Parsın mektubu
Günaydın güzelim, minik kuşum... bugün sensiz kaç bininci günüm hiçbir fikrim yok.. sahi üç yıl bile olmadı.. belki de geçmiştir... bilmiyorum zaman kavramı çok karışık.. bana göre bir ömür olan şeyler sana göre bir hafta bile değildir.. sonuçta acı zamanı yavaşlatır..
Şaka değil ama, Türkiye şartlarında hayatta kalmak, Meryem ananın hamile kalması gibi bir mucize.
Bu arada, beni merak etmiyorsundur ama söylemek istedim. Seni hala çok seviyorum. Bu sevgi ne dile getirilebilecek ,ne de gösterilebilecek bir şey. Bu mektubu belki okumazsın, ama okuduğun zaman bil ki her şey çok geç olmuş olacak.. en azından benim için..
Umarım ağlamıyorsundur, çünkü bil ki ağlarsan yattığım yerden kalkıp birlikte ağlamamız için yanına gelirim..
sana yetişkinler için bir masal anlatacağım..
İzin verirsen tabi...
Bir varmış bir yokmuş... evvel zaman içinde dillere destan mavi saçlı bir prenses varmış.. ona aşık bir de çoban varmış ki, ona sürekli sarı laleler yollarmış... sonra o prenses sarı laleler arasından bir kırmızı elma bulmuş ve yemiş, ve güzelliğine güzellik katmış bu elma. Artık gözü çobanı tanımaz olmuş ve lalelerini yakıyormuş.. kötü bir kalbi yokmuş ama çobanın elmayı koyma gibi bir hatası prensesin gitmesine prensle evlenmesine neden olmuş... prens kötü mü bilemeyiz, sanırım prenses laleri görünce üzülüyor diye onları yakıyormuş. Bunu gören çoban çok üzülmüş ve uzun ince bir yolculuğa koyulmuş...
Minik kuşum kendine iyi bak baban uçuyor
Seni seviyorum
Pars
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hacker || Texting
Short Story(Tamamlandı)05**:Gülme, çok güzel gülüyorsun. 05**: Şaşırma, seni dikizlemiyorum. 05**: Kameradan diyorum, ne güzel çıkıyorsun. Engellendi.