Bu karanlıkta ki tek ışığım Ay. Fakat o bile doğru düzgün ışık vermiyor. Neden mi? Çünkü; etrafımdaki dev gibi ağaçlar gökyüzünü kapatıyor.
Arabanın farları var gerizekalı! falan diyorsanız şunu diyeyim.
LANET IŞIKLAR YANMIYOR!Bir şeyler olmuş. O yüzden sadece uzuuun yol, deeeev ağaçlar ve minnacıııık ben varım. Bu çok haksızlık. Her şey benden uzun yada büyük.
Namjoon hyung'un boyu 1.82. Yanında minicik kalıyorum. Jungkook'unda öyle. Ama kook'un yanında kısa kalmak hoşuma gidiyor. Çünkü sarılınca falan boynu ile göğsünün arasına geliyorum. Bence çok hoşş. Içim böyle çok soft oluyor ehehe..
O bu değilde bir türlü yol bitmiyor. Çıldırıcam. Sanırım 10 dakikalık yol falan kaldı. Sıkıldım..
Bir dakika şu parlaklık ne? Ağaçların arasında küçük 3 tane parlak bir şey var. Böyle koyu turuncu gibi rengi. Ne ki onlar? Gidip bakmaya korkuyorum amaaa bakmazsam da aklımdan çıkmaz ve uyuyamam.
Ne yapayım şimdi?
Tabiki gidip o ne diye bakayım dimi?
Aynen bende öyle düşünmüştüm.Arabayı ağaçların yanına park ettim ve yavaşça indim. Bu sefer ışıklardan 3 tane değilde sayamayacağım kadar olmuştu. Bak şimdi aaa ben oraya nasıl gidicem? Ananisikimçokkorkunç!
Adımlarımı yolun karşısına konumlandırdım ve ilerlemeye başladım. Turuncu ışıklara ilerledikçe sanki onlarda ilerliyordu. Ne lan bunlar?
"Neyse hadi Jimin sen yaparsın. Git ve onlar neymiş öğren gel." Kendime gaz verdiğime göre şimdi gidebilirim. Işıklara bu sefer daha hızlı ilerlemeye başladım.
Ben gelirken, onlar gidiyor. Biraz daha hızlandım, onlarda hızlandı. Ve bütün gücümü ayaklarıma verip yağdırmaya başladım. Ama ben hızlandıkça onlar daha da hızlanıyorlardı.
En son bacaklarım artık kopacak duruma gelince kendimi yere attım. Sırt üstü bir şekilde yerde soluklanırken bir anda bir ses gelmeye başladı. Bir kız sesi.. sanki.. sanki bu sesi bir yerde işitmişim. Çok..çok tanıdık. Bir anda ses yükseldi ve konuşmaya başladı.
Ses diyor ki;
-Jeon Jimin.
-Hayatında olmasını en çok istediğin şey Jeon soyismini taşımak.
-Fakat olamayacak.
-Çünkü Jeon beni seviyor.
-Bende onu seviyorum.
-Seni sevdiği hakkında konuşurken hiç gözlerine baktın mı?
-parlamıyor.
-Hiçbir şansın yok Jimin.
-Jungkook benim.
"Hayır hayır! Öyle bir şey yok. Jungkook beni gerçekten seviyor! Sen, sen yalancısın! Bana bakarken gözlerinin parladığına kaç kere şahit oldum. İNANMIYORUM!"
-Bence inanman lazım.
-Çünkü Jeon beni seviyor.
-Biz Jeonla birbirimiz için yaratıldık.
-Seninle bakışırken düşündüğü kişi benim tatlım.
-Vazgeç!
Sondaki tız çığlığı ile kulaklarımın içine sanki su döktüler. Ne oldu az önce? O-o ses neydi? Jeon beni gerçekten sevmiyor mu? Neden?
Bir anda sessiz ortamı berbat bir müzik doldurdu. Telefonum çalıyor. Telefonumu cebimden çıkardım ve arayan kişiye baktım. Bilin bakalım kim bu kişi? Tabiki; MY HEART!
Açsam mı ki? Açayım mı? Yine pis yalanlarına kanayım mı? Yapayım mı? Açtım.
"Bebeğim?" Bebeğim.. Bir kaç dakika önce havalara uçurtan bu kelime bu kısacık zamanda olan olaylardan sonra neden mutluluk yerine acıyı hissettirdi?
"Efendim."
"Neden beni uyandırmadın sevgilim? Sadece not bırakıp gitmişsin. Üzülüyorum bak. Bende gelirdim."
Neden hâlâ yalan söylemeye devam ediyorsun Jeon Jungkook? O kızın dedikleri doğruysa eğer neden? Neden yani?
"Yaralısın Jeon. Gelemezdin."
"Bebeğim neden bu kadar soğuk davranıyorsun? Fark etmeden seni mi kırdım? Bir şey mi yaptım? Yaptıysam özür dilerim."
Ne demeliyim?
"Jungkook gitmem gerek sonra konuşuruz."
"Ama gü-"
*dıt dıt dıt*Her ne kadar yüzüne kapatmak istemesemde yapmak zorundaydım. Yoksa bana güzelim gibi hitaplar etmeye devam ederse ağlarım. Hemde çok fena ve şu anda hyunglarım beni bekliyor. BEN BUNU NASIL UNUTTUM!?
Hızlıca geldiğim yerden geri çıktım. Iyi ki fazla uzaklaşmamışım. Hemen arabaya bindim ve son süratle yıkık malikanemize geldim.
Bütün hyunglarım kapının önünde durmuş sessizce bir şeyler konuşuyorlardı. Yanlarına yürüdüm.
Namjoon hyung hemen beni fark etti ve bağırmaya başladı."NERDESİN SEN JIMIN!? DEMİNDEN BERI SENI BEKLIYORUZ! SENI ARAYALI TAM BIR SAAT OLDU! BIR BIR!"
"NAMJOON! Bağırmak yok."
"Özür dilerim Namjoon hyung ama çok kötü olaylar yaşadım gelirken. Bir sürü şey öğrendim. Size daha sonra anlatırım."
"Umarım anlatacağın şey düzgün bir şeydir de geç kalmamıza deysin. Neyse hadi Jimin arabanı şu ağaçların yanına park et. Zaten siyah olduğundan dolayı oradaki gölgeyle kamufle olur. Kimseler buraya gelmez ama yinede güvenliğimizi alalım. Diğerleri sizde arabaya çabuk!"
Hemen arabaya bindim ve hyungumun gösterdiği yere park ettim. Cidden gözükmüyordu. Arabayı kilitledim ve diğer arabaya koşmaya başladım. Arkaya bindim. Ben biner binmez gaza bastı Namjoon hyung. Ve hızlıca soyacağımız eve sürmeye başladı.
***
Bölüm sonu!Az kaoslar yaratıyım dedim. Hep mutlu hep mutlu aa nereye kadar cdksjdusnd aslında çok mutlu olmadılar ama neyse sorgulamayalım skndjsne
Jikook'la kalın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Are you with me? ~Jikook~
Fiksi PenggemarJibooty: Paraya ihtiyacım olduğu için bunu yapacağım. Handsomejin: Tamam o zaman anlaştık. Yarın Jungkook seni almaya gelir. Jibooty: Bekliyorum.