“William,bırak elindekini.” Sözlerimin ona yetmediğini işte bu cümle sayesinde anlayabilmiştim.Gri gözlerini karşıya odaklamış,hayatla ilişkisini kesmiş gibi bakıyordu.Sinirli ifadesi yüzüyle değilde sanki elinin kanıyla dışarı bırakıyordu.Az önce dokunmaya yeltendiğim kanlı elleri yavaşça dokundum.
“Tamam,söz elindekini bırak bir yere gitmiyeceğim.” Evet dediğimi yapacaktım,yeterki şu elini fazlasıyla batan camı bıraksın.
Parmak boğumlarının üzerinde yavaşça tenimi sürtünce elinin gevşediğini hissettim.Kana bulanmış cam yavaş yavaş görünmeye başlayınca bir daha bunun olmamasını umarak onun farketmediği şekilde alıverdim.Sanki kanı durdurabileceğimi zannederek,kendi ellerimi bez gibi kullandım.Canı acıdığı belliydi çünkü camın battığı kesik fazlasıyla derin.
“Hastahaneye gidelim.” Dedim.Onun halini ondan daha çok umursuyordum.Odakladığı şeyden gözlerini ayırarak ellerine baktı.Tuaf bakışlarla bakınca bir an bocalıyacağını ve bana yanında kaldığım için teşekkür edeceğini zannettim.Ama o kusursuz olduğu için diğer insanlar gibi bocalamadı.
Hiçbir söz söylemeden,elindeki yaraya sadece bir çizik gibi bakarak üzerindeki beyaz gömleğin düğmelerini çözmeye başladı.
“Sen gitmiyor muydun ?” dedi.Elindeki kan beyaz gömleğinde seri katilin son mağdurunun izleri gibi duruyordu.Zaten bu adamdan da süper seri katil olabileceğine eminim.Bakışlar ve davranışlar.
“Kalmamı istediğini zannediyordum.” Dedim.Yine bir duygu değişimi yaşayarak üzerinden çok zaman geçmeyen sinirimin yerini tuaf bir hal almıştı.
“İstersen kalabilirsin.” Dedi.Bu arada da beyaz dar gömleğinin düğmelerini açtıkça sporun yararlarını yavaşça görünüyordu.
“Eline bakmama izin ver.” Sesim yeterince ince ve kısık çıkmıştı.
“Önemli bir şey değil Angelena.” Dedi.İsmimi söylediği zamanların çok nadir olduğunu anladım.Gri gözleri hissiz bir şekilde gözlerimde oyalanıp bedenimde gezindi.Keşke onun şu an bana bakarken ki düşüncelerini hissedebilseydim.Küçük adımlarlarını başlattığında nefesimi tutmaya başlamıştım.Nefes suya girince tutulurdu.Aynı durum onun içinde geçerliydi.Onun içine girmek kendini rahatlatıyordu ama kimse uzun süre kalamazdı içinde.Kalmaya kalkışırsa onu boğardı.Onunla yaşamak isteyenin balık olması şartı.Onsuz yaşayamıyacak birine ihtiyacı vardı.Ve sanırım onun derin soğuk suyu burnuma kadar gelmişti.
“Benim acı çekmeme mi dayanamıyorsun yoksa kan görmeye mi ?” dedi.Aramızdaki mesafeyi tam zamanında durdurmuştu.
“Ben-“ sözümü tamamlayamadan kanı hafiften kurumuş yumruk yaptığı elini açtı.Avuç çizgileri kanla daha çok belirginleşmişti.
“Merakını giderebilirsin.” Dedi.
Elini geri çekmesinden korkarak bir koşu dün ezberlediğim evin banyosuna giderek demir metale asılı duran beyaz,yumuşak havluyu alıp bir tarafını suyla ıslattım.Ellerimin titrediğini onun yanına giderken farkettiğimde,titremesini engellemek için sımsıkı yumruk yapıp sıktım.
Yanına geldiğimde uzattığı elini indirmişti.Hiç düşünmeden dizlerimi kırıp yere doğru eğildim ve elini hiç sormadan tekrardan avcumu içine aldım.Beyaz havlu ilk dokunuşunda belirgin izler oluşturuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hep Seni Bekledim
JugendliteraturAnnesini ve babasını kaybetmiş güzel kadın Angelena Moore.Ölen babasının istediği projeyi alabilmek için İngilterede'ki tüm şirketleri yerle bir eden kadın.Kalbinin kapısına mühür vurmuş bir kadın.Ta ki Amerikanın soylu ailelerinden ve şirketini dün...