Bölüm şarkısı: Dean Lewis, Half A Man
❈ Keyifli Okumalar ❈ツ
7.Bölüm|Ay Taneleri Parıldayan Kadın
🌙❦
Savrulan yapraklar bugünde içimde fırtınalar oluşturuyor, baba. Sahi, görüyor musun, içimdeki kasırgayı?
İçimde ağırlık basan duygular beni öylece sürüklerken, bu adama doğru sürüklendiğimi biliyordum aslında. İçimde yeşeren kar tanecikleri vardı, ay taneciklerine karışıp bulanmak için. Ama hedefi yanlış yoldaydı, çünkü gitmeye çalıştığı o yol, bu adama doğru çevrilmişti. Önümüzden akıp giden yolu izlerken sessizliğin izi her yerdeydi. Ezel beni içine düştüğüm kuyudan çıkarmış ve ağaçlarla çevrili bir yerden nerede olduğumuza dair ufak bir bilgimin bile olmadığı bir yere götürüyordu. "İyi misin, Deniz kuşu?" Ezel'in kalın ve erkeksi sesi, sessizliği tuzla buz etti.
Gözlerim ona çevrildi. "Daha iyiyim." Sesimin tınısı boğuk çıkmıştı, hafifçe öksürerek düzeltmeye çalıştım. "Seni bu hâle kim getirdi?" Kaşlarım çatıldı.
Babam.
Cam kırıkları tenime batacakmış gibi hissediyordum. Hâlbuki o cam kırıkları tenime batıp, beni akıtmaya başlamamışlar mıydı? Sessiz kaldığım için üzerime çevrilen bakışlarına cevap vermeyip, çatık kaşlarımın altında önümüzdeki yolu izlemeye devam ettim.
Araba iki katlı bahçeli bir evin önünde durduğunda, etraf çok karanlık olduğu için ev, bir taslak gibi görünüyordu. Ben hâlâ etrafa bakarken Ezel arabadan indi ve benim olduğum tarafa doğru yürümeye başladı. Kapımı açıp üzerime doğru eğildiğinde, istemsizce geri çekildim. Bana uzanan kolları duraksadı. Artık kaçıncı olduğunu bilemediğim bir yakınlıkta gözlerime baktı. "Korkma." İçime işlenen sıcak fısıltısı, ona duymaya başladığım bir güveni sımsıkı sarmaladı. Kafamı yavaşça sallamakla yetindiğim kelimesine karşılık beni atik bir hareketle kucağına aldı. Sert göğsüne yaslanan başım, ona bu kadar yakın olmak düşüncesi ile boyun girintisine saklandı. Utanıyordum ancak elimden onu durdurmak için hiçbir şey gelmiyordu. Sert adımları kapının önünde durduğunda, "Seni şimdi yavaşça indireceğim, Deniz kuşu," diye fısıldadı.
Bir koluyla beni destekleyerek inmemi sağladığında, yere değen çıplak ayaklarım istemsizce yüzümün buruşmasını ve canımın yanmasını sağladı. Yüz ifademi fark ettiğinde birkaç saniye gözlerini yumdu ve dişlerini sıkarak yanaklarını içe çökertti. Gözlerimi ondan kaçırıp elimde olmadan, "Burası kimin evi?" diye sordum. Cebinden çıkarttığı anahtar ile kapıyı açıp tekrardan bana döndüğünde kısıkça mırıldandı. "Benim."
Beni yeniden kucağına aldığında beraber içeri girdik ve karanlık evin içerisinde benimle beraber yürümeye başladı. "Burası çok karanlık," diye fısıldadım, biraz çekingen bir sesle. "Açacağım," diye fısıldadı hemen sonra o da kısık bir sesle. Işıkları sözlerinin ardından hemen açtığında, karanlığa uyum sağlayan gözlerim acıdı, aydınlıkta. Yavaş yavaş acısı geçen gözlerim ile etrafa bakındığımda, burasının salon olduğunu anladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Martıya Âşık Kız
Romance"Bir gün seni çözeceğim," diye fısıldadım ellerimdeki umutsuz ancak kuvvetli duyguyla. "Bir gün senin aslında kim olduğunu öğreneceğim," diye fısıldadım onun gizemindeki kafese ilmik atarak. Dudaklarının yavaşça yanağıma doğru kaydığını, ardındansa...