Şimdi çiçekler sarı, yaşam ne kırmızı ne yeşil artık aşkım dikkat diyor. Umutlarım sarı açıyor. Gençliğimin en güzel aşkına yollar gidecek mi?
26 Temmuz 1986 cumartesi Bostanlı güzel sanatlar parkında bekliyorum. Çünkü üvey babam ,
öğle yemeği için eve gelirdi. Ne zaman o iş yerine gittiğinde, anneme uğrardım. Çünkü onunla küstük. Saat üç ile altı arası annemle sohbet ederdik. Üvey babam gelmeden giderdim. Moralim bozuktu. Neşe daha ortalıkta yoktu. Bu beni üzüyordu. Sanki aşkımız pamuk ipliğine bağlı gibiydi. Koptu, kopacak.
Anneme :"Kahve yap da bir falıma bak, telvenin çizdiği kaderimi görmek istiyorum."
"Oğlum hiç böyle konuşmazdın. Yoksa bir derdin mi var." dedi . Gülümseyerek
Gece sevdiğim arkadaşım , Mustafa ile sahilde dolaşıyorduk. Onu anlatıyordum. Akıllı çocuktu.
Ne yapmam gerekiyordu? Belki bilemediğim bir çözüm bulurdu.
Bana: "Anlattığına göre, bu kızın sana ilgisi var. Dikkatimi çeken konu, bir daha gidip ikinci teklifi yapmamışsın. Geç kalmadan tekrar şansını denemelisin. " dedi.
Bu konuşması yüreğime su serpti.:
"Evet, doğru söylüyorsun.bunu neden yapmadım. Bilemiyorum."
"Normal bir kızın sana hayır deme şansı yok, Yakışıklısın. İyisin. Romantiksin. Kızlar böyle tiplerden çok hoşlanır."
Şimdi daha bir cesaret geldi:
"Evet , gidip tekrar konuşmalıyım."
Mustafa çok can alıcı bir yorum yaptı:
"Onu bir kez göreyim. Senin onu elde edip etmeyeceğini söylerim. Boşuna doktor olmadık."
Ben heyecanla: "Yok ya, gerçekten mi" dedim.
Şimdi yeni bir heyecan fırtınası sarmıştı. İçimde hortumlar kopuyordu. Onu kaybetmek korkusunu çok derin , buruk bir acıyla hissettim. Şimdi tatildeydi. Bir yaz aşkı yaşayabilirdi.
İmbat yüzüme vuruyordu. . Karşıyaka sahilinden şimdi karşı kıyı İzmir'in şehir ışıkları daha bir uzaktı. Tıpkı şu an Neşe'nin çok uzakta olması gibi.
Sahil boyu bir sürü insan yaz sefası yapıyordu. Yürüyorlardı. İçlerinde ve akıllarında, kim bilir ne vardı. Ama benim aklımda fikrimde tek o vardı.
Serap başlamıştı. Halüsinasyon görüyordum. Karşımda uzaktan Neşe geliyordu. Sanki cennetten inen bir huri gibiydi.' Artık kara sevda hastalığına tutuldum .' diye düşündüm.
Evet gittikçe yaklaşan kız bana gülümsüyordu. Bu o...
Heyecanla Mustafa'yı dürttüm:
"İşte o geliyor" dedim.
"Hangisi?" dedi merakla...
"Sarışın mavi tulum giymiş kız o işte, yanında ablası var."
Mustafa , hayranlığını tek kelimeyle anlattı. Başka bir şey söylemesine gerek yoktu:
"Afet!"
Evet benim aşkım afetti. Sonu yıkıcı , kahreden vazgeçilmez bir tutkuydu. Ve benim yine dizlerimin bağı çözülmüştü.
Hayranlıkla onu izliyor. Yaklaşmasını bekliyordum. Onu görmek , izlemek bile mutluluktu.
Çok tatlı bir gülümsemeyle selam verdi. Sadece karşılığını verebildim. Başka hiç bir şey yapamadım. Belki ablasından çekindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
gerçek bir aşk
RomanceGerçek bir aşk hikayesidir. Olaylar yerler isimler değiştirilmemiştir. 1986 yılı hatıra defterinden alındığı için hikaye kahramanı 24 yaşındadır. Olaylar ve duygular yazarın o anki canlı duygularıdır. Romantik bir tarzda yazılmıştır. Sevgili ara...