3.Bölüm: "Yangın Yerindeki Kibrit İzleri"

458 101 9
                                    

Bölüm Şarkıları;
Shawn Mendes, Treat You Better
Tuğkan, Ay Tenli Kadın
🌙

Bölüm Şarkıları;Shawn Mendes, Treat You BetterTuğkan, Ay Tenli Kadın🌙

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

3.Bölüm|Yangın Yerindeki Kibrit İzleri

Üzerimde bembeyaz bir elbise ile bir ormanın içinde çıplak ayaklarımın acısıyla etrafa çaresiz gözlerle bakarken, korku içimi örümcek ağları ile doldurmuş bir kapan gibiydi; gözlerim bir umut beklercesine her yeri kamçılarken tam karşımda beyazlar içinde bir süliet belirdi.
Bu süliet...

Ağabeyim.

İçimde saklı kalan bir umut kırıntısının ani bir hızla beni esiri altına aldığını hissettiğimde dudak çizgilerimde oluşan gözyaşlarıyla kaplı tebessümüm, içimdeki hissiz kuyuya sönük bir sigara daha bastırdı.
Karşımda gözlerine, ellerine, yüzüne, kirpiğine kadar özlem çektiğim vardı; kokusunu unutmaya yüz tutmuş ciğerlerim kor alevlerde yanmaya başladı, bu öyle bir alevdi ki içim bulanık okyanuslardan geçirildi, sanki.

Ağabeyim; beni babamın hapsinden kurtarmaya çalışan, beni en derinden gülümsetebilen ve ona her baktığımda hayranlık duyduğum adam.
Gözlerinin yeşili içimdeki saklı kız çocuğunun binmek istediği salıncağın yaylarını gıcırdatmaya başladığında gözlerim kırık yaşanmışlıklarla doluyordu.
Bir an ona duyduğum özlem öyle güçlendi ki içimde yanan özlem ateşi, beni ona püskürttü.

Adımlarım tek düz dizelerden koşmaya dönerken bana doğru açtığı, beni hep güvende hissettirdiği kollarıyla beraber sıcacık gülümsemesi içimde buz tutmuş sözcüklerimi bir bir kırdı ve gülümsemesi şafak vakti hücum eden güneşi canlandırdı.
Çıplak ayaklarım acıyordu, acı öyle hissedilir ki ama yinede dudaklarım ince bir çizgide gerilmişti.

Acıyı umursamadım, sadece koştum, sonu görülmeyen uzaklığa. Aniden ayağımda hissetiğim güçlü bir baskıyla olduğum yerde çakılıp dengemi kaybettiğimde ağzımdan çıkan tiz çığlık etrafa yayıldı, gökyüzü karanlığa gömüldü.
Anında dolan gözlerim kırık gülüşüyle abime çevrildiğinde hâlâ beyazlar içerisinde ki bedeninin varlığı birkaç saniyelik korkumu avuçlarıma kapattı. Yeniden kalkmaya çalıştım, çalıştım ama olmadı, ayak bileğim sanki toprak tarafından beni oraya sabitlemiş gibi hissettiğimde bakışlarım bileğime çevrildim; o an güçlü bir elin beni dört bir yanımdan sardığını gördüğümde kalbim çırpmıyor, âdeta zonkluyordu.

Ben çırpındıkça daha da güç uygulayan ellerden kurtulamayacağımı anladığımda bir nebze tutunduğum varlığa döndüğümde gördüğüm boş arazi içime toprak atmış ve beni oraya gömmüş gibi sarsıldım.

Ağabeyim yoktu.

Gözleri yoktu.

Elleri.

Martıya Âşık KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin