Gerçek bir aşk hikayesi Bölüm 23

56 9 6
                                    

Biraz önce hayranlıkla güzelliğini seyrederken şimdi ise şaşkın bakışlarım ile ciddi olup olmadığını anlamaya çalışıyordum.

Ve kekeleyerek...:

"Kaçacağız yani"

Gözlerinde bir ışıltı parladı. Ve sevinçle onayladı.:

"Evet birlikte..."

"Nereye?"

"Benim gidebileceğim her yeri biliyorlar. Yakalanırız, sen bizi kimsenin bulamayacağı bir mekan ayarlayacaksın."

Düşünmeye başladım. Bütün seçenekler aklımı bir dolaştı. Sonra birden endişe içime girdi. 

Ve korkarak ona bir soru sordum.:

"Kaç yaşındasın?"

"On yedi..."

"Ne diyorsun  neredeyse üniversiteye başlayalı bir yıl olacak..."

"Ama sana daha önce söylemiştim."

"Neyi ?"

"Ben bir yaş küçük okula kayıt oldum. Çünkü çok akıllı olduğumu keşfettiler."

"Evet çok iyi yapmışlar. İyi ki sınıfta atlatmadılar."

Birden gözlerinde hüzün, yüzünde gerginlik dolu mimikler görülmeye başlandı.:

"Yoksa..."

Baktım ki umutsuz ağlayacak  bir kız vardı, şimdi karşımda,"

Hemen  başımı sallayıp daha kötüye doğru gitmesini durdurmak için,:

"Hayır, hayır...  düşündüğün gibi değil başka çaremiz yok,"

Şimdi sözlerime inanmamış  gibi gözlerimde korktuğu şeyi arıyordu. Ona cesaret vermek ve bu kaygılı durumdan uzaklaşması için,:

"Senin için her türlü risk almaya hazırım." dedim.

Şimdi biraz rahatlamıştı. Aşk geri dönmüştü. Maliyeti çok ağır olacak görünüyordu. Bedelini ödemeye ikimizde hazırdık.

Kaçmak için iyi planlanmış bir organizasyon şart idi.  Zaman çok önemliydi. 18. yaş günü bütün tehlikelerin yok olacağı bir zaman dilimiydi.:

Ve en can alıcı soruyu sordum.:

"Ne zaman 18. yaş günün..."

""31 Temmuz " dedi. Ve tepkimi ölçmek için iyice yaklaşıp gözlerimdeki endişeyi aradı. Oysa içimde fırtınalar kopuyor. Her yerimi yıkıyordu. Maddi ve manevi olanaksızlıklar içinde zor bir maceraydı.

Aklıma İstanbul'da evlendim dediği geldi.:

"Peki ailenin izniyle mi evlendin?"

"Dini nikah yapıldı. Resmi değil," dedi. Bu beni rahatlattı.  Sonra yaşadığım keşkeleri anımsadım. Oysa kaybettiğim her şey bana geri dönmüştü. Tabi ki zor olacaktı. İçime bir cesaret geldi. Önemli olan ikimizin birbirini sevmesiydi.

Bana yine gözlerini kilitledi. Belli ki sınaması hep olacaktı.:

"Eski  nişanlım peşimizde olacaktır.  Babamda şikayetçi olabilir.  Bu tehlikeleri unutma; eğer hayır dersen gönül koymam ." dedi.

O an bir kaç saniye sessiz kalmam bile onun için hayır olacaktı. Benim için ise anlamı onu tamamen kaybetmekti.  Bu acıyı kaldıramazdım. Ve artık ona ileride bir daha:' Bana gel,' diyecek açık kapı kalmazdı. 

Neşe, ebeveyn gibi öğüt vermeye başladı.:

"Yanlış anlama , ama  sen bu işin hep gerisinde kaldın. Yine diyorum ki... "

Birden İstanbul'da yaptığı gibi ağır sözler ile kınayacağını düşündüm. Çünkü aşkın gerektirdiği hiç bir görevi yapmamıştım ona göre ama zaman hızla geçiyordu. Aşk gittikçe bizden uzaklaşıyordu. Ailesi onun kaderini çizmek istiyordu. Ben ise ondan hiç bir vakit caymadım.

Bunları düşünürken, yine beni strese sokan soruyu sordu:

"Ne zaman kaçacağız..." dedi. 

Bekleme  şansımız yoktu. Karşı taraf baskı ile tekrar ona yüzük takmayı deneyecekti. Çok fazla direnemezdi.  Ne yaşı ne de psikolojisi bunu kaldırmazdı.

Birden heyecanla ayağa kalktı:

"Ablam geliyor..." dedi.  Bu ne anlama geliyordu.:

"Yakalandık mı?" diye panik oldum. Onun bana vereceği talimatı bekliyordum.  Yanımıza gelen Nesrin ablasıydı.:

"Hareketlerinden heyecan içinde ve nefes nefese olması bir sorun olduğunu gösteriyordu.

Bana bir kağıt uzattı.:

"Bu telefon numarasından ara, biraz sonra babam buraya gelecek; seni görmesin şimdi tuvalete saklan çabuk" dedi.

Neşe' ye dönüp : "Ahmet, her yeri dolaşıp seni arıyor. Burada seni bulması an meselesi," dedi.

Kaçma planımızı tam kuramadan birbirimizden ayrıldık. Dediği gibi yapıp tuvalete sığındım.

Oyalandıktan sonra çıktığımda gitmişlerdi.  Sahile doğru yürüdüm. Uzaktan kafeteryaları kontrol ediyordum.   Kalabalık bir grubun her yere girip çıktığını uzaktan  gördüm. Evet bu genç sakallı ,İstanbul'da masasında  oturanlardan biriydi. Yüzlerinden öfke okunuyordu.Beni tanımaları olasıydı. Ama yinede bundan emin değildim. Hasımlarımı uzaktan izledim. Çok yakında başım belaya girecekti. Hatta genç kızı alıkoymaktan ailesi şikayet ederse daha vahim olaylar gerçekleşecekti.

Sahilden  , Bostanlı istikametine yürümeye başladım. Aklımdan mahallesine gidip onu pencereden görmek geldi. Belki bir telefon kulübesi bulup arayarak son durumu öğrenebilirdim.

Ve gittikçe apartmana yaklaştım. Etrafta kimse yoktu. Kapının önündeydim. camından arkamda bazı insanların olduğunu fark ettim:

Buz gibi öfkeli bir ses ile irkildim:

"Birader, birini mi arıyorsun?

gerçek bir aşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin