Evet arkadaşlar öncelikle merhaba sizlerle birlikte 8. Bölümü yayınlayacağım herkese verdiği emekten dolayı teşekkürlerimi borç bilirim sizler benim yanımda durdukça biz büyümeye devam edecez. Emeği geçen herkese teşekkür ederim. İsterseniz bölüme geçelim iyi okumalar sevgili okuyucularım.
3 AY SONRAUzun bir tatilin sonuna gelmek üzereydik. Okulların açılmasına yalnızca iki gün. Koca bir yaz, su olup akıp gitmişti. Artık okula tamamen adapte olmuş, onuncu sınıf öğrencisi olmuştum. Koca bir yaz ne yaptığımı merak edenler için söylüyorum. Uyudum, sadece uyudum. Geçen seneye bakacak olursak kötü bir sene geçtiği pekte söylenemez. Zaman zaman kırgınlıklar yaşansada, arkadaşlarımla zıtlaştığım zamanlar olsa da onlarla aramı yapmak için olgun bir kişiliğe sahip olduğumu düşünüyorum. Tabi artık bunların bir önemi yok. Yeni bir sene, yeni umutlar ve yeni hayaller. Okulun başlarında geçen sene belki dostluğumun bitme sebebi olan Melih ile yeni bir arkadaşlık içine girdik. İlk gün kendiyle uzun uzun konuştuk. İlerleyen zamanlarda da iyi bir dostluk oluşabilecek sinyalleri de verdi. Geçen sene en çok uzak hissettiğim kişilikler Hüseyin ve Sezgindi. Bana karşı tavırları soğuktu. Bu sene onlarıda biraz tanımaya karar verdim ve onlarla olan sohbetimi biraz arttırmaya karar verdim. Bu süre zarfında Melih, Hüseyin ve Sezginle olan arkadaşlığımla birlikte Mert'le aramızda ki buzlar da erimeye başlamıştı. Herkes birbirleriyle iletişim haline yine girmeye başladı. Bununla da kalmadı tabi. Sınıfa yeni simalar da gelmeye başladı. Örnek olarak Mehmet. Mehmet'le orta okuldan beri aynı okuldaydık. Ama birbirimizi tanımadığımız için pek fazla sohbette etmemiştik bitürlü. Belkide bizim sınıfa gelmesi onunla hiç olmayan iletişimimi arttırabilirdi. Tabi yalnızca sadece Mehmet ile sınırlı kalmadı. Kübra ve Melahat gibi yeni isimlerde aramıza dahil olmuştu. Melahat sınıf tekrarı, Kübra ise farklı bir okuldan nakille gelmişti. Farabi den. Mehmete ilk zamanlar da kanım ısınmadı, sevemedim. Ama zaman ilerledikçe, onu tanıyıp sohbet ettikçe iyi bir insan olduğunu fark edip arkadaş olmuştuk. Kübra ve Melahat ile de ufak çaplı arkadaşlığımız yaşanacaktı ama çok samimi olmamak şartıyla. Okul birkaç gün geçtikten sonra Lisa ile bir şekilde konuşmak istiyordum. Uzun zamandır ne sesini ne yüzünü görmüştüm. Birkaç gün ne kadar çabalasamda konuşamadım onunla, istemiyordu. Ama ben en azından hiç değilse biraz olsun sesini duymak istiyordum. Arıyorum açmıyordu, mesaj atıyorum cevap vermiyordu. Günün birinde Fulya Hocaya ona attığım mesajları göstermişti. Ve hoca da bana yeğenini rahatsız etmeye devam ettiğim takdirde okuldan atacağanı söyledi. Oysa ben rahatsız etmiyordum ki, sadece ona olan özlemimi biraz olsun hafifletmek için biraz olsun sohbet etmek istedim. Bu kadar mı sevmiyordu beni, bu kadar mı uzak durmak istedi benden anlamıyorum. Onu sevmekten başka ne yapabilirdim ki bilemiyorum. Evet belki tek taraflı seviyordum ama en azından sohbet edebilirdi benimle. Sonra bir şekilde onunla konuşmamı kabul etti. Ve bir gün öğle molasında başbaşa bi sohbet ettik. Bu sohbette bana ağır laflar söyledi. Benden nefret ettiğini, hayatında görüp görebileceği en iğrenç erkek olduğumu ve beni hiç bir zaman sevmeyeceğini çünkü sevilmeyi hak etmediğimi söyledi. O gün kafa mı yastığa gözü yaşlı bir şekilde koydum. Ağladım, zırladım bana neden bu kadar ağır laflar ettiğini merak ettim. Ama onu sevmekten pişmanlık duymadım. İnsan sevdiğini severken pişman olur mu?
Kısa bir bölümün olduğunun farkındayım ama sezon finaline kadar bu kelime sayım 500-700 arasında olacak ve emin olun öyle bir kitap olacak ki sizler bile kendinizi alamayacaksınız idda ediyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNEŞİN BATIŞI (TAMAMLANDI)
Genç Kurguİntikam ateşi içinde boğulmuştu genç adam. Dostuna duyduğu sonsuz nefret içinde bitirdi kendini. Diğer tarafta ise Mona Del Roreza Kardeşine duydugu sonsuz güveni yıkmıştı hayatını birer birer. Kaybetme korkusu olmayan karşıt dost yakmaya hazırdı dü...