"Yaw yoklar işte. Ama ben sana demiştim."
"Bebeğim.. ben evde olmadıklarını nereden bilebilirim?" Göz devirdi Jimin.
"Sana kaç defa Namjoon hyung'u arıyım, belki bir işler vardır o yüzden evde olmayabilirler demedim mi?"
"Dedin ama bize haber vermeden hyunglarım bir şey yapmazlardı ki.."
Canım hyunglarımın kapısının önüne oturdum ve elimdeki kutu içeceği hızlıca kafama dikip, buruşturup ileri fırlattım."Jungkook, acaba biz rahatsız olduğumuz için bize haber vermemiş olabilirler mi? Yani bence bunu da bir düşün." Ama bize haber verebilirlerdi.
"Yinede nereye gittikleri hakkında bize kısa bir cümle kurabilirlerdi. Kaç saatlik yol kat ettik, olan şeye bak!"
"Jungkook, bence abartma. Bak cidden sinirleniyorum. Kimseyi boşu boşuna suçlayamazsın. Belki çok önemli bir şey oldu ve acilen evden gitmeleri gerekti. Nereden bilebilirsin?" Doğru..
"Neyse Jin hyungu arada, bakalım nereye gitmişler öğrenelim." Jimin kafa salladı ve telefonunu çıkardı.
Bir kaç dakika sonra telefonu kulağına koydu ve beklemeye başladı fakat girişimi boşa çıkmış olacak ki tekrardan telefonu kulağından çekip arama yaptı.
"Alo!"
"Namjoon hyung neredesiniz?"
"Orada ne işiniz var?"
"Lütfen söyler misin?"
"NE!" Ne olmuş? Kime ne olmuş? Pür dikkat Jimini izlerken gözünden düşen bir damlayı kalkıp elimle sildim.
"N-neredesiniz?"
"Hemen ge-geliyoruz!" Jimin telefonu hızlıca arka cebine sıkıştırdı ve sulu gözleriyle suratıma bakmaya başladı.
"Ne olmuş güzelim? Neredelermiş?"
Sadece elimi tuttu Jimin ve hiçbir şey demeden bedenimi arabaya sürüklemeye başladı. Ben de bir şey demedim ve uzatmadan arabaya ulaşıp binmemizi sağladım."Soul hastanesine sür!" Hastane mi!?
"Bebeğim kime ne olmuş?"
"Soru sorma, sadece arabayı sür!"
Ne olduğunu çok merak etsem de sustum ve bana bağırmasının gereksiz olduğunu düşünerek hızlıca arabayı hastaneye doğru hareket ettirdim.###
Hastanenin otoparkına özenmeden yamuk yumuk park ettim. Jimin bana bakmadan hızlıca arabadan indi ve koşarak acile girdi.
Ben niye hala arabadayım mk?
Ben de hızlıca arabadan indim ve koştum. Jimin önündeki kadına ağlayarak bir şeyler anlatmaya çalışıyordu fakat kadın her seferinde anlamıyor ve sevgilimin sinirlenmesini sağlıyordu.
"Nesini anlamıyorsunuz!? Iki saatten beri size Kim Seokjin'in nerede olduğunu soruyorum!" Kadın Jimin'in bağırmasından dolayı korkarak biraz geriye sendelendi ve kekeleyerek üst katta, ameliyathanede olduğunu söyledi.
Jin hyunguma ne oldu!?
"J-jimin?" Gözümden bir damla yaş düşerken sakince seslendim.
"Sadece gel kook." Ağlamam dahada şiddetlenirken Jimin elimi tuttu ve bedenlerimizi hızlıca merdivenlerden yukarı çıkarıp hyunglarımla karşı karşıya gelmemizi sağladı.
Gördüklerim karşısında yıkıldım.
Herkes birer tarafa oturmuş ve gözü yaşlı bir şekilde ameliyathaneye bakıyordu.
Daha fazla dayanamadım ve ağırlığımı sevdiğime bıraktım...
***
Bölüm sonu!Okumalar o kadar fazla düştü ki.. resmen okuyan yok.
Gerçekten üzülüyorum.
Oy atan yok, yorum yapan yok.
Okunmayacağını bilsemde.. yine de saçma sapan yazılarıma devam edeceğim...
Çünkü seviyorum.
Neyse, Jikook'la kalın..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Are you with me? ~Jikook~
FanfictionJibooty: Paraya ihtiyacım olduğu için bunu yapacağım. Handsomejin: Tamam o zaman anlaştık. Yarın Jungkook seni almaya gelir. Jibooty: Bekliyorum.