Bölüm 6-Rüya

142 34 43
                                    

Alarmın çalmasıyla gözlerimi araladım. Gördüğüm rüyadan uyanmak istemezken buldum kendimi, geri dönebilsem hiç uyanmak istemeyeceğim kadar kaptırmıştım kendimi.

Etrafıma bakındım. Salonda uyuyup kendi odamda uyanmak beklemediğim bir durumdu. Uykumun arasında uyanıp buraya geldiğimi düşündüm. Üzerimdeki pijamaya sinen parfüm kokusunu aldığımda durakladım. Silik bir kokuydu. Kesinlikle deliriyor olmalıydım, beynim bana oyun oynuyordu.

Ayağa kalkıp etrafa bakındım. Kız kardeşimin odasına giderek kapısını açıp etrafı kontrol ettim. Bozulmayan yatağı, eve gelmediğini göstergesiydi. İşi, gece boyunca sürmüş olmalıydı.

Banyoya giderek ılık bir duş aldım. Sinirlerimin gevşemesine ihtiyacım vardı. İçeriden gelen müzik sesini duydum. Birinin telefonu çalıyordu. Ardından konuşma benzeri ses duydum. Ezra gelmiş olmalıydı. Umursamadım, duşumu almaya devam ettim. Dış kapının kapanma sesini duydum. Hemen dışarı geri mi çıkmıştı?

Kıyafetlerimi giyip saçlarımı havluya sardıktan sonra banyodan dışarıya çıktım. Kapı sesini duyduğumda Ezra gözleri kızarmış bir halde içeriye girdi.

"Günaydın," dediğinde içeriye yeni girdiğini anladım. Duyduğum sesin ona ait olmadığını idrak ettiğimde tutunma ihtiyacı hissettim. Yabancı birinin eve girmesine imkân yoktu çünkü kapı parmak izi, evin güvenliği ise Nana tarafından korunuyordu. Alarmı çalıştırmadan girmeyi başardıysa hayalet olmalıydı.

Duvarlar sesin duyulmasını engelleyecek şekilde tasarlanmıştı yani üst katın ya da alt katın sesi üst kata bu kadar net gelemezdi.

"Neler oluyor?" diye sordu betim benzim atmış bir halde gördüğünde. Eğilerek kafamdaki havluyu çıkarıp, saçlarımdaki nemi havlunun çekmesini sağladım. "Sinirlerim bozulmaya başladı sanırım. Bu araba projesi beni fazla yıprattı."

"Gördüm. Her yerde haberleriniz yapılıyor. O grup çok korkutucu değil mi sence de?" dedi montunu çıkarıp askılığa asarken.

"Eminim bir grup ergendir. Bir şey çıkacağını sanmam ama yine de geriliyorum," Odama doğru gidip saç kurutma makinasını prize takarak çalıştırdım. Saçlarımı kuruttuktan sonra tepeden sıkıca toplayıp topuz yaptım. Hafif makyaj yapıp içeriye geçtiğimde Ezra'nın kahvaltıyı hazırladığını gördüm. Bu duruma bir hayli şaşırdım.

"Sen kahvaltı hazırlar mıydın?"

"Sinirlerinin yatışmaya ihtiyacı var. İzin isteyip tatil olayını bir düşün bence. Belki Güz ile gidersiniz," dedikten sonra göz kırptı. Kollarımı bedenime doladım. "Ne kadar çirkinsin!"

"Mezara mı götüreceksin?" diyerek dolaptan aldığı elmayı sterilize olması için makinaya bırakırken bir süre bekledi. Sonrasında bir ısırık alırken homurdanarak konuşmaya devam etti fakat ne söylediğini anlamam mümkün değildi.

"Onun artık benimle ilgilendiğini sanmıyorum," dediğimde tek kaşı havaya kalktı.

"Bıktırdın adamı değil mi?"

Bar taburesine oturup ağzıma beyaz peynir attım. Demlenmiş çaydan bir yudum aldıktan sonra konuştum.

"Soğuk davranıyor. Senin düşündüğün şekilde bir yakınlık göstermiyor yani. Daha çok yeni asistanı ile meşgul."

"Ne bir işve ne bir cilven var ilgisini kaybeder tabi... biraz işve, cilve naz yapman lazım. Gülümsemen lazım, o nemrut suratınla tüm gün bakarsan adama, kaçar gider."

Omzumu silktim. Birini hayatımda türlü taktikler yaparak, sürekli bir zekâ oyunları uygulayıp manipüle edeceksem, buna ilişki diyebilir miydim? İlişki bir insanın konfor olanı da olmalı, insan hayatındaki partnerinin yanında huzurlu ve rahat olmalı. Ne yaparsam yapayım, en pahalı saten pijamaları da giysem, birinin bana ilgisi yoksa olmayacaktı. Başka birine gitmesin diye akıl sağlığımı bozamayacaktım. Kız kardeşimin yoğun bir flört hayatı vardı. Bu benim için son derece can sıkıcı olurdu.

KORUYUCUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin