Parantez

🔹 B. 16🔹Kurtarma

Adam telefonu kapattı ve adamlarına emir verdi
"çıkarın şu kızı. Bağlayın sandalyeye, yemek su vermeyin. Kıyıda kapatın üzerine"

Ben ölmek üzereydim. Bir bardak su için neler vermezdim. Ama yok işte. adamlar beni soğutucudan çıkarıp bir odaya kapattılar. Öyle kötü hissediyordum ki. Sonunda kendimi uykunun sıcak kollarına bıraktım. (bayıldı)

Yoongi ağzından;
Ribinin bıraktığı mektubu buldum ve okudum.
Lanet olsun nasıl beni sever? Seviyorsa neden kaçar?

Birkaç dakika sonra telefonuma bir mesaj geldi. Telefonumu açıp mesaj bölümüne girdim. Gördüğüm görüntü ile resmen yıkılmıştım.
Gönderen ; park jeonwoon
Ufak bir hediye işte. Umarım beğenirsin dostum.

*********video*********

O videoyu izlediğimde resmen kalbim yerinden sökülmüştü. Bunu ribiye nasıl yaparlardı? Bunu ona öyle bir ödeteceğim ki bana ölmek için yalvaracak.
O videoyu izledikten sonra evde ne var ne yok hepsini yerle bir etmiştim. Adamlarımız çağırdım ve olanları anlattım. Hepsi ribiyi bulmak için daha detaylı bir arama yapıyordu.

12 gün oldu ve lanet olası ben ribiyi hala bulamamıştım. O günden sonra ağzıma bir lokma yemek almadım. Gözlerim uykusuzluktan yanmaya, batmaya başlamıştı.
Ve o orada lanet olası bir piç yüzünden acı çekiyor.

Adamların biri heyecanla içeri girdi ve konuşmaya başladı.

"jeonwoonu bulduk abi. Eski kafenin arkasındaki kulübede açılan kapı bir depoya çıkıyormuş. Depoyu basmadan önce sana söyleyelim dedik."

"iyi yaptınız. Şimdi bir plan yapalım da jeonwoon a yaptıklarından dolayı bir teşekkür hediyesi verelim."

Adam arabaya bindi. Bende yanına bindim. Biz yolda giderken plan yapmaya da devam ediyorduk.

Eski kafenin arkasına geldiğimizde durduk ve sessizce arabanın arkasından birkaç eşya çıkardık.

Sessizce içeri ilerliyorduk. Kapıyı açık unutmuş salaklar. Kapıdan baktık ama hiçkimse yoktu içeride.
İçeri girip Her yerini aramaya başladık. Yine kimseyi bulamadık.

"nerde bu lanet herif? Hani buradaydı. Nereye gitti o zaman?"

"bilmiyoruz abi. Minho onları burada gördüğünü söyledi ve bizde sana haber verdik. Hatta fotoğraflarını bile atmıştı"

               *******medya*******                 

"Burada işte adamlar. Ama şimdi yok. Bulun getirin şimdi minho'yu."

"tamam abi"

Minho içeri girer ve yoonginin yüzüne hiç olmadığı kadar saf ve anlamazcasına bakmaya başlar

"beni çağırtmışsın abi? Ne oldu, bir sorun mu var?"

"nerede lan bu adamlar? Hani buradalardı?"

Minho pis pis sırıtırken telefonu çaldı. Ama o hemen kapattı.

"kimdi o?"

"bir hiç işte."

"telefonunu bana ver"

"şe-şey a-ama neden?"

"ver dedim sana!"

Telefonu elinden alıp hızlıca arama listesine baktım.

Patron
Patron
Patron
Patron
...

Ben aramadıysam bunun patronu kimdi peki.

"kim lan bu patron"

öleceğini anlamıştı. Bu yüzden konuşmamakta ısrar ediyordu.

"sonuçta öleceğim. Bırakınca gururumla öleyim sersemler. Beni öldürebilirsiniz. Ama konuşmayacağım."

"ölerek elimden kurtulacağını mı sandın yoksa? Ölmiceksin ama ölmek için yalvaracaksın. Bana köpekler gibi yalvaracaksın dostum."

