1. Don't

11.1K 606 580
                                    

"O zaman son sahneyi değiştiriyoruz." dedi Jimin.

"Bence de. Kadın içeri girdiğinde her şeyin eski halinde olduğunu anlasın. Tam geçerken de senin dediğin gibi yerde öylece bırakılmış, bir kere ısırılmış bir elma görelim. Sonra ekran kararsın. Bitti!"

"Var ya biz efsaneyiz ha!" dedi tam kahvesine uzanırken vazgeçti ve ellerini havaya kaldırdı.

"Ruh ikizi olmak budur bebeğim!" Taehyung da ona eşlik etti ve iki el, havada zaferle çarpıştı.

Jimin Starbucks bardağından bir yudum aldı. Yüzünü ekşitti. Kahvesi soğumuştu ve tarif edecek bir kelime bulmak istediğinde aklına tek gelen şey şuydu: berbat.

3 saattir Starbucks'ta oturmuş senaryoları hakkında konuşuyorlardı. Yani, 2 saat dedikodu, 5 dakika ihtiyaç molası, 10 dakika yan masada kavga eden çifti dinleme -kız çocuğa öyle laflar ediyordu ki Taehyung'un bile kalkıp kızdan özür dileyesi gelmişti- 10 dakika sosyal medya gezintisi - Taehyung tavşanla uyuyan bir kaplanın videosunu ona izletmek için yalvarmıştı- 5 dakika etraftakileri kesme -Jimin terasın kapısının orada oturan uzun boylu çocuğun onları kestiğinden emindi- sürecinden sonra yarım saat şöyle bir üstünden geçmişlerdi senaryolarının.

"Sen şimdi ne zaman gideceksin Busan'a?" dedi Tae mavi saçlarını karıştırırken. Yeni boyatmıştı ve bir haftadır gittikleri her yerde iltifatlar ve gözler üstünden düşmüyordu. Tüm şehir şu an ona bayılıyordu. Jimin inkar edilemezdi. Yakıyordu.

"Yarın sabah son vizem var. Ona girip gideceğim."

"Kalkalım o zaman ruhumun aynası, hazırlan sen."

Iki katlı Starbucks'ta her zamanki yerlerinde kalkıp üst kata çıkıp çıkışa yöneldiler. Jimin baristaya iyi akşamlar diledi. Yakışıklı barista da ona göz kırptı çıkarken.

"Yemin ederim adam iş atıyor bize ya!" Taehyung ikinci kapıyı kapatıp soğuk rüzgarı teninde hissederken konuştu.

"Ya iş atsa ne olur Tae? O bir beta."

"Ee? Betalar omega ile olamaz diye bir yasa mı var?"

"Yok ama ben bir alfa istiyorum."

"Valla ben de bir uzay mekiği istiyorum ama..." ellerini iki yana açtı. "...hala buradayım."

Jimin, mavi saçlı omeganın saçlarını karıştırdı. Önce sarıldılar sıkıca. Vizelerden sonra koca bir hafta görüşemeyeceklerdi. Sonra uzaklaşıp yine sarıldılar.

"Varınca vardım de tamam mı?" dedi Taehyung Jimin'e. Onun yurdu kendininki gibi Starbucksa yakın değildi çünkü.

"Peki alfam!"

"Dalga geçme mal!"

Ayrı yönlere doğru döndüler. Genç omeganın aklını sadece yarınki son sınavı dolduruyordu. Belki de bu yüzden karşısında ona doğru gelen 2 tane büyük kurdu görmemişti.

Onları hissettiği an kafasını kaldırdı. 2 siyah kurt, ağır adımlarla ona doğru yürüyordu. Sağındaki soldakine göre daha iriydi. Fakat ikisi de oldukça yapılı alfalardı. Kaslı kolları kürklerin arasından oldukça belli oluyordu. Her adımlarında gece kadar karanlık ama ay ışığı kadar parlak kürkleri ahenkle havalanıyor ve geri iniyordu. Auraları gözle görülür cinstendi. Jimin onların kokusunu ve gücünü bu uzaklıktan bile hissediyordu.

Jimin korktu.

Yanmıştı.

Omega onlara yol vermek istiyordu. Saygı göstermeliydi. Yanlış bir hareket yapmak istemiyordu çünkü kendi kurdu bu alfalar kadar güçlü değildi ve ikiye karşı tek olmak hiç de adil görünmüyordu.

Sol tarafa çekilmek istedi. Otoyol vardı. Arabalar tam da Jimin'in şansına kahkaha atar gibi vızır vızır geçiyordu. Oraya çekilse kesinlikle ezilirdi.

Sağa döndü. Karanlık yolda sanki daha da karanlık olabilirmiş gibi iddaya girmiş bir uçurum vardı. Tek sıra dikilmiş ince çam ağaçları dipsiz uçurumu hiç de örtmüyordu. Oraya bir adım demek düşmek demekti. Kemikleri kırılırdı daha dönüşemeden.

Siktir.

Sakin ol Jimin, diye düşündü omega. Sadece bekle ve iki yanından geçmelerine izin ver. Sakin kal ve sorun istemediğini belli et. Iki yetişkin alfa ile savaşamazsın.

2 kurdun adımları da yerle asilce buluşurken Jimin sadece kısa adımlarla ilerliyordu. Üstündeki deri ceketin fermuarını biraz çekti ve ceplerine ellerini soktu. Şu an sadece siyah yırtık kotundaki dizleri açık duruyordu. Isırırlarsa açık hedefti ve koşması için o dizlere ihtiyacı vardı.

Kurtlar iki yanına ulaştıklarında alfaların aurası Jimin'i sersemletti. Ikisi de kesinlikle kendi klanlarının lideri olacaklardı ileride. Jimin şu an bile sürülerine katılmayı istedi. Park klanının lideri olan babası şu an bu düşünceleri bilse onu cezalandırırdı. Ya da cezalandırmazdı. Belki Jimin tüm bu hisleri sadece kızgınlık dönemi yaklaştığı için bu kadar yoğun duyuyordu. Daha önce hiç bu kadar yoğun bir alfa kokusu almamıştı. Odunsu aromalar rüzgarla birlikte etrafını sarıp burnuna doluyordu.

Alfalardan kurtulmuştu.

Yani o öyle sanıyordu.

Hrrr.

______________

Selamlar harikulade müthiş efsane okuyucularım kankilerim kardeşlerim!

Ilklerle buluşmayı seven ben bu sefer ilk defa bir omegaverse yazıyorum.

Ama tek farkla!

BU HIKAYEDE YAŞANAN TÜM OLAYLAR TAMAMIYLE GERÇEKTIR!!!
(yani kurt kısımları hariç)

Ruh ikizim, kapılım kankim ile başımızdan geçen bu olayı hikayeleştirelim dedik. Hem de benim guilty pleasure'ım olan shipim Minjoon ile 😍😍😍😍

4 bölümlük kısa hikayeme bolca sevgi gösterin. Sizleri seviyorum💘💘

Don't Bite Me | MinjoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin