MONA-LİSA 2

281 108 62
                                    

Evet sevgili okuyucularım ilk bölümü yayınladıktan sonra ikinci bölümü sizlerle paylaşacağım. Kendi büyük kalbi küçük bir çocuğun yaşadıkları bunlar. Sizlerin gereken desteği vereceğinizi düşünüyorum dediğim gibi lütfen bir eksiğim olursa lütfen yorumlarda olur özelden olur paylaşın . Çekinmeyin hadi ikinci bölüme geçelim.

Yeni arkadaşlıklar edinmek derken ezilmeyi kastedmiyorum tabi sadece mutlu olmak ve güzel arkadaşlıklar elde etmek. Okulun ilk günüde konuştuğum ilk kişi Mert oldu. Okula kaydımı yaptırmaya giderken oda ordaydı ve aynı gün kaydolmuştuk okula. Görünüşte çok iyi bir insana benziyor kendisi daha sonra konuştuğum kişiler arasında Neriman vardı oda kapalı imam hatipten gelen 344 puanlı bir öğrenci daha ilk günün sonunda çok samimi olmuştum ikisiyle de çok yakın arkadaşlıklar edindim daha ilk günden bu ne samimiyet ama kişilikleri o kadar çok saf ve narin görünüyordu ki sevmemek elde değil. Aslında benim o anda aklıma takılan tek şey vardı. Herkes birbiriyle bu kadar konuşkanken ve samimi bir ortam varken kimseyle hiçbir şekilde konuşmayan bir kız vardı adı da Süheyla Sude adında bir asalet vardı adeta. İsmi çok güzeldi konuşmak istedim kendiyle ama çok konuşkan bir kız olmadığı için yanına gitemeye çekiniyordum. Ne bilim alışık değilim böyle çok insanla konuşmaya. Aradan birkaç gün geçtikçe insanları daha iyi tanıyor onları daha iyi analiz ediyordum. Zamanın akış hızında kişiliğini beğenmediğim insanlar da oluşmaya başladı, belki bu bir ön yargı olabilir ama bilemiyorum. Bu kişilikler arasında Sinan ve Didemi kastediyorum. Burnu havada çok dik kişiliklere sahip sadece bunlarla sınırlı kalmadı tabi birkaç kişi daha var ama tabi ön yargıyla yaklaşmak istemedim. Günün birinde Mert'le birlikte en ön sırada oturuyorduk onlarda arkaya geçmemizi bir ricayla değilde adeta bir emir edasıyla ve sert bir üslupla dile getirdi tabi istemiyorduk bu utanç verici tavrın ardından. Mert'le ordan kalkmak istemiyorduk seviyorduk o kadar çok itici ve küstah biriydi ki ona o anda ucube diyesim geldi ve o andan sonra da Didem şeklinde değilde ucube diye hitap etmeye başladık. Ucube türbanlı kısa boylu bi o kadar da gıcık bir insandı kimseyle sorunlu başlamak değil niyetim ama geçmişten gelen anılar ile insanları karşı bir ön yargı ile yaklaşıyorum insanları sevmek için çalışan ama insanları seven ve onlara güvenen biri değilim. Ucube olsun Sinan olsun Melih olsun veya herhangi biri kimseyle problem yaşamak istemiyorum zaten kimseyle problem yaşamaya gelmedim ama insanların böyle kibirli olmaları canımı sıkıyor, kırılıyor ister istemez insan. Ama biliyorum harika arkdaşlar edineceğim.

Kalbimin onarılma  zamanı geldi. Sanırım mutlu olmayı kalbimin de biraz mutluluk tatması gerektiğini düşünüyorum her insan mutlu olmayı hak eder, sevilmeyi sevmeyi hak eder. Kimseyi sevemiyorum kalbim buna izin vermiyor ne zaman birini sevecek olsam kalbimin güveni dur diyor çünkü eski anılar sarıyor bedenimi

                      5 YIL ÖNCE 

Hocam= Ödevin nerde mona?

Mona= Evde kaldı hocam.

Hocam= Öyle mi seni yalancı.

Mona= Lütfen hocam inanın.

Hocam= O zaman git getir.

Mona= Yolu bilmiyorum hocam.

Hocam= Anneni arayacam.

Mona= Hocam durun kızmayın ama yırtıldı yapamadım.

Hocam= O zaman neden yalan söylüyorsun.

Mona= Korktum hocam.

Hocam= Korktun ha daha kork o zaman.

Beni tutup duvara vurdu canım çok yandı hocam dedim. Beter ol diyişleri kulağımdan eksilmiyor.
Lütfen hocam lütfen diye haykırışlarıma kulak asmadan devam etti tokatlamaya küçücük bir çocuğa bunları yaptığına inanamıyorum.

Mona= Hocam yeter ne olursunuz bakın çok yanıyor canım.

Hocam= Geber lan adi şerefsiz yalan söylemenin bedelleri bunlar.

Sessiz kaldım hep  konuşamadım. Kim inanırdı ki küçük bir çocuğa. Hayatımda bana bırakılan en acı iz. Belkide hiç silinmeyecek, geçemeyecek bir yara.

Sizi affetmeyeceğim hocam hayatımda hep kötü anılar bırakacaksınız.

                 ŞİMDİKİ ZAMAN

Haykırışlarıma kulak asmayan hocanın bende bıraktığı bu acı yara ile kalbimin hisleri nasıl sevebilir ki bir insanı güvenmek kolay değil anlatmak istedim hep lakin  anlayalım olmadı bu acıyla yaşadım büyüdüm hep daha 9 ve 10 yaşlarım benim için ölüm fermanımın yazılığı iki kötü sene.

Evet canlarım ikinici  bölümün sonuna geldik lütfen eksiklerimi giderebilmem için yardımcı olun. Benim için çok önemli ben harikalar yaratabileceğime inanıyorum. Sadece sizin inancınız ve desteğiniz benimle olsun. Şimdiden teşekkür ederim tüm emekleriniz için... Sağlıcakla kalın.

SAVAŞ ÖRĞE

GÜNEŞİN BATIŞI (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin