatağa girdim ve kendimi uykunun sıcak kollarına bıraktım.

Gözlerimi açtığımda ribi yanımda yoktu. Aşağıya inip onu aramaya başladım. İşim gücüm var ve ben ribinin oyunlarıyla uğraşıyordum.
Odaların tamamına banyoya, bahçeye heryere baksamda bulamamıştım. Adamlarımız çağırdım ve karşılarında sinirden kuduruyordum

"nasıl görmezsiniz lqn kaçtığını. Öyle dikili diye mi veriyorum lan paranızı? Gidin bulun o kızı yoksa yapacağımı biliyorum ben size!"

Adamlar gidince bende oturup nefesimi düzene sokmaya çalıştım. Boş boş durmak olmuyordu. Aslında şu kızın doktorunu falan mı bulsam acaba? Ama şu an çok sinirliyim. O hiç bir şeyi haketmiyordu.

Telefonun çaldığını farkedince elimi arka cebime götürüp telefonu aldım ve karşı tarafı dinlemeye başladım

"merhaba yoongi bey. Ben size şu kafatası röntgeni nin sonucunu atayım da görün gerçeği. Hoş akalın bayım" diyerek telefonu kapattı.
Ondan gelecek mesajı bekliyordum. Telefonu yanıma koydum ve koltuğa yaslandım. Kafamı tavana doğru biraz kaldırıp gözlerimi oraya diktikten sonra telefonun bildirim sesini duyup bir 'off' çektim ve elimle yüzümü sıvazladım. Telefonu açtığımda 2 fotoğraf geldiğini gördüm. Ve bu mesajları görmem ile beynime kan sıçradı resmen. İlkinde bir magazin sayfasını ss atmış ve üzerinde şu yazıyordu

sahte doktor adını kullanıp onlarca hastayı kandıran suçlu Amerika uçağına binerken yakalandı.
Ulan bu orospu çocuğu ribiyi muayene eden adam değilmi?
İkinci fotoğrafta ise beni daha da büyük bir şoka sokan görüntü vardı. Adam beyin röntgenini bana göndermiş ve altına da şöyle bir ekleme yapmış

Geçmiş olsun. Karınız kendisini çoook fazla yoruyor bayım. Beyni artık kaldıramayacak kadar dolmuş. Onu mutlu etmelisiniz, zamanla geçicek tir. Tekrar geçmiş olsun haoşçakalın bayım.

Bu mesajı okuduğumda içime öyle bir rahatlama geldi ki anlatamam. Hemen ribi yi aramak ve haberleri onunla paylaşmak istiyordum. Ama ribi telefonu da burada bırakmış giderken.

Adamların birini aradım ve ne durumda olduklarını sordum. Ama lanet olsun ki hâlâ ortada ondan tek bir iz bile yoktu. Ben bakacağım yeri biliyorum. Hemen ribi in kaldığı otele gitmeliyim.

Dur bakim neydi bu otelin adı? Heh hatırladım. Mark hotel.

Hemen yola çıktım. Oteli bulup koşarak personel kadın sordum

"Ribi isimli biri kalıyormuş burada?"

"evet kaydı var ama birkaç gündür hiç uğramıyor efendim"

Ribi ağzından;
Uyandığımda yoongiyle aynı yatakta olduğumuzu farkettim. Bu durumu fırsat bilerek kaçmaya karar verdim. Onu ne kadar sevsem de özgürlüğümü daha çok seviyordum.
Çantamı aldım ve içine birkaç eşya doldurdum (tabanca, para, biber spreyi, özel günler için hijyenik ped, şarj aleti, telefon, tişort, pantolon) şimdilik bu kadar eşya yeter.

Kimseye belli etmeden evden çıktım ve koşarak ordan uzaklaştım. Bir an önce o otelden kaydımı aldırmalıydım. Okula da bir süredir hiç gidemiyorum. Neyse okul işini sonra hallederim. Başka bir otele gitmek zorundaydım. Ama şu an o kadar yorgunum ki anlatamam. Akşam olmak üzereydi ve ben hala bir otel bulamamıştım. Ara sokaklardan geçmek zorunda kalmıştım ve bu çok iğrençti. Görmeyi en son isteyeceğim ne kadar pislik varsa oradaydı. İtin kopuğun hepsi kendi çöplüklerinde av bekliyorlardı.

Kapşonumu kapatıp hızlıca oradan geçip gittim. Bir şirket binasının üzerine çıktım ve şehri izlemeye başladım. Uzun zamandır bu kadar yalnız hissettiğimi hatırlamıyorum. Ağlamak istiyordum. Hemde çok. Ama yapamıyorum işte.
Evden çıkmadan önce bir de not bırakmıştım yoongi ye. Notumda şöyle yazıyordu

Bir bölüm sonu daha geldi. Üzgünüm çok beklettim üzgünüm üzgünüm. Telafi etmeye çalışıyorum ama ses ve dans performansımı arttırmam gerekiyor. Bu yüzden gece gündüz onunla uğraşıyorum. Fırsat buldukça yazmaya devam edeceğim. Gündüz vakit yoksa geceler uzun nasıl olsa. Telafi edeceğim. Beğenmeyi unutmayın. Sizleri seviyorum😊😊💜💜💜

ParantezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin