0.4

99 11 40
                                    

Ona inanmak, kendini oyalamaktır ömür denen duraklarda.Yalan olduğunu bilsen de duymak istediğin şeyler vardır.Belki bir umut göz yanılmasıdır diye. Ama gerçekler açıktır, acıtır. Sıcak bir gülüş bir buz dağını bile eritebilir. Onun gülüşü nasıl kalbimi eritmesin.

~♡~

"Daha fazla içmeyin!"

"Ben gayet iyiyim."

Yanımda hunharca alkol alan adama baktım daha ismini bile bilmiyordum sorucak vakit bırakmadan içmeye başlamıştı. Hafif kirli sakalı, kestane rengi hafif uzun saçları, belirgin yüz hatları... Kendimi bir şahesere bakıyormuşum gibi hissettiriyordu.

Yavaşça elinde ki kadehi bırakıp bana doğru döndü.

"Adın ne küçük kız?"

Küçük kız mı? Aramızda o kadar yaş farkı olduğunu düşünmüyorum.

"Alisa, Alisa Allen. Sizin adınız nedir?"

"Andrew, Andrew Davies."

"Çok güzel bir işimmiş."

"Senin ki de."

Aramızda geçen sessizliğin utangaçlıığımdan dolayı olduğunu çok iyi biliyordum. Bir bakım dan da tanımadığım bir adam la konuştuğum için açık sözlü olamıyordum.

Uzun süren sessizliği bozan onun kalın sesi oldu.

"Eee kaç yaşındasın Alisa?"

"20 siz?"

"27..."

Evet o benden fazlasıyla büyüktü ve yaşınıda gösteriyordu. Pek şaşırmasam da yaş farkı rahatsız ediyordu.

"Şarkı söylerken neden bana öyle baktınız."

Ani bir şekilde aklıma gelen soruyla bende şaşırmadım diyemem. Ama gerçekten bakışları çok keskindi ve bende nedenini merak ediyordum.

"Nasıl bakmışım?"

Içkisinden bir yudum alırken kaşını kaldırarak bana baktı. Yaptığı hareketle küçük çaplı bir kalp krizi geçirsem de kendime gelebilmiştim.

"Siz bence gayet iyi biliyorsunuz. Şarkıyı söylerken gözleriniz hep bendeydi."

Kurduğum cümlelere ben bile şaşırırken bozuntuya vermeden dik duruşumu hiç bozmadım.

"Çünkü çok güzel söylüyordun küçük kız."

Küçük kız kelimesini tekrar kullanmasıyla sinir kat sayım yine artmış ve kendimi zor tutuyordum.

"Lütfen bana böyle hitap etmeyi bırakır mısınız? Aramızda da ki yaş farkını biraz daha düşünün isterim!"

"Tamam sakin ol bu kadar sinirleniceğini düşünmemiştim."

Sessizlik yine etrafı ele geçirdiğinde kalkmak için hazırlandım.

"Benim gitmem gerekiyor size iyi geceler..."

Hızla adımlarını burdan kurtulmak istercesine çıkışa doğru yönlendirdim.

"Alisa!"

Arkamdan bana seslenen kalın sesi duyduğumda hemen arkamı dönerek efendim dercesine baktım.

"Numaranı vermek ister misin?"

"Üzgünüm."

Cevap vermesine izin vermeden hızla çıkışa doğru ilerledim.
Daha yeni tanıştığım birine asla numaramı vermezdim. Zaten çokta tekin birine benzemiyordu.

Hızla Telefonumu çantada çıkartıp Adam'ı aradım.

"Hey Adam nerdesin?"

"Hâlâ bardayım peki sen nerdesin?"

"Ben dayanamadım ve dışarı çıktım hadi artık sende gelde gidelim burdan."

"Tamam Alisa bekle geliyorum."

Göremeyeceğini bilememe rağmen kafamla onaylayıp telefonu kapattım.

Gözlerimi etrafta gezdirerek zamanın akmasını bekliyordum.
Bana doğru yaklaşan adımları duyduğumda kafamı adımların geldi yöne doğru çevirerek incelemeye başladım.

Gelen kişinin Adam olmasını umarken umduğumun tersi çıkmış Jackson gelmişti.

Hızla gözlerimi devirerek öne dönerek iç çektim. Yine mi bu çocuk. Hızla kadrajıma girip yüzüne alaycı bir gülücük yerleştiren Jackson'a baktım. Amacı neydi bu çocuğun.

"Bak bak burda kimler varmış."

"Jackson git başımdan."

"Sadece tebrik etmeye geldim. Sakin ol."

"Ben de inandım. Git şurdan!"

"Daha oyuna başlamadık sen şimdiden sıkıldıysan..."

"Ne oyunundan bahsediyorsun?"

"Oyunun adı Alisa Allen ve boktan hayatı. Jackson ın daha çok mahfedeceği boktan hayat."

"Tabiri caizse SIKTIR GIT ARTIK."

"Bu laflar sana hiç yarışıyor mu Alisa. Halbuki daha sonrasında bunları söylediğin için çok pişman olacaksın..."

Hayatım o kadar boktandı ki Jackson emin ol daha çok mahvetmen imkansız.

Yanımıza Adam'ın gelmesiyle bir umut belki beni kurtarır diye ona sığınmaya çalışmıştım. Ama ne nafile tam bir ödleğin teki...

"Ben simdi gidiyorum Alisa. Ama sonra görüşeceğiz sakın unutma."

Yanımızdan ağır adamlarla uzaklaşmasıyla uzun bir oh çekip kafamı Adam'a çevirdim.

"Adam mısın sen Adam?"

"Umarım sen de söylediğin cümlenin saçmalığının farkındasındır."

"Evet farkındayım ama sinirliyim de."

"Tamam neyse hadi arabaya binelim yolda konuşuruz."

Yolculuk boyu söylediğinin aksine çok sessiz ve sıkıcı geçmişti. Karanlık gökyüzü ile konuşmuştum yine tek yoldaşım dı. Kapkaranlıktı aynı benim gibi...

Herkese merhaba diğerleri kadar uzun bir bölüm olmadı malesef. Bölüm atamadığım süreç içerisinde birçok aksilik yaşadım yani bahanem var :) umarım bölümü beğenirsiniz vote vermeyi unutmayın!

HASTA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin