~~
"Neden yukarıya çıktın güzelim?"
İşte bu cümle onun sesini ilk kez aklıma kazıdığım cümleydi. Omuz silktim, umursamıyordum kim olduğunu. "Düşünmek istedim." Sonra kolunu omzuma attı ve konuşmaya devam etti. "Yanımda da düşünebilirsin." Gülümsedim, ama bu psikopatça belki de her şeyin başlangıcı olan bir gülümsemeydi. "Bunu karşıma çıkmaktan korkan bir korkak mı söylüyor?" Aynı şekilde o da gülümsedi. Görmedim ama hissettim. "Bunu seni severken ölmekten korkmayan bir korkak söylüyor, evet. Ayrıca güzelim, her şey zamanını bekler.Şimdi çantandaki ilaçlarını al ve iç. Hastalığın yapıyor bunu ve sen bence sabah içmedin." Kaşlarımı şaşkınlıkla havaya kaldırdım. "Nereden biliyorsun?" Karnım guruldamaya başlamıştı.
"O seni sevmiyor, seni acınası bir insan olarak görüyor."
"Hayır, öyle görmüyor. Sus artık!"
"Evet öyle görüyor, sen ne kadar kabul etsen de etmesen de."
"Öyle değil ya! Sus!"
"Eğer öyle olmasaydı ilaçları nereden bilecekti?"
"SUS DEDİM SANA SUUUS!"
"Şimdi güzelim restoranta gidiyoruz ve sen de lahmacun yiyorsun. " Ayaklarımı durdurdum. Çocukça kollarımı topladım. "Ben lahmacun sevmiyorum artık yemeceğim!" Kahkaha atmaya başladı. "Sen çocukluktan beri sevmiyorsun çünkü küçükken üç tane lahmacun gömdüğün için kusmuştun. Şimdi gideceğimiz yer o kadar güzel yapıyor ki aşık olacaksın." Aç olduğum için itiraz etmeden tıpış tıpış yürüdüm yanına. Hala başım aşağıdaydı çünkü sesini ve kahkahasını duymuştum. Daha fazla kendini aşamazdım. Restoranta geldiğimizde bir garson konuşmaya başladı ama ben zaten yolda canım sıkıldığı için kulaklık takmıştım ve bu yüzden soy ismini de duymamıştım. Çok fazla zeki miyim neyim?
"Sen bir aptalsın."
"Sus ya! her şeye muhalefet olma öyle."
"E ama öylesin yalan mı?"
"Bana beş tan lahmaç iki tane ayran hanımefendiye de iki tane lahmaç bir tane ayran lütfen." Bir dakika ben lahmacun yemiycektim. "Başka isteğiniz var mı?" ben konuşmaya başladım. "Ben lahmacun istemiyorum yerine portakallı pekin ördeği, balkabaklı dondurma ve özel sosla yapılmış antrikot bacağı. İçecek olarak da beş tane çikolatalı süt!"
Psikopat: Portakallı mı pekin ördeği?
Psikopat: Balkabaklı mı dondurma?
Psikopat: Şarkı isteseydin açardık
Psikopat: Erik dalı var mesela
Psikopat: O da olsun mu?
"Bir tane de erik dalı." Garsonla psikopat gülmeye başladı. "Hanımefendi antrikot dışında diğerlerini içermiyoruz. Normalde beyfendi gibi özel müşterilerimize antrikot da sunmuyorduk." Duruşumu dikleştirdim. "O zaman ben lahmacun alayım"
Psikopat: LAHMACUNLU ANTRİKOT LÜTFEN
Gülmeye başladığımda gözlerinin ışıltısını görmemeye çalıştım. Siparişi verdikten sonra lahmacunu beklemeye başladık.Karnımı tutarak söylenmeye başladım. "Ben acıktım." deyince oradan psikopat anında garson çevirdi ve hızlı bir biçimde getirilmesini istedi siparişlerin. Beş dakika sonra lahmacunlar geldiğinde hepsini gömdüm. Yanlız ben hala açtım. Aç olduğumu anlamış olacak ki tabağını uzattı ve bana sihirli sözcükleri söyledi. "Al ye." Tabii kıtlıktan çıkmış gibi onları da gömdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hacker || Texting
Short Story(Tamamlandı)05**:Gülme, çok güzel gülüyorsun. 05**: Şaşırma, seni dikizlemiyorum. 05**: Kameradan diyorum, ne güzel çıkıyorsun. Engellendi.