15

2.3K 216 215
                                    

Madem istediniz ben de düşüncelerimi söyleyeyim.

Jeongguk'tan başlayayım. Sen naif, kırılgan ama bir o kadar güçlü bir çocuksun. Herkesi kucaklayacak kadar geniş kolların, herkesi içine alacak kadar geniş bir kalbin var ama o kalbi sadece aşk anlamında Mi Cha'ya açtın. Aile bakımından çok yaralandın, özellikle baban tarafından ama babana bir şey olsa ilk sen koşacak kadar iyi bir yüreğin var, çocuk. Anneni kaybettiğinde çok yıprandın. Geceleri ağladığını kimseye söyleyemedin. Babanı bile özlediğini dillendiremedin. Sen bu dünyadaki en iyisini hak ediyorsun.

Mi Cha, sen tam Jeongguk'un kız versiyonusun, bebeğim. Kendi şanslı hissetmelisin çünkü Jeongguk ile birlikle altı tane daha arkadaş kazandın. Jeongguk ile tek farkın sizin aile bağınızın çok iyi olması. Jeongguk'un hoşuna giden kısımlardan biri de bu. Sen de kırılgan, her şeye susan birisi olarak gözükebilirsin ama sevdiklerin için her şeyi yaparsın.

Jeongguk'un babası, her gece yastığa başını koyduğunda pişmanlıklar yaşıyorsun ama bu gidilen yolun geri dönüşsüz olduğu başından beri belliydi. Oğluna kaldırdığın her el sana ızdırap vermek için rüyalarında. Eski eşini hatırlatmak için her zaman şimdiki eşin yanında. Çok sonradan fark ettin eski eşinin sana göre olduğunu. Şimdi ise mezarına gidecek yüzün yok. Sırtını dayayacağın kimsen yok. Tek gururlanacağın şey Jeongguk gibi bir oğlun olması ama onu da sen kendinden uzaklaştırdın bile.

Ve okuyucularım olan sizler mükemmelsiniz.

Bu bölümü seviceğinize, bölümde duygulanacağınıza ve sonra " ayyy ama yaaaa " diyeceğinize eminim.

İyi okumalar.

Yorum çok olunca hızlı geldi bölüm, hani ;) yorum ;) atsanız ;) diyorum ;)

Jeongguk evdeki eşyalarını toplamaya başlamıştı. Babasının evinden ayrılmak değil, her köşesinin annesinin anılarıyla dolu olan bu evden ayrılmak onu üzüyordu.

Annesinin onu izleyip onunla gurur duymasını istemişti hep ama ne yaptıysa yerin dibine batmıştı. Hep babası yüzündendi.

Babasının o mesajına cevap vermeyip Mi Cha'yı arkadaşlarıyla eve gönderdikten sonra hemen toplanmaya başlamıştı. Aera yanında kaldığı için ona yardım ediyordu. Kendisi sıkıntı değildi ama o kız başına nerede kalacaktı ki?

En iyisi onu kendi evine göndermekti ama o kadar inatçı birisiydi ki bunu reddeceği kesindi. Ya da arkadaşlarına emanet etmeliydi onu. Bu iyi fikirdi.

Jeongguk ikinci valizinin sonuna geldiğinde komodininin üzerinde çerçeveye kaydı gözü. Annesi ile kendisinin fotoğrafıydı.

Gülümseyerek çerçeveyi eline aldı. Fotoğrafı okşayıp annesinin yüzünü öptü. Çerçeveyi özenle kıyafetlerinin üzerine koyarken hüzünlenmişti.

Valizinin içinde annesinin de birkaç kıyafeti vardı. Bazı geceler uyuyamadığında onları koklayıp uyuyakalıyordu.

Sabah olduğunda evden çıkmadan önce Jeongguk babasına not bıraktı.

Bir babanın yapacağı en son şeyi yaptın ama merak etme artık yüzümü göremeyeceksin. Bu ev de, bu şehir de hatta bu ülke de senin olsun.

Jeongguk Aera'dan gizli yazdığı notu televizyonun önüne astığında Aera " Ben hazırım. " dedi.

Jeongguk başını sallayıp " Tamam, gidelim. " dediğinde Aera bavulunu sürükleyip kapının önüne çıkardı.

Aera'nın arabasının bagajına bavulları koyduktan sonra arabaya bindiler. Jeongguk her ne kadar şarkı dinlemeyi sevse de arabada çalan şarkıya odaklanamadı. Sadece yolu izledi.

Bus 2 | chaeggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin