Ecmel'in itirafından birkaç gün önce
***
Pür dikkat izlediği spor programı reklama girince, televizyonun sesini kıstı. Yorgunluktan acıyan gözlerini ovuşturup, ayağa kalkacakken seslenmemle durup, bana baktı.
"Amca."
Devam etmemi beklercesine beni izlemesi, daha fazla gerilmeme sebep oldu. Soracağım sorunun ağırlığıyla ezilirken, kararsızlığıma baskıcı bakışlarının eklenmesi işimi hiç kolaylaştırmadı.
"Açlıktan ölüyorum, Ecmel. Beni beklettiğin her saniye, midem fazlaca üzülüyor."
Ağlamaklı çıkardığı sesi ve dramatikçe yaptığı hareketler komik olsada, gerginlikten tebessüm bile edemedim. Sormaktan vazgeçmemek için ya şimdi, ya hiç diyerek konuya girdim.
"Babamla küslüğünün nedeni, cinsel yönelimin mi?"
Şaşkınlığı yüzünden okunurken, nasıl bir tepki vereceğini bilmemek, dudaklarımı ısırmama sebep oldu. Amcamın susmak dışında bir şey yapmaması korkutsada, devam ettim.
"Babama birkaç kere sordum ama beni geçiştirdi. Annemi sıkıştırdığımda ise yönelimin yüzünden kavga ettiğinizi ve senin evden ayrılmak istediğini anlattı."
Elini kaldırıp, susmamı istemesiyle durakladım.
"Nereden çıktı bu konu şimdi?"
Ona, Yekta'dan bahsetmek istemediğim için geçiştirdim.
"Sadece merak ettim."
Ayaktaki bedenini koltuğa atıp, başını olumluca salladı.
"Bazı anlaşmazlıklar oldu ve kendi başıma yaşamaya karar verdim, olan bu. Çokta deşilecek bir mevzu değil."
Ellerini birbirine vurup, sahte bir gülümseme takındı yüzüne.
"Hadi yemek yiyelim, annen geldiğinde oğluma bakamamışsın dırdırlarını dinlemek istemiyorum."
Yemek umurumda olmazken, gerçek bir cevap alma umuduyla tekrar sordum.
"Abini arkanda bırakacak kadar çok mu sevdin?"
Gözlerini kapayıp, başını koltuğa yasladı.
"Ecmel, merakını anlıyorum fakat bu mevzuları konuşmak hoşuma gitmiyor. Rica ediyorum, kapat bu konuyu."
Bir ricadan çok emir gibi çıkan sesiyle, omuzlarımı düşürdüm.
"Biri var. Babamın tepkisinden deli gibi korksam da onu seviyorum ama senin kadar güçlü değilim sanırım. Ben, ailemi yok sayamam."
Sonunu kendi kendime konuşurcasına bitirdim. Ben ailemi karşıma alamam. Gerginlikle ellerimle oynarken, bakışları üzerimdeydi. Demin ki katı ifadesi kırılıp, yerini şefkatli bir gülümsemeye bıraksa da rahatlayamadım.
"Babam sana çok kızdı mı? Bu nedenle mi görüşmüyorsunuz? Yoksa başka bir şey mi geçti aranızda? Amca, yardım et bana, kafam çok karışık. Bir erkeğe aşık oldum diye babam benden nefret eder mi?"
Ağlamamak için kendimi tutmaya çalışsamda, birkaç damla yaşın firar etmesine engel olamadım.
"Yemin ediyorum, sevmemesi için çok denedim. Azarladım, küfrettim, birçok kez kalbini kırdım ama pes etmedi. Kendime defalarca bu işin oluru olmadığını söyledim ama bak ne haldeyim."
Yanıma gelmiş olduğunu, kollarını omzuma doladığında anlayıp, başımı gövdesine yasladım. İçimi dökmüş olmanın rahatlığıyla suskunlaşırken, derin derin nefeslendim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE BLONDE (BOY×BOY)
HumorYekta: Ulan, benim kalbim de aşkı ağırlamaya hazır değildi ki. Yekta: Bana uğramaz, ıskalar falan diyordum. Yekta: Nereden bileyim böyle bodoslamadan gireceğini. Görüldü 19.46 @Ecmel çevrimdışı Yekta: Bu mu yani? Yekta: Seni seven kalbimin, her bir...