Yoongi minho'ya eziyet ediyordu ve Minho deli gibi çığlık atıyordu. Minho'nun isyanıyla herkes durdu

" ta-tamam k-konuşa-cagım "

" işte böyle evladım. Yola gel ızcık"

"Bu kişi heonwoon, ben verdim bilgiyi... Telefondaki mesaj bölümüne bakın. Nerede olduklarını anlayacaksınız."

Minho'yu oracıkta öldürüp ribi yi kurtarmak için yola çıkmıştık.

Eski bir kulübenin önünde duruyorlar dı. Dikkat çekmesin diye fazla adam toplanmamıştı orada. Sadece bir odada ribi'nin başında bekleyen 2 adam ve kapıda bir adam. Diğer odada ise heonwoon vardı. Yoongi ve adamları onlara doğru ilerlediler. Ve eve girdiler

Elinde bir içki bardağı tutan heonwoon yavaşça bana döndü ve
"biraz geç kalmadın mı sencede? Daha çabuk gelmeni beklerdim"
Dedi ve içeriye doğru ilerlemeye başladı kafasındaki tabancayı umursamayarak.

"nerede lan ribi. Hemen getir onu bana!!"

"sakin ol dostum. Sonuçta öleceğim. Dur da son dakikalarımın tadını çıka-"

Yoongi heonwoon öldürmüştü. Ve yan odadaki ribi'nin yanına koşmuştu. Kız baygın bir şekilde sandalyede bağlı duruyordu.

"ri-ribi uyan bebeğim uyan. Ne olur ölme, bırakma beni... Arabayı hazırlayın hemen! Koşun hadii!!!"

Arabaya bindik ve hastaneye doğru yol aldık. O ölmek üzereydi. Bunu ona nasıl yaparlardı? Hemen gitmemiz gerekiyor. O ölmemeli.
"hızlı sürün şu lanet arabayı"

Hastaneye varmışlardı. Tam 2 gün olmuştu ve ribi hala komadaydı. Yoo gi aç ve yorgun, oldukça uykulu bir şekilde kapının önünde bekliyordu. Onunda sağlığı hiç iyi değildi. Hemşireler onada bakmak isteselerde o istememişti. Doktorun kapıdan dışarı çıkmasıyla yoongi doktorun yanına koştu

"nesi var doktor? O iyi olucak mı? Eğer onu kurtaramazsanız siz de kurtulamazsınız!!!"

"sakin olun bayım. O çok kan kaybetmiş. Biraz daha geç k alsaydınız belki de herşey için çok geç olucaktı. Onu şimdilik koma da tutmalıyız."

*****Yaklaşık 1,5 ay sonra*****

"ben çıkış işlemlerini başlamalıyım ribi. Sen de eşyalarını topla. Eve gidiyoruz."

"peki yoongi."

Ribi ağzından;

Yoongi dışarı çıktığında bende bavula eşyaları yerleştirmeye başlamıştım.
Evet hala yara izlerim vardı ama bir çoğu geçmişti.

Yoongi beni bulup hastaneye getirdiğinde durumum çok kötüydü. Her an ölebilirdim. Ama ölmemiştim

Ribi ameliyat masasındayken çok garip birley yaşamıştı. Beyaz bir ışık vardı ve arkasını döndüğünde zifiri karanlık ve ürkütücü bir orman olduğunu gördü. O beyaz ışığa gitmeliydi. Ama bunun Sonsuza dek yenilmek olduğunu biliyordu... Yarım kalan birşey vardı ve o bu işi yarıda bırakmak istemiyordu. Bu yüzden arkasına döndü ve o karanlık ormana yürümeye başladı. Orada tibiyi bir adet yoongi ve birsürü kötü olayın üstesinden gelecekleri günler vardı. O günleri bırakmak istemeyerek geri döndü ve kalp atışları ameliyat odasında yankılanmaya başlamıştı.

Yoongi artık onu sevdiğimi biliyordu ve güzel olan şey de şuydu ki o da beni seviyordu.
Sonunda mutlu olmak için bir fırsat vardı.

Bayaı uzun bir bölüm oldu. Üzgünüm bölüm atamıyorum ama biliyorsunuz çalışmam gerekiyor. Heonwoon ve minho karakterleri aslında yeni tanıştığım 2 arkadaşımın ismi. Onlar harika ama aklıma ilk gelen isimler onlar oldu. Sizi seviyorum hyunglarım. Okumayı unutmayın😘😘