Bölüm 14-Çağrı

90 27 12
                                    

Gözlerimi araladığında belli belirsiz bir siluet gördüm. Kulağımda oluşan çınlamayla yavaşça gözlerimi araladım. Bulanık görüntünün arkasında kim olduğunu merak ettim. Neden ve ne kadar süredir burada olduğumdan haberim yoktu. Parmaklarımın arasında hissettiğim ısıya baktım. O an anladım ki, yanımda bekleyen kişi Karan değildi. Uğradığım hayal kırıklığının tarifi yoktu. Tenime imza gibi nakşettiği parmak izine, nasıl olurda bir yabancının dokunmasına izin verirdi?

Hızla elimi çekerek bana bakan gözlere sabitledim bakışlarımı, görüşüm düzelmeye başlasa da uğradığım hayal kırıklığının sebep olduğu batma hissi, gözümden taşıyordu. Yüzümü ıslatan yaşlarım arasında başka bir yöne bakmaya çalıştım. "Güçlü durmak zorundayım," kendimi ne kadar telkin edersem edeyim, yaşlar durmadan akmaya devam etti.

"Beni yalnız bırakır mısın?" dediğimde gülümsemeye çalıştı. Kesik gülümsemesinin altında yatan üzüntünün nedenini anlayabilecek kadar onu tanıyordum. Sırtını dönerek kapıya doğru ilerledi. Kapı eşiğinde durup gözlerimin içine baktı. Dudakları konuşacak gibi kıvrılsa da vazgeçti.

Yataktan kalkıp elimi belime koydum. Odanın içinde volta atmaya başladım. Ara ara kulağımda çınlama sesi duyuyor, görüşümün bulanıklaşmasına neden oluyordu. Güneş batmak üzereyken stor perdelerin arasından göz kırpıyordu. Parmaklarım üzerimde bulunan saten pijamanın düğmelerine gitti. Sinirim yükseldiği için sıcak basıyordu. Bir düğmesini açtım.

Gözüm telefonumu aradı. Komodinin üzerinde gördüğümde yeniden yatağa oturup bildirimleri kontrol ettim. Ondan gelen hiçbir şey yoktu. Odanın içinde onun parfümünün kokusunu aldım. Ne kadar özlediysem, kokusu burnumdan gitmiyordu.

Elim defalarca telefonda adının yazılı olduğu bölüme gitti. Tek bir dokunuşla onu arayabilirdim, mesaj atabilirdim fakat yapamadım. Her seferinde beni vazgeçiren nedenler vardı. Burada olduğumu biliyordu. Bildiğini biliyordum ama onun yerine gözümü açtığımda gördüğüm yüz Güz'e aitti. Oysa onu görmeyi ne kadar çok istemiştim!

Elimi yumruk yapıp tırnaklarımın etime geçmesine izin verdim. Batma hissi yüzünden aklım kısa süreliğine ondan uzaklaştı. Parmaklarımı serbest bıraktığımda beyaz tenimin üzerinde kızarıklar vardı. Tırnaklarıma dokunduğumda eskisi kadar kırılgan görünmüyordu. Tırnak diplerimde kristal gibi parıldayan buz rengi, biraz yukarısında ise giderek açılan ve beyaza dönen renk hâkimdi. Oje sürmediğime emin olduğum için renginin böyle görünmesini tuhaftı. Oje gibi üzerinde tabaka bırakan yapı da değil daha çok protez tırnak gibi duruyor ancak daha doğal görünüme sahipti.

Kapı aniden açıldığında ellerimi arkama sakladım. İçeriye beyaz kıyafetiyle doktor olduğunu düşündüğün kadın girdi. Saçları insan saçından daha parlak olması dışında tamamen normal görünüyordu.

"Aklın karışmış görünüyor," dediğinde yüzümü ifadesiz tutmaya çalıştım. "Bakabilir miyim?" diyerek elini uzattığında ona itiraz etmedim.

"Sıradan bir doktor değilsiniz," dediğimde kafasını sallamakla yetindi. Elime dokunduğunda tamamen normal görünüyordu.

"Karan kimliğini saklaman gerektiğini düşünüyor. Parmakların ve gözyaşların seni ele verebilir. Bu yüzden en başta kendini kontrol etmeyi öğrenmek zorundasın. Kime güveneceğine dikkat et."

"Karan? O burada mıydı?" diye sorduğumda koluma dokundu.

"Senin için çok endişelendi. Genellikle duygularını belli etmemek üzerine eğitim alan biri olduğu için bu duruma şaşırsam da seni görünce daha iyi anlıyorum. Seni korumak için senden uzak durmak zorunda."

KORUYUCUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin