Başarıcaz.. Sanırım

377 18 3
                                    

Arabaya bineli bir saat falan oluyor. Tanrım oturmaktan kıçım ağrıyor!
Ve daha yarım saat yolumuz var. Neden bu kadar uzak evlere gidiyoruz ya?

"Çünkü bu evde para var Jimin. Bütün eşyalar antika. Bir düşünsene bir tane küçük vazo alıyorsun daha sonra onu satıyorsun ve eline 250 dolar geliyor.
(Y/N= 250 ABD doları= 1,419.17 Türk lirası) Çok iyi değil mi?"

Oha lan gerçekten böyleyse ananısikim! Baya iyi para kazanırız. Sonumuz hapisanede bitmesin de başka ne olursa olsun. Ayh yakalanırsak bittik. Bir dakika ben soruyu içimden sormamışmıydım? Aman neyse si-

O anda beni düşüncelerimden ayıran ani fren oldu ve ben lanet kemeri takmadığım için Suga hyung'un üstüne yuvarlandım. Hyungum son anda beni tuttu. Ayh tutmasaydı camdan fırlar giderdim de şu an pozisyon iyi değil.

Bacaklarımı açmış bir şekilde tam hyungumun üstünde oturuyordum. Yüzyüzeydik. Neden bana öyle bakıyor? Çok dikkatli bakıyor. Utandım.

"Kemerini bağlamalısın Jimin. Emin ol seni tutmasaydım şu an bokun çıkmıştı."

"B-biliyorum hyung ve teşekkür ederim. Bir dahakine daha dikkatli olurum."

"Rica ederim chim."

Kalbim heyecandan götümde atıyor resmen. Tanrım neden bana öyle bakıyor!?

"Hyung ben arka-"
"Zaten az kaldı Jimin bir 10 dakika hyung'un kucağında kal."

"P-peki Namjoon hyung."

Lanet beynimi sikiyim. Ne diye kemeri takmadım ki? Ah salak kafam ah. Şu an hiç rahat değilim çünkü Suga hyungla dibdibeyiz. Acaba az hareket etsem kızar mı? Bence kızmaz.

Yavaşça kucağında ileri geri yaptım. En son rahat bir konumda kaldığımda hyungum nefes nefeseydi. Ne oldu?
Ayyhhh bu pozisyonda bacaklarımı acıttı. En iyis-

Suga hyung beni bir anda kollarımdan tuttu ve kulağıma eğildi.

"Bir daha hareket edersen buradan seni kimse çıkaramaz."

"Ben ne y-yaptım ki ?"

"Penisime sürtünüyosun seni minik.
Beni baştan çıkarmaya falan mı çalışıyorsun anlamadım ama eğer öyle bir düşüncen varsa başardın."

Beynimi sikiyim. Gidip de tam yerine sürtünmüşüm. Aferin sana Jimin. Jungkooktan sonra bana sahip olacak ikinci kişi Suga hyung olacak neredeyse! Of tanrı korusun. 
(Y/N=Tanrı korusun ne mk ya allah korusun yazsam şimdi olmayacak ama bu da olmadıksndjsndj neyse..)

"T-tamam hyung bir daha olmaz. Ve hayır seni asla baştan çıkarmak gibi bir düşüncem yok. Olmayacakta."

"Emin misin Jimin-shii?"

Bana Jimin-shi diye sadece Jungkook seslenebilir. Başkalarının ağzından duymayı sevmiyorum.

"Evet, Eminim."

"Pekala. Geldik hadi in mükemmel swag kucağımdan."

Hızlıca kapıyı açtım ve dışarı atladım. Atlarken yanlışlıkla bacağım Suga hyung'un önüne sürtünmüştü. Bu da onun taş gibi olduğunu anlamamı ve inlemesini sağlamıştı.

O korkuyla birlikte hızlıca Namjoon hyungların yanına koştum. Suga hyung da yavaş yavaş yanımıza geldi ve bana öldürücü bir bakış attı. Pff olayların başlamasının sebebi olan kafamın mk.

###

Gireceğimiz evin tam önüne geldik. Bu ev çok büyük. Ve etrafta bir çok kamera var. Bu kameralar birde sese duyarlıymış. Boku yedik he. Ilk seferimde extra zor bir ev soymaya çalışıcam. Kesin elimi ayağıma dolaştırıp bizi yakalattırırım. Sonra bizi alırlar ve ömür boyu hapse hapsederler. Ayh düşüncesi bile korkunç. Yine çok boş yapıyorum biliyorum. O yüzden susuyorum.

Susadım lan ben. Arabada var mı acaba?

"Namjoon hyung! Ben çok susadım. Su var mı arabada falan?"

"Arka koltuğun sağ kısmında kapalı bir bölüm var. Orayı aç önüne pet şişe çıkacak. Jungkook'un şişesi. Kafana dikebilirsin."

"T-tamam hyung sağol."

Jungkook diyene kadar iyiydi yah. Şimdi ormanda yaşadığım olayda aklıma geldi. Ne güzel unutmuştum. Pfff lanet!

Her ne kadar Jungkookla yiyişmiş olsakta yaşadığım olaylardan çıkardığım kadarıyla Jeon beni aldatıyorsa...çok fena ağlarım. Aish neler diyorum ben yah? En son su içicektim. Ama Jung- neyse siktir et.

Arabadan suyu aldım ve tek dikişte hepsini bitirdim. Ben çok su içerim. Suyumuda kimseye vermem çünkü susarım. Ama görüyorum ki Jungkook fazla su içmiyor. Çünkü şişe nerdeyse sonuna kadar doluydu.
Ama-

"Jimin! Yeter ama artık tak bizi be!"

"Aaahh! Ne bağırıyorsun kulağımda Jin hyung?"

"Eve giriyoruz eve. Namjoon kameraları hackledi sıra bizde. Haydi!"

"A-aa evet gidelim."

Namjoon hyung bu işte pro olmuş yahsknxjs. Jin hyungla yavaş yavaş evin bahçesine yürüdük. Kapının önünde bir güvenlik olduğundan dolayı şimdi baya bir zorlanıcaz sanırım.

Namjoon hyung el kol hareketleriyle birlikte bizi ağaçların gölge oluşturduğu bir yere getirdi ve beklememizi söyledi. 

Koşarak yanımızdan uzaklaştı ve hemen hemen bir 10 dakika sonra gülerek yanımıza geldi. Sonra hepimizi bahçeye soktu. Güvenliğe ne yaptığını soracakken hyungum benden önce davranıp anlatmaya başladı.

"Güvenlik arkası dönükken cebimdeki alkollü mendille ağzını kapattım, bayılttım ve arabanın yanına sürükledim. Şu an arabanın bagajında. Insan biraz ağır, heybetli bir güvenlik edinir. Bu kuş gibi. Bunlar salak salak. Bir sürü paraları var insan kendine beyin naklettirmez mi yajsndjdnd."

"Ooo Namjoon hyung neler diyorsun sen öylesjdhd iyi laftı."

"Aynen. Neyse çocuklar haydi yavaş yavaş, hiç bir yere çarpmadan ilerliyoruz."

Hepimiz kafa salladık ve yavaş yavaş hiç bir nesneye dokunmadan evin kapısına geldik. Suga hyung elindeki tuhaf bir aletle kapının kilidini açtı. Cidden hırsızlık bu kadar kolay bir şey mi ya? Her şey şu ana kadar mükemmel. Hep böyle devam etsin pls.

Hepimiz yavaş adımlarla içeri girdik. 
Gerçekten de söylenilenler doğru. Içerisi sadece koyu renklerle kaplı ve etrafta bir sürü eskimiş -yani antika desek daha doğru olur sanırım- eşyalar var. Hepsi karanlıkta altın gibi parlıyor. Aslında zaten çoğu altın ve gümüşten yapılmış ama neyse.

Namjoon hyung arkasına döndü ve sessizce konuşmaya başladı.

"Şu an evde bir kişi var. Bu kişide evin küçük oğlu Joon. Ama Joon küçük olduğu için hemen sevinmeyin. Çünkü bu çocuk sizden bizden akıllı. Ona dikkat etmemiz lazım. Evin diyer bireyleri saat sabaha karşı 6-7 gibi evde olacak.

Bu yüzden bütün işlerimizi mantıklı, dikkatli, sessiz ve hızlıca yapmalıyız. Şimdi ilk buradaki önemli bulduğunuz eşyaları toplayın ondan sonra birinizle birlikte ebeveyin odasına giricez ve oradaki kasayı açıp, içindeki bütün parayı alıp, buradan kaçıcaz."

Herkes Namjoon hyungu dikkatle dinledi ve onayladı. Şimdi tek yapmamız gereken pahalı olduğunu farz ettiğimiz eşyaları torbalara doldurup daha sonra kasanın içindeki
paraları da alıp buradan kaçmak.

Başarıcaz.. Sanırım.

***
Bölüm sonu!

Okumalar gittikçe azalıyor. Üzülüyorum..

Jikook'la kalın!

Are you with me? ~Jikook~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin