6

3.1K 271 169
                                    

Mi Cha Jeongguk'un bulunduğu odadaki diğer yatağa alındığında Jeongguk neredeyse heyecandan bayılacaktı.

Jeongguk Mi Cha geldiğinden beri yatakta onun tarafına doğru dönmüştü. Onun hayati bulgularını takip ediyordu.

Kesinlikle odadaki arkadaşlarının konuştuklarıyla bir alakası yoktu. Sanki bütün Dünya yıkılmış sadece ikisi kalmıştı.

Mi Cha ve kendisi.

Hemşirelerin yaptığı her bir işlemi minik bir erkek çocuğun annesini izlediği gibi izliyor, Mi Cha'nın ne hissediyordu merak ediyordu.

Bunu fark eden Jimin " Biraz da bizimle mi ilgilensen keşke? " dediğinde diğer arkadaşları gülmüştü. Jimin de onlara katılırken Jungkook dürtülmüş gibi irkilerek arkadaşlarına döndü.

" Ben... Şey... " dediğinde Mi Cha'nın annesi " Bulaşmayın oğluma. " diye Jungkook'u korumaya aldı. O da kızının saçlarını okşuyordu.

Saat su gibi akarken artık odadaki herkes Mi Cha'nın tepki vermesini bekliyordu. Hemşirelerin ona verdiği ağrı kesiciler, narkoz etkili olduğu için uyanması pek mümkün değildi ama bir ihtimal vardı işte.

Yalvarırım, bu mutluluğu bana bir kez daha yaşat Mi Cha. Bir kere gözlerini bana bilinçli bakarken görebileyim.

O gün Mi Cha bir tepki vermediğinde Jeongguk üzüntütle uykuya daldı. Uyumadan önce arkadaşlarını zorla evine göndermişti. Yarın geleceklerini adı gibi iyi biliyordu.

Jeongguk'un uykusu hafif olduğu için Jeongguk gecenin bir yarısı hıçkırık sesiyle uyandı.

Göğsündeki yaraları tutup aekasına zar zor döndüğünde karanlıktaki kişiyi seçmeye çalıştı. Sonra bu odada sadece Mi Cha ve Mi Cha'nın annesi olduğunu hatırladı.

Mi Cha'nın annesi evladının başında ağlıyordu.

Jeongguk korkuyla ayağa kalkmaya çalışırken dikişlerini acıttı. Acıyla dişlerini sıkıp sonunda yerinden kalkabildiğinde Mi Cha'nın annesinin boğuk sesi kulaklarına ilişti.

" Ne oldu, oğlum? Lavaboya mı gidiyorsun? "

Sesini ne kadar düzeltmeye çalışırsa çalışsın ağladığı bariz ortadaydı. Jeongguk güçlükle elini prize atıp ışıkları açtığında Mi Cha'nın annesi başını yere eğmişti.

Uyku sersemi ve dikişleri acıyan Jeongguk " Bir şey mi oldu? " diye sordu. " Mi Cha'ya bir şey mi oldu? "

" Hayır, kızım iyi. " dedi Mi Cha'nın annesi.

" O zaman neden ağlıyorsun? " dedi Jeongguk Mi Cha'nın annesinin yanında bulunan boşluğa otururken.

Jeongguk " Birden öylesine geliverdi. Bilmiyorum. " diye cevabını aldığında kafasını Mi Cha'nın annesinin omzuna koydu.

" Canının ne kadar yandığını en iyi ben hissedebilirim sanırım. " diye mırıldandı Jeongguk. " O senin kızın, benim... "

Jeongguk yutkundu. Kelimeler boğazını yavaş yavaş yakarken duraksadı. Ne diyebilirdi? Kendisi de bilmiyordu.

" Benim arkadaşım. "

Sonra kafasını yerleştirmeye çalışarak " Mi Cha çok şanslı. " diye fısıldadı. Sesi kısıktı ama her kelimesinde duygu yüksekti.

" Mi Cha çok şanslı çünkü annesi var. Ben bu hakkı bir ay önce kaybettim. "

Mi Cha'nın annesi elini Jeongguk'un yanağına koyup okşadığında Jeongguk devam etti.

Bus 2 | chaeggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin