♥ 11 ♥

644 39 11
                                    


.
Arkadaşlar bölüm geç geldiği için çok özür dilerim fırsat buldukça uzun uzun yazıcam sizlere söz.İYİ OKUMALAR :)

Seni!

Seni!

Seni 

Bu kelime beynimde yankılandı… yankılandı. Sanki beni sağır etmiş gibiydi. Duyduğum cevap karşısında öylece Çağrı ya bakıyordum. Benden böyle bir şey isteyeceği aklıma gelebilecek en son şeydi. Nasıl yapardım bunu. Ya Barış? Ya gerçekten ona zarar verirse!

Sonuçta bana yarım etmek için o da tüm riskleri benimle göze almıştı ama işlerin bu noktaya gelebileceğini hiç düşünmemiştim.yaşlarım gözüme hücum etmişti ve yavaşça bir tanesi aktı yanağımdan aşağıya..

O da öylece bana bakıyordu.cevabımı bekliyordu.gözlerinde tek bir acıma yoktu.sinir...karanlık ve kararlılık vardı.yüzü donuktu ama içinde bir yerlerde beni arzuladığını görür gibi oldum ama o da hemen geçti zaten.

telefon hala kulağımdaydı.bir elide bileğimde ve burunlarımız hala birbirine değecek kadar yakındık..titrek bir sesle şunlar çıktı ağzımdan

-ne dediğinin farkında mısın?

Sert bir sesle konuşmaya devam etti.

-dediğimi anlamadın herhalde! al sana fırsat..onun hayatına karşılık bana seni vereceksin!

-yapamam. Gözyaşlarımı durduramıyordum. Dudağıma doğru usulca akıyorlardı.
Sesim titrek ve güçsüzdü. Yüzünü bir sırıtış aldı.

-o zamaann... Seçimi yaptın galiba. Dedi ve telefona yaklaştırarak ağzını açtı emri verecekti galiba. Lütfen yapmasın lütfen. Ama gözlerindeki kararlılık bunu yapar diyordu. Nefesini hissettim bu ölüm kokan bir nefesti

-ÖL…

Ve o an aklıma gelebilecek en son şeyi yapmak zorunda kalmıştım. Bunu nasıl yaptım ben bile bilmiyorum ama bir insanın ölümü benim elimden mi olacaktı?!  Buna izin veremezdim. Gözlerimin önünde bu emri dinleyemezdim... Şimdi gözlerimi kapatmış bunları düşünüyordum.

Çağrının lafı benim onun dudaklarına yapışmamla bölünmüştü. O da hala şoktaydı. Bunu beklemediğine yüzde yüz emindim. Serbest olan elimle ensesinde tutup onu kendime çekip dudaklarımla susturmuştum onu… Şu an dudaklarımız birbirine değmiş bir şekilde öylece duruyorduk. Bileğimdeki elini yavaşça serbest bıraktığını hissettim ve bellerimde hissettiğim elleriyle irkildim.

Ellerini belime koymuştu ama öylece duruyordu hiçbir şey yapmıyordu ne beni kendine çekiyordu ne de beni öpüyordu.
Hızlıca sert bir şekilde soluduğunu hissedebiliyordum bende ondan farksızdım. Şimdi ne olacaktı! Verdiğim kararın arkasında durabilecek miydim? Zaman akmıyordu sanki… Saatler durmuş gibiydi şu an. Sadece nefeslerimizi hissediyordum.

Hızla kafasını yana doğru çevirdi. Açıkçası bunu yapacağını düşünmüyordum. Gözümü yavaşça aralamaya çalıştım ama yüzüne bakamazdım hemen kafamı göğsüne sakladım bunu benden beklemiyordu galiba kasıldığını hissettim çenesi başıma değiyordu.

-tamam... Diye fısıldadım sadece. Kabul ediyorum yapma! …

Sözlerim sessiz bir çığlıktı sanki bu sessizliğin içindeki çığlığı tek ben duyuyordum. Bir süre sonra bellerimdeki ellerini çekti ve omuzlarımdan tuttu. Ve beni geri çekip yüzüne bakmamı sağladı. Yüzünde zafer sırıtışı olması gerekti değil mi? Ama yoktu yüzünde gözlerinde sadece öfke fışkırıyordu sanki.

BELA.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin