Psikopatın ağzından
Yıkılışımın kaç bininci günüydü bilinmez ama bugün kırılmıştım kırılacağım kadar. Zaten ne bekliyorsam? Sadece sevdiğimi söylemek istemiştim. Zaten Ceyda'dan da beni sevmesi beklenmezdi. İçimdeki karanlık büyürken onu aydınlığım sanmıştım. Sanırım en büyük hatam buydu. Kapüşonum hala kafamdayken mesaj üstüne gelen mesajlara aldırmadan sessize aldım. Okul binasına yavaş yavaş yürürken bir anda yavaşlamama sebep olan bir şey oldu. Birisi arkadan bana sarılmıştı. Önüme döndüğümde Ceyda fark etmiş ve başını görmemek için yere eğmişti. Bu, beni gülümsetiyordu. Bir çocuk edasıyla "Kırdıysam özür dilerim." Dedi. Ben şimdi bunun bu tatlı haline nasıl zapt olabilirdim ki? Sonra kollarımı ona sardım ve biraz sonra onun da bana sarılmasına izin verdim. Konuşmak istiyordum ama maalesef konuşamıyordum. Kolları sırtımdayken bunlar bir gerçek mi acaba diye düşünmekten kendimi alıkoyamıyordum.Onu işte bu yüzden seviyordum. Bir çocuk kadar masum ve saf ama bir yılan kadar da sinsi ve kötüydü. Sevmediği insanlara değil de ona ters yapan insanlara karşı yılan tarafını gösteriyordu. Çünkü o, sinsi ve kötü olmak zorundaydı ona karşı kazık atan kişilere. Hemencecik inanıyordu gülümseyen herkese. Bu yüzden de kendinden nefret ediyordu işte. Sadece kötü tarafını gördükleri için. Kendisi de bazen görüyordu sürekli o kötü tarafını. Kötü tarafını görünce herkesi kendinden uzaklaştırmaya çalışıyordu. O da ben de psikolojik tedavi görüyorduk. Yani, ben görmek için, iyileşmek için çabalanıyordu ama kimsenin umrunda olduğu yoktu. Şey derlerdi hep, birisinden hiçbir zaman hiç bir şey bekleme, hep hüsranda kalırsın diye. Bu yüzden kimseye açılmamaya çalışıyordum. Bizzat hepsini görmüştüm. Ah içimdeki karanlık. Senden nefret ediyorum işte! Aklıma eskiden olan o boktan anıları sokuyorsun. Bir de şu aptal düşüncelerimi. Haklı da aslında, ben bu yaşta bitmiş bir insanım. Sürekli birisine dayanamam. Kendim ayakta durmak zorundayım. Yoruldum ama ya. Ben de yoruldum iç ses. Daha değneksiz ayakta durmaya , hele senin gibi bir zebaniyle uğraşırken, çalışmak çok zor bir iş. Biliyorum, ben de o istenmeyen grubun bir üyesiyim. Benim gibilerin arkadaşları olmaz, olsa bile grubu olamaz. Neden biliyor musun iç ses? Çünkü hep dışlanan tayfayız biz. Bizi ne kabul ederler ne de dışlarlar. Ortada bir yerlerde kalırız. Arkadaşımızın yanında onu korumaya çalıştığımızda onun bize ihtiyacı olmadığını hissettirir ve bazen de acımadan söylerler iç ses. İşte bu yüzden insanlardan nefret ediyorum. İşte bu yüzden etrafıma almıyorum.
Ve işte bu yüzden deliriyorum iç ses.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hacker || Texting
Short Story(Tamamlandı)05**:Gülme, çok güzel gülüyorsun. 05**: Şaşırma, seni dikizlemiyorum. 05**: Kameradan diyorum, ne güzel çıkıyorsun. Engellendi.