(28) Okuldaki Büyük Sürpriz.

242K 12K 10.7K
                                    

Bazı genler bozuk oluyormuş. Bunu nasıl mı anladım? Aslı eline silah geçer geçmez birine ateş edince! Dayısı kılıklı! Bir durup düşünmek yok, doğrudan uygula! Bence Sipahi genlerinde bir sorun vardı çünkü bugüne kadar dört Sipahi tanımıştım ve hepsi de arızalıydı. Babaanne fazla fesat biriydi, Eyüp hayalperestti, Aslı an itibarıyla potansiyel bir katildi ve Alaz ise... Onda zaten yok yoktu. Kızı daha bugün dışarı çıkartmıştım ama ilk dakikadan vukuat çıkarmadan duramamıştı. Neyse ki elindeki gerçek bir silah olmadığı için vurduğu kişi birazdan kendisine gelirdi. Peki ya gerçek bir silah olsaydı? O zaman birini kalbinden vurarak öteki tarafa göndermiş olurdu. Evet, Aslı ilk kez silah kullanmasına rağmen hedefi tam kalbinden vurmuştu.

Bunlar hep acemi şansı! Bu şans bir bende yok!

"Öldü mü?" Yerde yatan adamın başına eğilmiş, boş boş bakıyorduk.

"Ölmesini mi isterdin, Aslı?" İğneleyici sesime karşılık başını hayır anlamında sallayınca sorgu işine başlamıştım.

"Onu tanıyor musun?" Ben kesinlikle tanımıyordum.

"Hayır."

"O zaman ateş ettiğine göre saldırgan bir harekette bulunmuş olmalı."

"Hayır."

"Ama bir tehdit sezdin, değil mi?"

"Hayır."

"O zaman niye vurdun oğlum adamı!" Ben bu kızı tutuklasam Alaz nasıl bir tepki verirdi acaba?

"Şey..." Yanakları kızarınca bakışlarını kaçırdı. "O çok yakışıklıydı." Aldığım cevap karşısında yemin ederim şoka girmiştim. Kim yakışıklı bulduğu birini vurmak isterdi ki?

"Bekle bir dakika!" İşaret parmağımı ona doğru tuttum.

"Gözbebeklerinin büyümesi ve onu görünce attığın o tuhaf bakışlar etkilendiğin için miydi?" Gözlerini kaçırınca büyük bir şaşkınlık yaşadım.

"Allah senin o şıpsevdi kalbinin belasını versin! Daha bugün hücrenden dışarı çıktın! Önüne çıkan ilk erkekten etkilenemezsin. Hadi onu geçtim, adam yakışıklı diye niye onu vuruyorsun?" Tamam, bazı erkekler görünüşü ile âdeta ateş ederdi ama yakışıklı diye doğrudan ateşe maruz kalan birini ilk kez görüyordum.

"Ondan etkilenmedim!" İnkâr etse de adama olan bakışları gün gibi ortadaydı.

"Birini yakışıklı bulmak ve ondan etkilenmek aynı şey değil. O anki heyecanla ateş ettim, neden üzerime geliyorsun?" Saldırgan bir tavırla kendisini haklı çıkarmaya çalışıyordu. Birini vurduğu halde sanki bardak kırmış gibi olayı basitleştirmesi beni deli ediyordu.

Yağmurun altında sırılsıklam olduk. Yerdeki adamın da durumu bizden farklı değildi. Ona bakarak yalvaran bakışlarını bana çeviren Aslı, "Yankı, adam hasta olacak," dedi. "Bencilliği bırakıp onu içeri taşır mısın?" İçeri taşımamı istediği adam uzun boylu, güçlüydü. Neredeyse benim iki katımdı.

Allah'ım, sen sabır ver! Kucağıma da alayım bari, tam olsun.

"Olur, dişi terminatör. Peki, onu nasıl içeri taşıyacağımı da söyler misin? Güvenmediğim ve tanımadığım bir erkeğe dokunamam, fobim var. Ayrıca onu sürükleyeyim diyeceğim ama bel fıtığı olma ihtimalim çok yüksek. Kucağıma alacağım lakin koca adamın neresinden tutayım? Ayrıca emin ol, bir kızın kucağında eve götürülmek hoşuna gitmeyecektir." Gülüşüme engel olamadığımda Aslı da bu sahneyi hayal etmiş gibi kıkırdadı.

Çiftliğin kapısından içeri giren dört arabayla gülüşümüz solmuştu. Arabaların içinden inen beş kişi bizi görünce anlamsız bakışları attı. Lakin yerde yatan adam dikkatlerini çekince hepsi kaşlarını çatmıştı. Özellikle içlerinde en yaşlı olan adam, belindeki silahı çıkartıp bize doğrultunca yutkundum. "Ona ne yaptınız?" diye öfkeyle gürlerken, iki kişi koşarak yanımıza geldi ve baygın adamı kontrol etti.

YARALASAR(Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin