thirty four

7.7K 405 157
                                    

Biraz rahatsız olduğum için yb'yi geç atıyorum. Üzgünüm :'(

----

TALHA

Karşımdaki hoca bildiğim konuları anlatırken sıkıntıdan ölüyordum. Bir buçuk aylığına yaz kursuna gelmiştim ama ben konuları biliyordum zaten. Sırf Emre geldiği için gelmiştim fakat ayrı sınıflarda olduğumuz için göremiyordum ne yazık ki.

Sonunda ders bittiğinde derin nefes alarak başımı sıraya yerleştirdim. Yanımda oturan Berkant'ın sıradan kalkıp sınıftan çıktığını duymuştum ama hareket etmedim. Gözlerimi kapatarak sabah bıraktığım uykuma dönmeye çalıştım.

Yanıma oturan beden ve saçlarımda hissettiğim parmaklarla gülümsedim. En arka sırada oturuyorduk ve teneffüs olduğu için sınıftaki kişi sayısı azdı. Rahat hareket etmemiz bundan kaynaklanıyordu ama gene de hocalara yakalanmamalıydık.

"Uyudun mu hemen? Daha zil çalalı üç dakika oldu."

Yanağımda hissettiğim baskıyla gözlerimi yavaşça açarak başımı ona çevirdim. Gülümseyen suratıyla karşılaştığımda yüzümdeki gülümseme genişlemişti.

"Günaydın aşkım."

"Uyumuyordum gerizekalı."

Gülerek beni kendine çektiğinde başımı omzuna yasladım. Elini belime atarken başımı başıma yaslıyordu.

"Kimyayı seviyorum ama hoca bok gibi anlatıyor. Eski hocamı istiyorum."

Beni başıyla onaylarken elimi tuttu ve parmaklarını parmaklarıma geçirerek saçlarıma öpücük kondurdu. Ben gittikçe mayışırken konuşması ninni gibi geliyordu.

"Bende coğrafya dersinden çok sıkıldım. Bir yerden sonra sıkıyor."

Yavaşça başımı sallayarak tekrar gözlerimi kapattım. Ta ki Berkant'ın borazan sesini duyana kadar.

"Talha sana kahve getirdim kardeşim. Kalk bir ayıl uyukluyorsun sabahtan beri."

Masama kahve koymasıyla gözlerimi araladım. Kendisi de önümüzdeki sıraya ters bir şekilde otururken bacaklarını sıranın altından bizim tarafa uzatmıştı. Emre'den biraz uzaklaşarak hırkamın şapkasını açtım ve kahveyi elime alarak içmeye başladım.

"Günaydın enişte."

"Günaydın Berkant."

"Naber nasılsın, Alp de iyidir inşallah?"

Emre ufak bir kıkırtı saldığında önümdeki sarışın da gülmeye başlamıştı. Tam bir sarı kafaydı ve oldukça yakışıklı aynı zamanda şirin biriydi. Alp bu tipe bakıp nasıl arkadaş kalalım demişti anlayamıyordum.

"Gayet iyi kardeşim. Uyuyakaldığı için gelmedi bugün."

"İyi iyi yarın görürüm belki."

İkisini dinlemeyi bırakıp tekrar kahvemi içmeye başladığımda zil de çalmıştı. Sınıf yavaşça dolarken Emre bana dönerek saçlarıma tekrar öpücük bıraktı. "Dersten sonra bekle beraber çıkalım."

"Ama benim diğer dersim fizik. Kalmak zorundayım."

Bir süre bana baktıktan sonra kafa salladı. "Tamam ben beklerim seni kütüphanede."

Gülümseyip kafa salladım ve sınıftan çıkmasını izledim. Berkant yanıma oturduğunda ona dönerek dinlemeye başladım.

"Çıkışta nereye gideceksiniz?"

utanmaz [texting] ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin