Melih'in aklına uyup lisaya söylemeyi biraz geciktirmeye karar verdim. O zamanlar Lisa gene uzak benden, soğuk tavırlar, umursamaz davranışlar ama bi o kadar da zeytin gözleri bakışları ile de umut verişleri. Aradan birkaç hafta geçti onun okulda bir erkekle çok yakın olduğunu fark ettim. İsmi Okay. 1.95 boyarında beyaz tenli, siyah gözleri ve siyah saçları. Onun okay ile bu kadar yakın oluşundan anlamsızca rahatsız olmaya başladım ve akşamında Lisa'ya telefon açtım biraz sohbet ettik ona Okay ile aralarında bişey olup olmadığını sordum. Oda bana böye bişey olmadığını sadece onunla değil kimseyle olmayacağını söyledi. Konuşmanın ertesi sabahında okulun 4. Teneffüs saati en yakın arkadaşı Açelya ile beni arıyorlar. Daha doğrusu Açelya. İlk başta beni aradığını kendim öğrenmedim.
Zil çalınca Melih ile birlikte aşağı indim. Yukarı çıktığım anda da sırasıyla Sude, Hülya ve Pelin kapıda beni görür görmez hemen koştular üzerime bir heyecanla .Pelin= Mona, Lisa ve Açelya sınıfa geldi seni sordular. Mona burda mı dediler.
Merak içinde hemen sordum.
Mona= Neden geldiklerine dair bir bilgin var mı peki, yani neden beni arıyorlar. Ortada hiçbir şey yokken.
Pelin= Hayır Hiçbir bilgim yok.
Sonra Aşağı inip onları aradım tabi Melih ile birlikte. Aşağıda göremeyince kapı girişinde karlılaştık. Açelya kızgın, sinirli sanki ağzından köpük çıkıyor. "Biraz konuşabilir miyiz dedi. " Lisa bunu kabul etmemem gerektiğini söyledi. Ama ben konuşmak istedim. Ardından bahçeye tekrar çıkıp, konuşmaya başlamak üzereyken, Açelya'dan bir ses 'Mona arkadaşın gelmesin. Lisa da gelmicek bsşbaşa konşalım' dedi. Sonra zaten Melihe yukarı çık bile demeden yukarının yolunu aldı. Herkes derste sadece ben, Açelya ve biraz uzaktan bizi sinsice dinleyen lisa. Dışardaydık. Oturuyorduk, Açelya baya kızgın vakit kaybetmeden konuya giriş yaptı.
Açelya= Mona seninle açık konuşacam, ben seni sevmiyorum. Ve en yakın arkadaşım olan lisayla konuşmandan rahatsız oluyorum.
Mona= Bu seni ilgilendirmez Açelya Lisa kendiyle konuşmamdan rahatsız olmuyor, seni ne ilgilendriyor. Anlamıyorum.
Açelya= Bak Mona Lisa seni sevmiyor, anlamıyor musun sevmiyor, Sen Lisayı sevdiğini idda ediyorsun. Sevmek bu mu söyle bana?
Mona= Açelya ben sevmenin ne olduğunu çok iyi bilirim, kalbimde çok iyi taşırım. Sevmek kimi zaman mutluluk verir insana, kimi zaman hüzün, kimi zaman neşe saçar, kimi zaman ise kara bulutlar. Sevmek sadece bu değil tabi sevmek gerçekten sevmekse, onun mutluluğu için kendi sevdandan bile vazgeçemeyi göze alabilmektir. Ve sevmek karşındaki seni sevmiyor diye iki günlük sevdalara inat daha sıkı tutulmak, mutlu olduğunu görmek için daha da kendinden vazgeçmektir. Ben kendimden vazgeçtim Açelya sevmek budur işte. Ve bunu sadece seven insan rahatlıkla söyleyebilir.
Açelya= Bak mona ne de güzel anlattın sevgiyi, o zaman onun mutluluğu için kendi sevdandan vazgeç, seninkisi sadece bir platonik aşktan başka bişey değil. Ve çok zor bişey. Böyle yapmak hem seni üzüyor, hemde onu. Yapma ikinizede çektirme bu acıyı.
Mona= Açelya ben yaşadım diyorsun ama sevginin s'sini bile anlamıyorsun. Belki karşıdaki üzülebilir evet ama ben üzgün değilim ki bir gün olsun da üzülmedim, pişman da olmdım. Ya Allah için insan sevdasından pişmanlık duyar mı, neyse bu konuyu çok daha uzatmak istemiyorum. Senin dediğin gibi olsun.
Açelya= Mona lisa benim dostum, kardeşim, herşeyim. Ben onun üzülmesine dayanamam anla beni.
Mona= Vaybe Açelya, onun üzülmesine dayanamam diyorsun, ama başkasının duygularını önemsemiyorsun, söylesene insanlık bunun neresinde, kendi mutluluğunuz için başkalarının mutluluğu ve ya üzüntüsü umurunuzda değil, kalbinin acıması bi anlam ifade etmiyor bişey söylemiyorum daha fazla. Sözün bittiği yer zaten.
Daha sonra yukarı çıktım. Karşıma gelen ilk kişi, Melih ne konuştuğumuzu sordu anlatmamı istedi, yorgun ve kırgın olduğum için anlatmak istemediğimi söyleyince daha fazla üstelemedi. İyi de yaptı. Pelinlere de aynı birkaç gün sonra lisa dan bir msj onunla konuşmamı istiyor, ama Açelya dan duyduğu rahatsızlıktan dolayı evde akşam aramamı istedi. Akşamında aradım, Açelya ile olan konuşmalarımızdan bahsetti, daha sonra onun adına özür diledi. Ardından da nasıl olduğumu söyledi, söylediği şeyler bir kulağımdan girer diğerinden çıkar gibiydi, ona melihe daha önce anlatmış olduğum olayı anlattım. Babalarımızın nasıl çocukluk arkadaşı olduğunu, ardından dedelerimizin nasıl birlikte iş yaptığını falan filan anlattım. Benim verdiğim tepkiyi verdi şaşırdı, olayları anlattıktan sonra da onunla daha fazla konuşmak istemediğimi ve ikimiz içnde konuşmamamızın daha doğru olacağını söyleyip telefonu kapattım. Ertesi gün yolda giderken okul girişinde karşılaştıktan sonra günaydın demesine karşılık vermeden içeri geçtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNEŞİN BATIŞI (TAMAMLANDI)
Fiksi Remajaİntikam ateşi içinde boğulmuştu genç adam. Dostuna duyduğu sonsuz nefret içinde bitirdi kendini. Diğer tarafta ise Mona Del Roreza Kardeşine duydugu sonsuz güveni yıkmıştı hayatını birer birer. Kaybetme korkusu olmayan karşıt dost yakmaya hazırdı dü...