"Senin ebeni sikerim."
Duyduğum küfür ve ardından çıkan kavga ile kaşlarım çatıldı. Okula daha henüz girmiştim, bu kavga neydi?
Etrafa bakarken bir tarafa toplanan yığın insanı görmemle o tarafa doğru adımladım. Çantamı bankın birine bırakarak kavgayı izleyen insanların arasına karıştım. En öne geçmemle kavga edenleri görmem bir olmuştu. Şaşkınlık ve sinirle ağzım açık kalmıştı.
Kim olduğunu bilmediğim bir şerefsiz ile Talha kavga ediyordu. Talha'nın yumruk yemesi ve yere düşmesiyle onlara doğru yürüdüm. Üzerine çullanmak üzere olan çocuğu kendime çevirerek yakalarından tuttum ve çenesine kafa attım.
"Sen kimsin amına koduğum?"
Çocuk yere düştüğünde sinirle bir tekme daha vurdum. Sevdiğim kişiye nasıl yumruk atardı? Nasıl bu kadar cesaretliydi?
"Asıl sen kimsin lan piç! Siktir git işine bizim aramızda olan bir şey."
"Aranızda olan şeyi siktirtme bana şimdi! Defol git burdan, elimde kalacaksın şimdi."
Çocuk yavaşça kalkmaya yeltendiğinde dayanamayıp bir tekme daha vurdum. "Bu okula bir daha adım atarsan, ağzını yüzünü kırarım."
Tekrar yere düştüğünde arkamı dönerek Talha'yı aradım. Berkant onu banka oturtmuştu. Etrafa dönerek sinirli bakışlar attım. "Film mi çeviriyoruz? Defolun gidin işinize!"
Kalabalık dağılırken hocanın gelmemesine şükrederek banka yürüdüm. Önünde çömelip yüzüne baktığımda burnu kırmızıydı. Derin nefes alarak elimi saçlarımdan geçirdim.
"İyi misin?"
Şu an bunu sormam çok saçmaydı ancak beynim durmuş gibiydi. Onu öyle görünce ne yapacağımı şaşırmıştım. Başını kaldırıp bana sinirli gözlerle baktığında tek kaşımı kaldırarak bakmaya devam ettim.
"Ordan iyi mi görünüyorum?"
Terslemesine anlam verememiştim. Boş gözlerle bakmaya devam ederken bir hışımla kalkarak okula yürümeye başladı. Arkasından bağırdım. "Revire gidelim!"
"Sen sadece siktir git!"
Omuzlarım düştüğünde derin nefes aldım. Dün akşama kadar güzel anlaşmıştık. Beni kabullenmeye başlamıştı ve bu müthiş bir şeydi. Ama şu an yaptığı da neydi?
Aceleci davranıyor olabilirdim ama beklemek istemiyordum. Bir başkasına gitme korkusu vardı bende. Sonuçta eşcinsel değildi ve seçim şansı vardı. Beni değilde bir başkasını seçerse çok üzülecektim. Şu an olduğu gibi.
"Ben onu götürürüm Emre. Rahat ol." Berkant elini omzuma koyduğunda derin başımı sallamakla yetindim. Peşinden koşar adım okula girdiğinde çantamı bıraktığım banka doğru ilerledim.
Çantamı omzuma aldığımda yanımda beliren Alp ile bakışlarım ona döndü. Yüzündeki mutsuz ifade ile kolunu omzuma atarak beni okula çevirdi ve yürütmeye başladı.
"Sinirli olduğu için öyle yapmıştır Emre. Üzme bu kadar kendini, siniri geçince konuşursunuz."
Başımı belli belirsiz salladıktan sonra okula adım attım. Binaya girerek sınıfıma çıktım ve çantamı sıraya atarak boş kalan yere oturdum. Talha ile aynı sınıfta değildik bu yüzden ne halde olduğunu bilmiyordum.
Sınav ikinci dersti ve ilk dersin başlamasına daha yirmi dakika vardı. Başımı sıraya yaslayarak gözlerimi kapattım. Bir süre sonra sınıftaki uğultu artık a yavaşça dolduğunu anlamıştım. Başımı kaldırdığımda dediğim gibi sınıf dolmuştu. Saate baktığımda derse girmemize beş dakika vardı. Telefonumu cebimden çıkarıp ekrana baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
utanmaz [texting] ✓
Short Story05...: Of çok güzel götün var. Talha: biliyorum :') 05...: Öyle böyle değil. Götüne tapasım geliyor, o derece. Talha: her kız tapmak istiyor yavrum 05...: Ya kız değilsem? ⇝küfür içerir ✔ 280619 #lgbt 3 🌈 080719 #homo 6 🌈 040220 #homo 1 🌈