Bölüm 10

21.2K 1.5K 668
                                    

Uzun zamandır yoktum, demişler öldü şimdi yazsınlar yılan akademisi dekanı geri döndü! Upuzuuun bir aradan sonra hepinize yeniden merhaba, sevgili yılan akademisi!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Uzun zamandır yoktum, demişler öldü şimdi yazsınlar yılan akademisi dekanı geri döndü! Upuzuuun bir aradan sonra hepinize yeniden merhaba, sevgili yılan akademisi!

Bu gecikmenin sebebini milyon farklı şekilde yazılmış olarak profilimdeki duyurulardan bulabilirsiniz. O yüzden girizgahı geçiyor ve sizleri bölümle baş başa bırakıyorum.

Sizi seviyorum, bu bölüm Kuzey'e dair en merak edilen konulardan birine açıklık getirdiğim için siz de beni seversiniz diye düşünüyor ve Yallah bölümü okumaya! diyerek sizleri uğurluyorum. Yorumlarda buluşalım.


"Kendisi bu konuda itiraz kabul etmeyeceğini de iletmemi istedi. Sizde bir emaneti olduğunu ve onun güvenliği için zorluk çıkarmamanızı da hatırlatmamı istedi." Köyün orta yerinde tamam belki orta yeri değil, bizim evin önü ama bunun ne önemi var dimi şimdi? Neyse kapının önünde, hem de mobeseler - komşularımız- kayıttayken neden emanet falan diyorsun?

Takım elbise, adım çıkmış 9'a! 8'e ineceğine, oralarda dokuz sekizlik oynuyor! Tüm bunlar yetmez gibi adım bir de torbacıya çıkacak senin yüzünden!

Benden açıklama bekleyen yok, herkes bu takım elbise ve organ mafyası makam arabasına nasıl eriştiğimi merak ediyor. Merak etmeyin, mafya olmadım. Şimdilik. Olursam da zaten topuklarınızın haberi olur.

"Büyük bir firmanın reklam işi bende de bilgisayarın başına bir şey gelirse," dediğimde herkesin gözünde ne olabilir ki bakışı belirdi. Feribot batabilir diyeceğim ama ben otobüsle gidiyorum... Neyse ne! Allah'ın işine karışmayın canım siz! " Maddi olarak zarara uğrarız yani ondan dolayı da şirket şey etmiş." Gerçekten şey etmiş ama bu şirket değil; benim büzülesice ağzım!

Yaptığım beyin yakıcı açıklamadan sonra kimsenin kendine gelmesini beklemeden 'Ben varınca sizi ararım.' Diyerek apar topar arabaya bindim.

Emniyet kemerimi takmak için döndüğümde omzuma dokunan bir elle irkildim. Ne var takım elbise? Bin dedik arabaya bindik işte daha ne istiyorsun benden camı mı?

"İsterseniz arka koltuğa geçin efendim." Çok istiyorsan sen geç takım elbise! Ama baştan uyarayım, ben araba kullanmayı bilmiyorum.

Gerçi bu araba kendi kendine gidiyordur herhalde çünkü basit mantıkla düşününce Iphone ile takas edilen şahinin, şoföre ihtiyaç duyduğu düzende, bu makinenin uzaya çıkması lazım. Yoksa kimse bana aradaki fiyat farkını kabullendiremez.

"İstesem otururdum zaten dimi güzel kardeşim? Hadi sen önüne bak da bir an önce çıkalım şu cehennemden." Maşallah herkesin de bir fikri var benim yapacağım yolculuk hakkında!

"Kuzey Bey, biz yola çıkıyoruz. Evet efendim, anladım." Yandan bana bakarsan ben gerilirim ama takım elbise! Cimricem bana 'BEGÜM' diye mesaj atınca eli ayağı titreyen insanım ben. Off o mesajlardan gerilmeyen babayiğit var mı ya?Seninle bir şey konuşmamız lazım. Mesajına gerilmediğini iddia eden şahısla; 18 yaşında olup Türkçe ezan duyduğunu iddia eden kızın sözleri arasında hiçbir fark yok benim için bilesiniz ... "İleteceğim kendisine. Teşekkürler."

Sinsirella MasalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin