fourty one

6.9K 420 252
                                    

TALHA

"Bu sıcakta kafandaki ne oğlum? Çıkar şunu."

Kantinde Emre ile otururken Berkant ve Alp gelmiş yanımıza oturmuştu. Dersin başlamasını bekliyorduk ama Berkant kafamdakine takmış gibiydi.

"Sana ne oğlum ya, işine bak."

Ben homurdanırken gülmeye başladı. "Hayır yakışmadığından değil, bu sıcakta takmışsın. Bir de sarı tişört giymiş."

"Sarı beremle uyumlu olsun diye giydim."

Alp de ona katılıp gülmeye başladığında göz devirerek başımı masaya yasladım.

"Uğraşmayın sevgilimle."

"Sevgilini yesinler puşt. Hemen affetti diye hanımcı olacaksın yakında sen."

"Berkant?"

"Şakaydı enişte."

Yattığım yerden Berkant'a gülmeye başladım. İkisi nasıl bir ilişki içindeydi bilmiyorum ama Berkant cidden hanımcı olacağa benziyordu.

Zavallı kardeşim, uke olacağını düşünmemiştim.

Emre yanımda test çözerken oflayarak ona baktım. İnekti ya, resmen önüne ot koymak istiyordum. Ailesi bile tatile giderken konu eksiğim var diye gitmemişti.

Ortada konu eksiği diye bir şey yok aşkım neye bu kadar çalışıyorsun?

"Benden çok onun yüzünü görüyorsun."

Emre başını çevirip bana baktığında yattığım yerden onu izliyordum. "Bu sene sınava gireceğiz, sen de çalışsan fena olmaz."

"Ben zaten yapıyorum, sayısalım ben. Hani senin yapamadığın matematiği ustalıkla çözebiliyorum yani."

Bana göz devirerek testi karıştırmaya başladı. Rastgele bir sayfadan matematik sorusu açarak önüme ittirdi ve kalemi elime tutuşturdu.

"Bunu çöz bakalım. Dokuzuncu sınıf konusu, kümeler."

Yattığım yerden kalkarak kitabı iyice önüme çektim. Kümeleri sevmezdim ama çözebilirdim.

"Bana zaman ver."

"3 dakika veriyorum."

Kafamı sallarken önümde konuşan BerAlp çiftini susturarak soruya odaklandım.

Çok geçmeden kağıda yazmaya başlamıştım bile. Bulduğum sonuç şıklarda olmayınca tüm cevabı sildim ve tekrar soruyu okudum. Okurken bir yandan not alıyor, bir yandan yerine yerleştiriyordum.

"1 dakika kaldı yakışıklı çocuk."

Emre'yi duymazdan gelerek soruya devam ettim. Çözümü hızla yaparken Emre yapamayacağım hakkında zırvalıyordu. Sonunda bulduğum cevabı şıklarda görmemle hızla işaretledim.

"Üç, ik, bi-"

"Cevap D."

Üçü şaşkınca bana bakarken kalemi bıraktım ve geriye yaslandım. Alp kitabı alıp cevap anahtarı kısmını açarken Emre şaşkınca bana bakıyordu.

"Doğru yapmış."

Kitabı tekrar Emre'nin önüne koyduktan sonra hayretle bana baktı. "Üç dakikada küme sorusu mu çözdün sen?"

Kafa salladığımda Berkant alkışlamaya başladı. "Bu hep böyleydi. Aslan kardeşim benim."

Gülerek önemli değil anlamında elimi salladım. O sırada zil de çalmıştı. Çantamı elime alarak merdivenlere yöneldim. Emre de hızla peşimden geldiğinde birlikte yukarı çıkmaya başladık.

utanmaz [texting] ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin