twenty two

12.5K 870 332
                                    

Sahile indiğimde nerede olduğunu bilmediğim için sahil boyunca yürümeye başladım. Fazla yürümeme gerek kalmadan buldum da. Kayalıklara oturmuş denizi izliyordu ya da izliyor gibi duruyordu, bilmiyorum.

Ceketimi düzelterek kayalıklara indim. Salak çocuk, üstüne bir şey almamıştı. Derin nefes alarak yanına vardım ve dikkatle oturdum. Başımı ona çevirdiğimde gözlerini denizden bana çevirdi.

"Hoşgeldin."

Düz ses tonuyla konuşmasıyla önüme döndüm ve denizi izlemeye başladım. "Hoşbuldum."

Alayla gülüp yanımda bir şeyler yapmaya başladığında bakışlarımı tekrar ona çevirdim. Ayağının dibindeki siyah poşette bir şeyler arıyordu. Tek kaşımı kaldırdım.

"Umarım onun içinde içki falan aramıyorsundur."

Poşetten teneke kutu çıkardığında derin bir nefes aldım. En azından bira falan değildi. Elinden kutuyu aldım ve açarak ayaklarımın dibine koydum. Peşinden cips çıkardığında gülmemek için kendimi kastım. Bakışları beni bulduğunda göz devirdi.

"Ne var? Sporcuyum ben içki falan içemem. Ayrıca cipsi çok severim."

Başımı iki yana sallayarak ona baktım. "Tamam demiyorum bir şey."

Cips paketini de açtıktan sonra ortamızdaki boşluğa koyarak önüne döndü. Ayağımın ucundaki soğuk çayımı alarak bir yudum içtim. Dudaklarımdan uzaklaştırırken beni izlediğini gördüm. Soran gözlerle ona bakarken taşın üzerine biraz daha yerleşmeye çalıştım. Götüm acıyor şu an burada ne işimiz var?

"Ee ne konuşmak istiyordun benimle?"

Heyecanlı olmama rağmen sesimi düz çıkarabilmiştim. Kendimi takdir ederken Talha derin bir nefes alarak oturduğu taşın üzerinde bana doğru döndü. Bir ayağını bedeninin altına alarak cipsten ağzına attı. Konuşmasını beklerken onu izliyordum. Gözleri ben hariç her yerde gezinirken ağzını bitirdi. İlk defa çekindiğini görüyordum.

Sonunda bakışları bana kaydığında gülümsedim. Bu onu rahatlatmış olacak ki konuşmaya başladı.

"Bu sana belki saçma gelebilir ama hem bir şeylerden emin olmam gerekiyor hem de birini daha fazla bekletmek istemiyorum."

Kafam daha çok karışırken ellerim titriyordu. Belli belirsiz başımı salladığımda devam etti.

"Eşcinsel olduğunu nasıl anladın?"

Kaşlarımı kaldırarak bir kaç saniye tepkisiz kaldım. Nasıl yani?

Bunu yanlış anlamış olacak ki gözleri büyüdü ve ellerini hayır anlamında sallamaya başladı. "Y-yani kötü anlamda demedim asla. Sadece m-merak edi-"

Ellerini tutarak indirdim ve kendimi kasmaya devam ederken gözlerine baktım. Gülmemek için kendimi zorluyordum. Bunu anladığında bu sefer kaşlarını çatmıştı. Derin nefes alarak kendime geldim ve ellerimi çekerek geri yerime yaslandım.

"Dokuzdayken bir sevgilim vardı. Kız güzeldi, seviyordum da. Ama o anlamda sevmediğimi uzun zaman sonra fark ettim. Bir gün sınıfta otururken kız geldi yanıma. Sınıf boştu bir tek ikimiz vardık. Biz normal konuşurken bir anda yaklaştı ve beni öptü. Ne olduğunu anlamamıştım ama bu hiç hoşuma gitmemişti. Geri çekildiğinde ve benim tepkisiz kaldığımı gördüğünde biraz bozulmuştu. Bende yanlış anlamasın diye onu kendime çekmiş ve ben öpmüştüm. Ama hissiz gibiydim. Bir şey hissetmiyordum."

Derin nefes almak için ara verdiğimde beni dikkatle dinlediğini gördüm. Sırıtarak çayımdan bir yudum aldım ve tekrar konuşmaya devam ettim.

utanmaz [texting] ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin