"Jungkook bu daha çok süt istiyor! Hayır hayır, benim parmağım havuç değil küçük şey!" yaklaşık yarım saatten beri miniklerimle ilgileniyorum. Gerçekten onlarla ilgilenmek çok keyif verici fakat o kadar açlar ki her şeyi kemirmeye çalışıyorlar.
Minik kedi küçük süt şişesini parçalamaya çalışırken küçük tavşan parmağımı yemeye çalışıyordu. Ama ben seni yerim.
"Bebeğim en iyisi birlikte hem evin eksikleri hemde bu minik şeylerin göbüşlerini doyurmak için alışverişe çıkalım."
"Aslında bu çok iyi olur. Benim de almam gereken bir kaç şey vardı, gitmişken alırız." hafif bir baş sallamasıyla onayladı Kook ve dışarıda bekleyeceğini söyledi. Hızlıca yukarı kata.. odamıza çıktım. Bulduğum bir kaç giysiyi üzerime geçirdim ve hızlıca aşağı inip miniklerin güvende olup olmadığını kontrol edip ikisine de birer öpücük kondurdum. Ama bunlar çok şirin ki..
Hızlıca gülümseyerek kapıyı açtım ve koşarak aşağı indim.
Umarım küçük şeyler evde kaybolmaz ehehe..
"Aşkım sadece alışverişe gidiyoruz neden bu kadar şık giyindin ki? Şimdi herkesin gözü sende olacak ve ben sinirleneceğim."
"Saçmalama Jungkook, sadece dolabımda bulduğum bir eşortmanı ve tişörtü üstüme geçirdim." Jungkook o güzel gözleriyle bedenimi süzdü ve yanağıma minik bir öpücük kondurarak arabanın yanına ilerledi.
Böyle aniden öpünce bayılacak gibi oluyorum aw!
Gülerek arabaya ilerledim ve kapıyı açıp hızlıca ön koltuğa oturdum.
"Kemerini tak güzelim." kemerimi taktım ve Kook'a baktım. Sırıtarak ufak bir öpücük yolladı ve önüne dönüp arabayı çalıştırdı.
Umarım almam gerekenleri unutmam..^~^
"Bence her şeyden fazla fazla alalım. Böylece uzun zaman alışverişe çıkmamıza gerek kalmaz bebeğim."
"Pekala o zaman hızlı olalım da bir an önce bitsin." Jungkook hafifçe kafa salladı ve birlikte hızlıca bütün reonları dolaşıp lazım olan her şeyi almaya başladık.
"Canım çok fazla tatlı istiyor, artık sen bile bana yetmiyorsun." Jungkook gülerek söylediği sözleriyle imalı imalı yüzüme bakarak ufak bir sırıtma bıraktı etrafa. Yüzümü diğer reyona çevirdim ve bir kaç tane en pahalı çikolatalardan alıp Jungkook'un sürdüğü alışveriş arabasına attım.
"Bunlar pahalı çikolatalar benden bile pahalılar, bu yüzden al bunları ye tamam mı?" yüzümdeki düz ifadeyi hiç bozmadan başka reyonlara ilerlemeye başladım.
Jungkookta hızlıca alışveriş arabasıyla yanıma gelmeye çalıştı ama başaramadı. Son anda sağ taraftan çıkan küçük çocuğa çarpmamak için arabayı çevirdi ve o telaşla arabayı reyona çarptı.
Reyonda duran en üstteki büyük abur cuburlar direk olarak Jungkook'un yüzüne geldi. Aman tanrım rezillik! Ama tabiki de kendimi tutamadım ve kahkaha atarak gülmeye başladım. Jungkook sinirli bakışlarıyla bir bana birde etrafında deli gibi sırıtan insanlara baktı.
Gözünün döndüğüne eminim ama sinirden değil utançtan ha ha..
"Jimin güleceğine bana yardım et." ciddi söylediği kelimelerle resmen yanına ışınlandım ve yerdeki her şeyi kaldırarak alışveriş arabasına attım. O kadar parçaladık dövmesinler sonra bizi :/
"Aşkım~ be-" elini ağzıma koydu ve konuşmama izin vermeyerek ilerlemeye başladı.
"Her şey bittiyse gidelim." sadece kafa salladım. Kasalara doğru ilerlerken tekrardan önümüze bu kötü olayların yaşanmasına yol açan küçük çocuk çıktı. Jungkook sinirle çocuğa baktı ve etrafa göz gezdirip birden bağırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Are you with me? ~Jikook~
Hayran KurguJibooty: Paraya ihtiyacım olduğu için bunu yapacağım. Handsomejin: Tamam o zaman anlaştık. Yarın Jungkook seni almaya gelir. Jibooty: Bekliyorum.